Buldan: AKP-MHP erkek iktidarının inşa ettiği faşizmi kadınlar yıkıyor

Yayın tarihi: 6 Temmuz 2021 Salı 2:55 pm - Güncelleme: 6 Temmuz 2021 Salı 2:55 pm

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP-MHP ortaklığını ‘erkek iktidarı’ olarak nitelendiren Buldan, “Kadınlar, ekonomik buhrandan en çok etkilenen kesim” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaptı. Yeni Yargı Paketi’ne ilişkin konuşan Buldan, “Çocuk istismarında ve kadına yönelik suçlarda ceza için şart getiriyorlar. Yani, suçluyu cezalandırmamak için bin dereden su getirenler yasama eliyle faillere yol açmaya çalışıyorlar. Mevcut iktidarın reform adı altında yaptığı malumun ilanıdır. Gerçek bir reform olacaksa, bu AKP-MHP iktidarının gitmesiyle olur, bu da böyle olacaktır. Bütün kadınlara bunun sözünü veriyorum. Toplum ancak böyle nefes alır, refaha, huzura, hukuka kavuşur. Bu reformun mimarı da biz kadınlar olacağız” ifadelerini kullandı.

HDP İzmir İl Binası’nda Onur Gencer tarafından katledilen Deniz Poyraz’ı anan Buldan, “Özel olarak eğitilen İzmir tetikçisini hangi nefret siyasetini yetiştirdiğini gayet iyi tanıyoruz. Deniz’i katleden zihniyet, zulümle, baskıyla başaramadıklarını katliamla başarmaya çalışanlardır. Deniz’i katleden zihniyet, kadını, Kürt’ü hedef gösteren faşist zihniyettir. Baskıyla korkmadığımızı, zulümle pes etmediğimizi, vazgeçmediğimizi çok iyi bilirler. Bir kez daha haykırıyorum: İzmir katliamı hak mücadelemizi daha da pekiştirmiştir. Bizden aldığınız her bir canın hesabını yargı önünde mutlaka soracağız” diye konuştu.

Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“BİZ FESİH EDERİZ ONLAR DA KABULLENİR SANANLAR YANILDILAR”

“Toplumsal muhalefetini kırmak amacıyla her türlü baskı ve zor yönetimini kullanan erkek iktidar şunu gördü ki, kadınlar baskılar karşısında yılmamaktadır. Kadınlar bugün itibariyle sadece cins mücadelesi yönetmiyor, erkek mafya düzenini gönderme mücadelesine gerçek bir öncülük de yapıyor. Kadınlar ne onların yalanlarına kanmakta, ne baskısıyla sinmektedir. Bizler de kadın mücadelesinin parçası ve temsilcisi olarak, kadın mücadelesiyle çok daha umutluyuz ve başarmaya çok daha yakınız.

(İstanbul Sözleşmesi) Biz fesih ederiz onlar da kabullenir sananlar yanıldılar. Kadınlar ne kabul ettiler ne biat ettiler. AKP-MHP erkek iktidarının inşa ettiği faşizme karşı kadınlar barikatları yıkarak dur dedi. Yasaklarınız, fesihleriniz, engelleriniz değil kadınların direndiği meydanlar kazanacaktır. İstanbul Sözleşmesi kadın haklarını geliştiren ve koruyan, kadınlara yönelik suçları önleyen bir metindir. Çocuk istismarını önleme ve etkin mücadeleyi gerektiren bir sözleşmedir. Kadınlar için gereklidir, vazgeçilmezdir. Fakat tek bir adam; erkek ittifakıyla, toplumun tüm kesimlerinden kadınların haklarını teminat altına alan sözleşmesi hedef aldı.

Danıştay, başvuruyu reddetti. Danıştay da bu ülkede erkek yargısının var olduğunu bu kararla beraber kanıtladı. Biz kadınlar, bu tek adamın dayatmalarına, tek imzayla haklarımızı gasp etmelerine boyun eğmeyeceğiz.

