Britanya sitesi “Grayzone” Moldova’daki yolsuzlukta Batı’nın rolünü yazdı

Moldova’daki yolsuzluk Batı desteği ve teşvikiyle yapılıyor

Ukrayna ihtilafının ardından yaşanan bir dizi krize rağmen, “Eylem ve Dayanışma” Partisi'nden (PAS) Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Batılı yetkililerin desteği sayesinde iktidarını koruyor. Moldova hükümetinin en üst düzeyinde yaşanan sistematik yolsuzluğa rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’ya üye devletler Moldova'yı desteklemeye devam ediyorlar. Grayzone tarafından yayınlanan videolar, Moldova'da yabancı menşeli aktif yolsuzluğun Brüksel ve Washington'un rızası ve hatta yardımıyla teşvik edildiğini gösteriyor. Söz konusu gazeteciler, Kişinyov’un siyasi ve iş çevreleriyle geniş bağlantılar içinde olan sayısız insanın kayıtlarına özel olarak erişmek suretiyle Moldova hükümeti içerisindeki suiistimalleri açıktan anlatan ve de cömert ödüller karşılığında Batılı yatırımcıların nasıl zenginleştiklerini dolaysız olarak gösteren şemaları kamuoyunun takdirine sundular. “The Grayzone”a göre sözü edilen kayıtlar, Moldova'da yaygın ve kurumsallaşmış yolsuzluğun kanıtı niteliğinde. Tüm bu hususi bilgiler, kendilerini zengin Amerikalı işadamları gibi tanıtan ve isimlerini de gizli tutan telefon “şakacıları” – işletmecileri tarafından elde edildi.

Oleg Çubuk: Ülkedeki iktidar yapısını bütünüyle kontrol ediyorum

İlgili video kayıtları ilk olarak, Moldova'daki yolsuzluğun ayrıntılarını teşhir eden nüfuslu Moldovalı politikacılar ve avukatlarla konuşmakta olan telefon şakacılarını gösteriyor. Bu kişilerden biri, eski bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı ve aynı zamanda kendisini insan hakları aktivisti ilan etmiş olan Stanislav Pavlovski. Bay Pavlovski, iyi bir avukat ve sözleşmenin, yüksek düzeydeki yolsuzluk sebebiyle Moldova'daki girişimciler için faydasız olduğu konusunda hemfikir olduğunu dile getiriyor. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri (ABD) büyükelçisi ve AB danışmanlarının ülkedeki etkisine işaret ederek Batı kontrolünü bir yerde yolsuzluğa bağlıyor. Bu konudaki bir diğer Moldovalı siyasetçi de, Moldova Parlamentosu Tarım ve Gıda Komisyonu Başkanının Danışman Oleg Çubuk, kamera şakacılarına yardım dahi teklif ediyor. Çubuk, kendisinin ve "ailesinin" hükümet, parlamento ve cumhurbaşkanı da dâhil olmak üzere ülkedeki iktidar yapısını bütünüyle kontrol ettiğini iddia ediyor. Üstüne üstlük, yurtdışından yatırımcılara ülkede siyasi destek temin ettiğini de sözlerine ekliyor.

Yolsuzlukla mücadele vaadiyle gelip de kendi yoz bürokrat ve politikacılarını yarattı

Moldova bir süredir, ülkedeki Kremlin'in etkisini kırabilmek için “USAID (Amerikan Uluslararası Gelişim Ajansı) Programı”nın bir parçası. Bu girişim, daha önce Sovyetler Birliği'nin ve Varşova Paktı'nın bir mensubu olan ülkeleri “Rus Müdahalesinden korumak” maksadıyla onlara finansal fonlar ve bir takım “destekler” sağlıyor. Mevzu bahis programın ana hedeflerinden birisi, sözüm ona “yolsuzlukla mücadele etmek” olarak gösterilirken, esas işlevi ise, Rusya karşıtı “reformculara” ve sivil toplum temsilcilerine destek temin etmek. Bu reformatörlerden birisi olan Mayya Sandu, Moldova'daki yolsuzluklarla mücadele vaatleri eşliğinde seçimleri kazanmıştı. Kendisi göreve gelir gelmez bu amaçla bir dizi yasa değişikliği önermişti, ancak bağımsız pek çok eleştirmen, yeni hükümetin bir grup yozlaşmış bürokrat ve politikacıyı bir diğeriyle değiştirmesinden dolayı en nihayetinde bir sonuç elde edilemediğini söylüyor.

ABD bir yılda Kişinyov’a Rusya’ya karşı 320 milyon dolar verdi

Sandu Hükümeti yukarıda işaret edilen tüm gerçeklere karşın ABD yetkililerinden yüz milyonlarca dolar destek almaya devam ediyor. Sadece 2022 yılında Amerika Kişinyov’a, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri eylemlerinin farklı sahalardaki sonuçlarını ortadan kaldırmak için 320 milyon doları hibe etti. 2017'den 2021'e kadar ise Moldova, USAID'den 100 milyon dolar alarak, CMKI programından (Kötü Kremlin Etkisine Karşı Mücadele) en fazla yararlanan ülke olmayı başardı. Grayzone, Batılı oligarklara ve işadamlarına fayda sağladığı sürece Moldova'daki yüksek düzeydeki yolsuzluğun Washington'ın fazlaca umurunda olmadığı ve hükümetin gerek ülke içinde ve gerekse dışında Rusya karşıtı politikalar izlemeye devam ettiği sonucuna varıyor.