Bodrum’un STK’ları açıklama yaptı geçen hafta. Ne diyor beyler? Özetle “Bodrum pahalı değil, her cebe göre alternatifler var” diyorlar. Savunma metni gibi açıklama yer yer güldürdü, bazen de düşündürdü. İzahı yoktu, mizaha düştük biz de kusura bakmasın kimse.

Bu arada Türkiye’de turizmin başkenti bu sene atılan taşlarla anladık “Bodrum” seçildi. Ancak, Bodrum üzerinden dillendirilse de aslında Türk Turizmi zor zamanlardan geçiyor.

Turizm sezonu başlamadan önce yapılması gerekenler sezon ortasında yaşanadursun benim altını çizmek istediğim konu başka…

Lafı uzatmadan gel yola düşelim usta!

Önce bilinmesi gereken gerçekler var. Unutmak mümkün değil ama hatırlatalım:

Haziran 2023’ten bu yana asgari ücret yüzde 100 oranında arttı. Yine akaryakıt yüzde 77, tüp yüzde 41, gıdada mesela ayçiçek yağı yüzde 42, et fiyatları yüzde 58, tavuk yüzde 77 ve alkollü içecekler ise yüzde 62 oranında zam aldı. Türk Lirasının değer kaybı şurada dursun, enflasyondaki önüne geçilmez yükseliş dövizi de aldı uçurdu. Aynı süreçte artış Euro’da yüzde 25 olarak kayda geçti.

Piyasanın dengesi bozuk. Dolayısıyla yerli turistin yani bizlerin gelir ve gider dengesi zaten alt üst. Yatırım diye bir planı olmayan milyonlarız. Ne araba hayalimiz kaldı, ne ev? “Kirayı nasıl öderiz?” derken son hafta aç kalmamak için çabalıyoruz birçoğumuz.

Ancak, şu da bir gerçek 3 milyon zenginimiz var; 80 milyon fakirimizin yanında. Bu 3 milyonluk elit zümrenin bizim turizm beldelerine yeter olması lazım. Ancak olmuyorlar!

Neden?

Çünkü altyapı sorunlarımız var usta. Ana isale hatlarımız var; yüzlerce değil binlerce patlayabilen. Temizlik sorunumuz var; başkanı değiştirsek de bir türlü organize olamadığımız.

Elektrik ve internette hizmette aksamalar var. Elektrik kesilince suyu kesilen yerler var. Yanında suyun hiç ulaşamadığı tankerlere kapı araladığı site, otel girişleri var. Otellerimizden akan su bile ara ara kokuyor hiç denk geldin mi? Niye? Çünkü tankerlerle depo dolduruyoruz. Tanker başına 2 ton suya 1200 TL ödüyoruz. Otellere sormak lazım 3 aylık su giderleri ne kadar? Ben söyleyeyim asıl fahiş ücretler orada. Bir de üstüne vidanjör ücretleri vay yavrum vay!

Dillere pelesenk trafik sorunumuz var. Mesela battı-çıktıları olmayan Muğla var. Keşfedildiğinden haberi olmadı şehirden çıkamayan vatandaşların. Freninin şiştiğini sanayide öğrense de aceleci ve ihmalkar ama sorsan görevine çok bağlı, müşterisini teknelere canı pahasına yetiştirmeye kalkan şoförlerimiz var. Trafik kurallarına Türkiye’de asla uymayan yurt dışından gelen vatandaşlarımız var. İçtiği sigarayı ormana atıp yangın çıkaranlarımız var.

“Sağlık hizmetlerimiz var” diyemiyorum turizm beldelerinde çok eksiklerimiz var. Ama “112 iyi ki var”. Muğla’da özellikle her yerdeler. Hastane olmayan yerden hastaneye yetiştirirler. Sağlık ocağı olmayan yerde seyyar sağlık ocağı gibiler.

İnşaat meraklılarımız çoklar usta. Dağ, tepe, koy, orman dinlemiyorlar. Ancak yerel yönetimler onları bir yerde dinliyorlar. Keşke gerçekleri görseler diyorsun görmezden geldiklerini fark edince. Ama olmuyor işte; inşaat merakımıza turizmi kurban ettiğimizden kimse bahsetmiyor.

Velhasılı lahmacun, hamburger, dondurma fiyatlarından önce “Günaydın” nezaketi kalmış mı üstümüzde ona bakmak lazım.

Denizimiz temiz mi, yollarımız yol mu, doğa bizden memnun mu onu araştırmak lazım! Varların içinde yoklar var ya usta, paha oradan ölçülüyor, bunu keşfetmek lazım evvela…

Bak usta, net ifade edeyim; çok lezzetli olan hiçbir şeyin fiyatını sorgulamayız. Bugün Diyarbakır’daki ciğerin fiyatını hiç sorguladık mı? Adana’da, Gaziantep’te yediğimiz kebabın fiyatını? Bak Milas Ören’de bir kokoreçci var. Ankara’daki Hacı ile yarışır belki geçer fiyatı Muğla’da yiyebileceğin belki en pahalı ama en lezzetli kokoreçtir. Bakmazsın fiyatına gider yersin!

Haydi dünyadan verelim örnekleri, Napoli’de Gino Sorbillo’da yediğin pizzanın fiyatını sorar mısın? Şanzelize’de Laduree’nin tatlıları mesela hakkında yazılan elli yoruma bak hepsinde “Fiyatlar pahalı ama değer” yazar. Sormazsın “Ne kadar?” diye “Bir daha mı geleceğiz dünyaya?” dersin, gider yersin. Bolca girersin, çok lezzetliydi ama deyip içini sakinleştirirsin.

Turizmde lezzet, sadece yediğiniz yemekten değil, sattığınız kültürden de gelir.

Neyi ne şekilde sunuyorsunuz? Turizm için nelerden vazgeçiyor? Turizm beldelerine ne kadar yatırım yapıyorsunuz? Yatırıma insan faktörünü nasıl ve ne şekilde dahil ediyorsunuz?

Yoksa Yunan adasıymış, fiyatmış! Haydi be oradan!

İtiraf et, sakızı seviyorsun be usta! Gündemin içinden en basitini, kolay laf yetiştirilir olanını alıp koyuyorsun dilinin ucuna sonra çevir dur ağzında! Çözüm diyorum usta çözüm? Çiğne çiğne ağzın yoruldu, çevredekilerin başı şişti.

Tamam da karnın doydu mu?

Bu yılı iyi kötü atlattık diyelim. Gelecek sene halin nice olacak belli mi? Bugünden aldığın ders var mı? Yoksa burnunun dikine gitmek bu kadar vazgeçilmez mi?

Rant diyorum usta, rant bu kadar mı lezzetli? Onu aldın, ah aldın böyle böyle dillere düştük için rahat mı?

Ben mi? Benim hayatım milyonlar gibi tatilde usta , senin uyuduğun yerde ayakta kalmak ancak böyle mümkün, konforlu uykular sana da!

Haydi esenlikle güzel günlere…