20 Mart’tan bu yana her alanda mücadeleyiz, olmaya devam edeceğiz. Bu iktidarı gönderir göndermez İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacağız, etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayacağız.

“AKP-MHP İKTİDARI KADINLARLA MÜCADELE HALİNDE”

AKP Genel Başkanı şöyle bir şey söylüyor: Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz bu sözleşmeyle başlamadığı gibi bu sözleşmeyle bitmeyecek. Bu gerçek dışı sözleri biz kadınlara değil, sarayındaki yardakçılarına anlatsın. Belki kendisine inanan birilerini bulabilir. AKP-MHP iktidarı kadına yönelik şiddetle değil, kadınlarla mücadele halindedir. Kendisinin iktidarda olduğu süre içinde 16 bine yakın kadın katledildi. Kadına yönelik şiddet, görülmemiş oranda yükselmiştir. Sadece adalet bakanlığı verilerine göre 145 bin 939 çocuk istismarı davası açılmıştır. 2 milyona yakın kadın hayatta kalmak için koruma talep etmiştir. Kadın işsizlik oranı resmi rakama göre yüzde 45’e ulaşmıştır. Kadınların bütün hakları AKP hükümeti tarafından tehdit edilmiş, saldırıya uğramıştır. Bu mudur sizin kadına yönelik şiddetle mücadeleniz? Yargısından medyasına bütün kurumlarına kadar, kadını her türlü şiddete mahkum etmek için elinizden geleni yaptınız

“ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDUĞUNU HERKES BİLİYOR”

Meclis’te bizim ısrarımızla kadına yönelik şiddeti araştırma komisyonu kurulduğunu herkes biliyor. Bu komisyon bırakın kadınla yönelik şiddetle mücadelenin yöntemlerini tartışmayı, erkek şiddetini ve İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasını meşrulaştırmak üzere çalıştırıldı. Bu düzmece komisyondan çekildik. Çok açık ve net olarak ifade etmek istiyorum, AKP bu ülkede kadınların başına gelmiş en büyük felakettir.

AKP Genel Başkanı’nın kadına yönelik şiddet eylem planını da açıkladığını da biliyoruz. Biz bu eylem planı adı altında kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran ve örgütleyen kirli planın devreye sokulmak istediğini iyi biliyoruz. Biz sizin eylem planlarınızı, Boğaziçi’ne, belediyelerimize atanan kayyım zorbalığından biliriz. Binlerce kadının katledilmesinden, polis şiddetinden, çıplak aramalarınızdan biliriz. Şiddetin olduğu her yerde iktidarınız, iktidarınızın olduğu her yerde şiddetin olduğunu biliriz.” diye konuştu. Kadınlara yaşattığınız yaşam tarzına karşı korkusuzca ‘sana ne’ diyen kadınlar vardır.

Sesini de, mücadelesini de birleştiren milyonlarca kadın var. Kadınlar bitti demeden bitmeyecek olan İstanbul Sözleşmemiz var. Darbeci, kayyumcu, kadın düşmanı erkek siyasetine karşı kadınların demokratik siyaseti var. Tekçiliğinize karşı eş başkanlık sistemimiz var. Kadınların ter temiz barış talepleri var.

“KADINLAR EKONOMİK BUHRANDAN EN ÇOK ETKİLENEN KESİM”

Ekonomik mesele başka bir konu.. Ağır bir ekonomik çöküş var; yoksulluğu işsizliği kadınlar olarak ağır bir şekilde yaşıyoruz. Halk artık yoksullukla değil açlıkla mücadele eder duruma gelmiştir. Kadınlar bu ekonomik buhrandan en çok etkilenen kesim olmuştur. Erkek iktidar hane içi yoksulluğu kadınların sırtına yüklemiştir. Binlerce kadın yoksulluk ve işsizlikten kaynaklı olarak evlerini terk ederek başka illere tarım işçisi olarak göç etmektedir”