Borç batağı içinde olan kulüplerimiz son günlerde ardı ardına transferleri nasıl gerçekleştirdiler?
Komediye devam...
- GS yönetimi boşalan pozisyondaki Diagne'yi Dünyada yüzlerce kulüp dururken niye Şampiyonlar Liginde aynı grupta olan rakibi Club Brugge'e kiraladı?
Ya oynanacak iki maçta ters bir durum olursa? Hesabını yapmadılar mı? Haydi diyelim havalimanında üçlü çekerken dahil olan hasta Galatasaraylı Abdürrahim Albayrak uyanamadı ama 'İmparator' ne güne duruyor?
- Pardon hangi İmparator, hani Türkiye Futbol Direktörü unvanıyla görev yaptığı sırada Beşiktaş'ı batırıp, Futbol Federasyonu Başkanlığıyla ödüllendirilen Yıldırım Demirören efendiyle 14 yabancı kuralına imza atmış, ülke futbolunun altına dinamit koymuş "im-PARA-tor"
Gelelim Fenerbahçe'ye...
Başkan seçildiği zaman tüm ülkede hoş bir hava yaratan, sporda barış havası estiren Ali Koç'un kulübüne. Seçildikten bir hafta sonra, "Aslında borcumuz 622 milyon Avro imiş, bunu bilmiyordum. Aziz Yıldırım bunu bizden gizlemiş" söylemlerinden sonra başarısız geçen sezonu bırakalım. Çünkü hiç bir suçu yoktu.
Peki, başkan bir tek Elyif Elmas satışıyla bunu nasıl başardın, bravo doğrusu. Takdir ediyorum. Bu yaptığın kadronun başına U-15'in antrenörünü getir, en kötü ikinci olursun.
Sizin de başınıza çöreklenecek UEFA Aralıkta. Çünkü finansal gidiş iyi değil. Baban Rahmi Bey sana bunları anlatıyordur eminim. Hele deden hayatta olsaydı, düşünemiyorum bile.
Trabzonspor, Ağaoğlu başkan, özetle onları çok takdir ediyorum. Bütçelerine göre hareket ettiler. Yusuf'u çok iyi bir fiyata pazarladılar. Altyapıdan çok gençler çıkarttılar. Takımın danışmanları halen Ahmet Suat ve Özkan Hoca. Biliyorum ve çok namuslu bir teknik adam Ünal hoca. Önleri açık, sadece Oba Nikel midir nedir, bu transferlerle İstanbul'u taklit etmeyin. Üyesi olmakla gurur duyduğum bizimkiler yani Beşiktaş...
13 kişi gönderildi, 11 yeni oyuncu transfer edildi. Borç tavan yapmış, Fikret Orman'ı ilk yıllarda çok destekliyordum. Genel kurullarda, mali kurullarda ama son yıllarda çok değişti.Ülkenin siyasi akımına uydu. Kibire kapıldı. Modaya uydu kısacası...
Gelen futbolcuları izleyip göreceğiz ama Beşiktaş mali ve öz kaynak açılarından 1977 ruhuna acilen dönmeli. O devrimi yaratan Hamdi Serpil Tüzün, Kadiköy yakasında Alzheimer ile boğuşuyor. Adnan Dinçer Hoca ve niceleri hayatta. Üstelik son yıllarda ülkemden müthiş kaleciler çıkartan Rasim Kara Riva da, Eğitim Dairesinin başında. Onlarla bir konuş istersen ve tabi benimle de!!