Özel Haber: Engin Açar
Gezi Davası tutuklusu Avukat Can Atalay, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen seçimlerde TİP tarafından Hatay’dan milletvekili adayı gösterildi. Halkın oylarıyla Meclis’e girmeye hak kazanmasına rağmen hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaya devam edilen Atalay TELE1’e konuştu. Meclis'teki yemin törenini televizyondaki akşam haberlerinde izlediğini belirten Atalay, TBMM kürsüsünde yapacağı ilk konuşmayı da TELE1'e açıkladı.
İktidarın 2013 yılında Gezi Parkı’na AVM yapılması girişimine karşı kurulan Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yürüten Avukat Can Atalay, 14 Mayıs seçimlerinde TİP’in Hatay Milletvekili Adayı oldu.
Seçim sonuçlarına göre, Meclis’e girmeyi hak kazanan ve hukuken tutukluluğunun son bulması gereken Atalay, iktidarın engellemeleriyle cezaevinde tutulmaya devam ediliyor.
Silivri Cezaevindeki mahkumiyeti devam eden ve TBMM’deki yemin törenine katılamayan Hatay Milletvekili Can Atalay, TELE1’e açıklamalarda bulundu.
Avukatı aracılığıyla sorularımızı yanıtlayan Atalay'ın açıklamaları şöyle:
1-TİP’den milletvekili seçilmenize rağmen hala tahliye edilmediniz. Demokrasi ve adaletin işlememesi nedeniyle milletin vekaletini üstlenme görevine başlayamadınız.
Hatay halkı yıkılmış bir kentte, tüm koşullarını zorlayarak iradesini beyan etti. Bu irade her fırsatta "milli irade" referansı ile söz söyleyenler tarafından tanınmamaya çalışılıyor. Eğer siyasal iktidar "milli irade"ye dayanıyorsa biz de o iradenin temsilcisiyiz. Milli irade bir bütündür bölünemez. Demokrasi bir bütündür bölünemez.
Ben, hemen o hatta tahliye ihtimaline aileme söylemiştim. Hukuki olan da buydu. Anayasa Mahkemesi'nin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun konu ile ilgili içtihadı çok açık. Çünkü Leyla Güven dosyasının tümü elimin altında değil ama Anayasa Mahkemesi'nin onunla ilgili kararı da çok açık. Hiçbir kuşkuya yer bırakmıyor. O karar sonrasındaki gelişmeleri Leyla Hanım'ın avukatlarına sormalısınız. Ama tekrar ediyorum, hukuki durum çok açık.
2-Hukuk işlemez ve tahliye edilmezseniz Hatay halkını nasıl temsil edecekseniz. Hatay’ın sorunlarını nasıl gündeme getireceksiniz bu konu ile ilgili bir B planı var mi?
Bu ihtimal hukuken mümkün değildir. Anayasal düzenin, hukuk devletinin zerresi kaldıysa yasama organının bir üyesinin görevini yapması engellenemez. Anayasa çok açık; konuya ilişkin hem Anayasa Mahkemesi hem de Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihadı çok açık.
3-TELE1’i meclis, bu röportajı da meclis kürsüsü olarak varsayalım. Mecliste ilk konuşmanızda neler söylerdiniz?
İlk konuşmada bu yaşadığımız hukuksuzluktan kısaca söz edip hızlıca Hatay'ın deprem sonrası halk sağlığını olumsuz etkileyen moloz döküm alanları ile ilgili yapılması gerekenler ve ivedilikle elverişli geçici barınma alanları oluşturulması ile ilgili konuşurum diye düşünüyorum.
4-TBMM’de yemin töreni esnasında hukuksuz bir şekilde orada olmamanız sağlandı. Tüm milletvekilleri yemin ederken siz orada olmadığınız için neler hissettiniz?
Yemin törenini televizyonda izlerken ismim okunup okunmayacağını merak ettim. O anı akşam haberlerinde izledim. Sera'nın sözleri ile sanırım tebessüm ettim. Koltuktu fotoğrafımın oturması da ilginç olmuş. Erkan, Ahmet ve Sera hem vakur hem kararlı davrandılar. Sağ olsunlar.
5-Seçimler sona erdi ama sistemi değiştirecek bir yönetim göreve gelemedi. Sizce muhalefet yüzde 48’lik gücünü nasıl kullanmalı?
Cumhurbaşkanlığı seçimi son derece eşitsiz, adil olmayan koşullarda yapıldı ve doğru, kazanılamadı. Ama ben Kılıçdaroğlu'nun siyasal hayatımızda uzun erimli bir iz bıraktığını düşünüyorum. Hala, her koşulda itiraz eden bir %50 hiç de az değildir. Tüm yurttaşları siyasete, kendilerine yakın gördükleri siyasi partilerde siyaset yapmaya ve daha da önemlisi demokratik kitle örgütlerine, meslek kuruluşlarına, sendikalara katkıda bulunmaya; hakları için mücadele etmeye davet ediyorum.
7-TİP ortak liste ile değil kendi listesiyle seçimlere katıldı. Sizce bu seçimlerde TİP mecliste hedeflediği başarıya ulaşabildi mi ?
Emek ve Özgürlük İttifak'ında listeler ile ilgili tartışmalar süresince mahpustum. Değerlendirmeyi hem muhtemel bilgi eksiklerimi de tamamlayarak tüm dostlarla önce yüzyüze tartıştıktan sonra paylaşmayı yeğlerim.
Ancak şimdiden dahi Hatay özelinde ittifak bileşenlerinin bildiğim, aileme dahi ifade edilen yaklaşımları sonrasında ortaya çıkan manzarayı şaşkınlıkla karşıladığımı söylemek isterim. Ve şimdilik bu sınırda durmak isterim.
8-Gezi’nin 10. Yılındayız. O döneme ait halkın gezi ruhu sizce korunabildi mi? Yeniden canlandırabilmek için neler yapılabilir?
Gezi Direnişi toplumu derinden etkiledi ve ben her hak mücadelesinde, toplumsal talepte etkisini gözlemliyorum. Ötesi, bu tür tarihsel olguların uzun vadeli etkileri önemli olur. Gezi'de de bu böyle olacak. Siyasal etkisi ile ilgili toplam eksiklik ise hem artık konuşulmaya başlanmalı hem de geleceğe yürürken bu eksiklerden ders çıkarmalıyız.
O pankartta yazan doğrudur; emin olun: Karanlık gider, Gezi kalır!
Üzücü. Ama bu tartışmayı beraber yol yürümeye devam etmek için ve dostça yapmalıyız.
Öteden beri orada şurada "siyasete girmeyi düşünmüyor musun?" sorusuna muhatap olduğumda hep "bu yaptıklarımız zaten hep siyaset" yanıtını verirdim.
Şimdi, sokak kadar belki azıcık daha güçlü yeni bir megafon vasıtası ile söylenecek o sözler. Davamız hep aynı dava...
https://tele1.com.tr/ankara-adliyesinde-can-atalaya-ozgurluk-isteyen-avukatlara-polis-mudahalesi-858968/
https://tele1.com.tr/700-aydin-ve-hukukcdan-yargitaya-can-atalay-cagrisi-858603/