Ekim ayından beri tutuklu olan Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen ile birlikte 12 Boğaziçi öğrencisine açılan davada mahkeme, tutuklu iki öğrencinin adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
Kayyum rektör Naci İnci'nin şikayetiyle tutuklanan ve haklarında dava açılan Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen ile 12 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ilk duruşması bugün görüldü. Mahkeme tutuklu iki öğrencinin adli kontrol şartı ve yurtdışına çıkış yasağıyla tahliye edilmesine karar verdi. Öğrenciler kararı zıplayarak "Naci kaç kaç öğrenciler geliyor" sloganıyla kutladı. İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada öğrenciler, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu malına zarar verme", "kara ulaşım araçlarını kaçırma ve alıkoyma" gibi suçlamalardan yargılanıyor."İDDİANAMEYİ GÖRÜNCE ŞOK OLDUM"
Duruşma SEGBİS'le katılan tutuklu öğrencilerden Caner Perit Özen, "Tutsaklığım siyasidir, ceza ve gözdağı mahiyeti taşımaktadır. Bizim kayyumlar gibi önünde el pençe durduğumuz hesap verdiğimiz efendimiz yok. Son suçlama olarak ne diyeceğimi bilemedim. Bir ay önce koğuşumuza iddianame geldi. Bunu görünce gözlerime inanamadım. Şok oldum ve sabaha kadar güldüm. İddia makamına beni güldürdükleri için teşekkür ederim" dedi."HASTANE ÇIKIŞI TERS KELEPÇE İŞKENCESİ UYGULANDI"
Diğer tutuklu öğrenci Ersin Berke Gök ise, "Hastane çıkışı ters kelepçe işkencesi uygulandı. Sonrası tutsaklık. Psikolojik ve fiziksel işkenceler, emir vermeler, yemek vermemeler yüzünden güçten düşüp hasta olduğumda da verilmeyen ilaçlar. Giremediğim dersler, eğitim hakkımın gasp edilmesi" diye konuştu.AVUKATLAR: TUTUKLAMA ŞARTLARI HUKUKA AYKIRI
Bir buçuk saatlik aranın devam eden duruşmada daha sonra avukatlar söz aldı. Avukat Burçin Şahan, "Berke ve Perit özelinde konuşmam gerekirse tutuklama şartları kanuna aykırı" derken, avukat Gökhan Soysal "Siyasetçiler yalan söyleyebilir, bu siyasi bir dava. Hukuk yalan söyleyemez" ifadelerini kullandı. Avukatlar özetle şunları söyledi: Bir senedir Boğaziçi Üniversitesi ve diğer üniversite öğrencilerine sistematik olarak yapılan anayasal protesto hakkının engellenmesi söz konusu. Öğrenciler defalarca gözaltına alındılar, defalarca darp edildiler. Defalarca sanık sandalyesine oturmak zorunda kaldılar, haklarında açılmış çokça soruşturma bulunmakta. Berke ve Perit özelinde konuşmam gerekirse tutuklama şartları kanuna aykırı bir şekilde gerçekleşmiştir."İDDİA VAR BELGE YOK"
Bir tane iddia var, belgede bile yok. Öğrencilerin rektörün önünü kestiğine Savcılık karar vermiş, rektörün kendi ifadesinde bile yok aracın önünün kesildiği. Adli kontrollere itiraz ediyor, imzaların kaldırılmasını istiyoruz. Eylemler 1 yıldır devam ediyor. Müvekillimin üstünün çıplak olmasından dolayı, rahat bir pozisyonda olduğu, sıradan bir gün geçirdiği görülmektedir. Rektör aylardır protesto ediliyor, yarın çıksa yarın da edilir. Olaylar yeni bir yıl olduğu ve kalabalık olduğu için, özel güvenliklerin daha sert darba giriştiği görülüyor. İnsanlar yüzyıllardan beri bir şeyleri açıklamaya çalışır, açıklanamazsa psikolojik sıkıntılar yaşar.""BERKE VE PERİT CEZA ALSALAR BİLE CEZAEVİNDE OLMAMALARI GEREKİYORDU"
"Eylemle ilgili ihtar yapılmamış, yeterli sayıda ÖGB mevcut. Herhangi bir şekilde ihtar yapılmadığı ve darp yapıldığı için, 2911 sayılı kanuna muhalefet vardır fakat bu öğrenciler tarafından değil bizzat güvenlik tarafından gerçekleştirilmiştir. Müvekkilim Ersin Berke Gök suçlamalarla ilgili 4 ay açık cezaevinde kalması gerekirken kapalı cezaevinde kalmıştır.AVUKATLAR TAHLİYE İSTEDİ
Bu hususlar altında müvekkilimizin tahliye edilmesini talep ediyoruz. Pandemi sebebiyle açık cezaevinde kalması gereken kişiler izinli sayılıyor, tutuklu öğrenciler Berke ve Perit, ceza alacak olsalardı bile cezaevinde olmamaları gerekiyordu. Videodaki gibi, direndiği bir güvenlik görevlisi yok. Aksine güvenlik görevlisinin onun bacağını tutarak ona zarar verdiği, Berke'nin hiçbir şekilde direnmediği görülmektedir. Türkiye'nin en saygın üniversitelerinde okuyan bu öğrencilerin suçlamalarının çekilmesini istiyoruz. Tutukluluk yönünde şunu belirtmek istiyoruz, tenzipte, kaçma şüphesi belirtilmiş. Bir kişinin kaçma şüphesine karar verilmesi için, ailesi, yurt dışı bağlantıları, hal ve tavırları incelenmelidir. Bunlar incelenmiş