Brexit Anlaşması reddedildi! Bundan sonra ne olacak?

Yayın tarihi: 15 Ocak 2019 Salı 7:15 pm - Güncelleme: 15 Ocak 2019 Salı 8:28 pm
İngiltere Avam Kamarası, Brexit Anlaşması’nı 202’ye karşı 432 oyla reddetti.

2016 yılında İngiltere’nin AB’de kalıp kalmamasını belirleyecek tarihi referandumdan bu yana Avrupa’nın bir numaralı gündemini oluşturan Brexit sürecinde bugün tarihi bir dönemeç geride kaldı.

İngiltere Başbakanı Theresa May’in Brüksel ile sağladığı anlaşma İngiltere Parlamentosu’nda yapılan oylamada reddedildi. Oylamada 432 red oyuna karşı 202 kabul oyu kullanıldı.

Başbakan May, ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin bu akşam güven oylaması talep etmesi durumunda yarın güven oylaması yapacaklarını duyurdu.

Oylamanın reddedilmesi büyük bir belirsizlik sürecini de beraberinde getiriyor.

Yeniden müzakere ve anlaşmasız Brexit

Kararın ardından İngiltere’nin yeni bir anlaşma için Brüksel’in kapısını çalması bekleniyor ancak Londra ile Brüksel arasında anlaşma sağlanamaması ve tarafların mevcut pozisyonlarını değiştirmemeleri halinde, İngiltere AB’den anlaşma olmadan ayrılacak.

İki tarafın da bir süredir bu olasılığa karşı hazırlıklar yaptığı biliniyor. Ancak bu seçeneğin iki tarafa da maliyeti yüksek. Zira taraflar arasında “gümrüksüz ticaret” devri bitecek, bir ticaret anlaşması imzalanmadığı sürece Dünya Ticaret Örgütü’nün gümrük rejimleri geçerli olacak. İngiltere ile Fransa arasındaki sınır kapısı Dover’da ve iki ülkenin limanlarında 6 ay boyunca sürecek aksaklıklar yaşanabilecek.

İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney daha önce ülkenin herhangi bir anlaşma olmadan AB’den ayrılması halinde İngiliz sterlininin hızla değer kaybedebileceğini, ülke ekonomisinin resesyona girebileceğini ve ev fiyatlarının 3 yıl içinde üçte bir oranında düşebileceğini söylemişti.

İngiltere Merkez Bankası’na göre bu durumda ülkede halen yüzde 4,1 olan işsizlik oranı iki katına, enflasyon da yüzde 2,4’ten yüzde 6,5’a yükselebilir.

Yeniden referanduma gidilebilir mi?

İngiltere’de son dönemde her geçen ay daha da artan bir talep ise ikinci Brexit referandumunun yapılması ve “nihai oylamada” son sözün yine halka verilmesi. Başbakan May, “Halk kararını zaten verdi” diyerek ikinci referanduma karşı çıkıyor, yeni oylamanın yeni referandumları da gündeme getirebileceğini söylüyor. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn de partisi içinden yükselen taleplere karşın mevcut şartlarda önceliğinin ikinci referandum olmadığını vurguluyor.

Ancak milletvekilleri 29 Mart tarihi yaklaştıkça 1,5 milyona yakın imza toplayan “Halkın Oyu” kampanyasının ikinci referanduma talebine kulak vermek zorunda kalabilir. Öyle ki, Brexit kampanyasının en önemli isimlerinden Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin (UKIP) eski lideri Nigel Farage 2 hafta önce ülkede ikinci bir referandum yapılabileceğini söyledi ve Brexit destekçilerine hitaben, “Her ihtimale hazır olun” dedi.

Erken seçim

Milletvekillerinin anlaşmasız bir Brexit’e net şekilde karşı çıkmaları halinde, Başbakan May hiç istemese de geçen yıl olduğu gibi yine erken seçime gidebilir. May, 13 Aralık’ta lideri olduğu Muhafazakar Parti’nin Meclis grubunda liderliği için yapılan güven oylamasını 117’e karşı 200 oyla kazanmıştı. Ancak oylama öncesi bir sonraki genel seçimde partisinin başında olmayacağını söylemişti.

İngiltere’de erken genel seçime gidilebilmesi için, milletvekillerinin üçte ikisinin bu yöndeki bir önergeye destek vermesi ya da hükümetin ana muhalefet partisinin vereceği güvensizlik önergesi sonrası yapılacak güven oylamasını kaybetmesi gerekiyor.