midir? İncelendiğinde bunların hiçbirinin olmadığını görüyoruz. Müvekkilimiz birilerine, Naci İnciye, güvenliklere baskı yapıp ifade mi değiştirtecek? Böyle olsa bile ne olabilir, zaten her şey kameralarda kayıtlı. Müvekillimin son yılı, eğitim hakkını sürdürebilmesi için tutukluluğunun sona ermesini talep ediyoruz." "Sanık tutanakları var, görüntülerin nasıl alındığına dair inceleme bile yapılmamış. Güvenliklerin görevli olup olmadığına dair bir inceleme de yok. Özel güvenliklerin görevlerinde, topluluğa müdahale etmek gibi bir madde yoktur. Savcılık aşamasında ek bir suçlama yapılmamış, sizin tarafınızdan aynen kabul edilmiş. Sanıklara bir sürü soru sorabilirdik, neden birçok çıkış varken burayı tercih ettiklerini mesela, ama soramıyoruz. Bizim artık somut delillerle beyanlara ulaşmamız gerekmektedir. Bizim artık savcı bunu neyle düşünerek niye yaptı düşüncesiyle savunma vermemiz gerekiyor. Müvekkillerin tutukluluklarının hiçbir hukuki yani yoktur. Hemen kaldırılmasını talep ediyoruz." "Müvekkillerim açısından adli kontrol uygulamalarının ne kadar zor olduğunu belirtmeliyim. Çalışmak ve okumak durumunda olan öğrenciler var, bir taraftan okuyup çalışan, yurt dışında üniversitelere staja gitmek isteyen öğrencilerin haklarının engellendiğini görüyoruz. Müvekkilim Velat, CERN'e kabul edildi. Eğer izin verirseniz, gidip orada atom parçalayacak. Bu deneye katılım, kendi yüksek lisans tezinde de çalıştığı gibi, hakkıyla kazanılmıştır. Diğer müvekkilim Kaan çift diplomayla mezun olup onur belgesi almış, yurt dışında üniversitelerden kabul almıştır. Bilim yapmak isteyen bu öğrenciler açısından, kontrol kararlarının kaldırılması ve tutuklulukların sona ermesi gerekmektedir."ADLİ KONTROLLE TAHLİYE KARARI
Savcılık öğrenciler tahliye talep ederken, avukatların savunmalarının ardından söz alan hakim tutuklu öğrencilerin tutuklu kaldıkları süre sayılarak, adli kontrol ve yurt dışı yasakları kalacak şekilde ayrı ayrı tahliyelerine karar verildi. Mahkeme Berke ve Perit'in tutuksuz yargılanmasına karar verildi. DAVA ÖNCESİ AÇIKLAMA: KAYYUMLARDAN KORKMUYORUZ Dava öncesi Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen Boğaziçililer açıklama yaptı. Açıklamaya öğrenciler dışında akademisyenler, mezunlar ve aileler de katıldı. sendika.org'da yer alan habere göre, “Berke’ye Perit’e özgürlük”, “Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük” ve “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganlarının atıldığı eylemde ilk açıklamayı Boğaziçi öğrencileri yaptı. Burada “Bizler kayyumlardan da onları kukla gibi oynatanlardan da korkmuyoruz. Ancak onlar bizden o kadar korkuyor olacaklar ki kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar için uygulanmayan 6284 yasasını kendisi için bir günde çıkarttırdı ve bugün arkadaşlarımız asılsız suçlamalarla 6 yıldan 32 yıla hapis istemi ile yargılanıyor” denildi. Perit’in annesi Canseli Özen de aileler adına açıklamalarda bulundu. Sonrasında tekrar Boğaziçi öğrencileri bir açıklama yaptı. Burada yapılan açıklamada “7 Ocak 2022 günü, Berke ve Perit’in tutuklanmasının üzerinden 94 gün geçmişken, direnişimiz boyunca bizlerle birlikte bu demokrasi mücadelesine omuz vermiş herkesi Çağlayan’dan selamlıyoruz” denilerek şöyle devam edildi: "2021’in ilk günlerinde, Melih Bulu’nun Boğaziçi’ne kayyum rektör olarak atanmasıyla başlayan direnişimiz; 1 yılın sonunda, ilk günden bu yana bir arada olduğumuz dostlarımızla, aynı kararlılıkla sürüyor. HDP belediyelerine atanan kyyumlr ile boğaziçine atanan rektörler arasında nasıl fark yoksa, kayyum rektörün inisiyatifiyle kapatılan BÜLGBTİ+ kulübü ile Soylu tarafından her fırsatta hedef gösterilen LGBTİ+’lar nasıl ötekileştirme siyasetinin hedefiyse, Boğaziçi eylemleri nedeniyle tutuklanan arkadaşlarımız ile diğer siyasi tutsaklar da aynı demokrasi sorununun bir sonucu olarak cezaevindeler. Bugün Berke’yi ve Perit’i üç aydır tutsak edildikleri zindandan almaya ve Erdoğan iktidarının mahpus siyasetine karşı birleşik mücadelemizle dimdik durduğumuzu haykırmaya geldik. İktidarın saldırılarıyla tutsak edilen dostlarımızı alacak, muktedirlere karşı yine omuz omuza direneceğiz. Demokrasi sorunu çözülene, siyasi tutsaklar özgürlüğe kavuşana dek yılmadan mücadele edeceğiz." Son olarak da Boğaziçi akademisyenleri açıklama yaptı. Akademisyenlerin açıklamasının ardından eylem sona erdi.
Muhabir: Alp Yanardağ