“Bir sporcu önce Galatasaray’a gelir…” Ve neden kalmaz?
Kafanıza Göre Değiştirdiniz!
Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz “…Biz, limitlerimiz içinde, Galatasaray’ın çıkarları doğrultusunda transferleri yaparız. Kuralları kafamıza göre değiştiremeyiz…” dedi.
Güzel .
Peki, oynanmış, sonucu belli olmuş bir ligde düşmenin kalkması için oy kullandınız. Bu kuralları kafanıza göre değiştirmek anlamına gelmiyor mu?
Geliyor.
Hani “Soruda limitless” olurdunuz?
Bir sponsorluk anlaşması için düzenlenen basın toplantısında Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, “…Bana her şeyi sorabilirsiniz, ben o konuda hiçbir limit tanımam. Başkaları gibi ‘limitless’ olmam, soruda ‘limitless’ olurum…” dedi.
Bu cümlelerin üzerinde bir ya da iki hafta geçmeden bir başka basın toplantısında “Kaan Ayhan için parayı mı denkleştiremediniz, sorun neydi?” şeklinde bir soruya cevap vermek istemeyerek “soru sormak da özgür, cevap vermemek de özgür” dedi ve kendi sözlerine ters düştü. O anda limitli oldu.
Hanginiz gidiyor?
Galatasaray yönetimi konu yönetiminde sözleriyle çeliştiği bir başka olay ise, "Biz yönetim kurulu olarak bu arkadaşın (Arda Turan) Galatasaray'a faydalı olacağını düşünmüyoruz. Fikir ayrılığındaysak (Fatih Terim) ayrı ayrı yollara gitmemiz gerekir!" sözleri oldu.
Bu açıklamanın üstünden altı ay geçmeden yine kendi sözlerine ters düşen başkan Cengiz, Arda’yla anlaşma yaparak Fatih Terim’in isteğini yerine getirdi. Elbette beklenen ya Terim’in ya da Cengiz’in kulüple yolları ayırması.
…
İşte bu şekilde yön kayıplarıyla büyük bir kulüp yönetmeye çalışmak elbette “kıble” aramayı kaçınılmaz kılıyor.
Oysa bilinir ki, Galatasaray başkanı bir söz söylediğinde o sözün değeri vardır.
Her konuşma halkla kurulan iletişimdir. Söylenecek sözler, kurulacak cümleler geçmiş, şimdi ve gelecek perspektifinde iyi analiz edilerek planlanmış ve hazırlanmış olmalıdır.
Başkan Mustafa Cengiz açıklamalarda kendini mutlu eden ezberlerden vazgeçilmeli, tribününe oynama zamanlarının çoktan bittiğini anlamalı ve kişisel ve kurumsal iletişimi, içi boş sloganlarla değil, akılcı güvenilir politikalarla yönetmeye çalışmalıdır.
Görünmemek daha etkileyici olur.
Bilindiği gibi Mustafa Cengiz yaklaşık üç ay önce çok ağır birkaç ameliyat geçirdi.
Ve ameliyatların üzerinden çok kısa bir zaman geçmeden biri evinde olmak üzere, 3 yada 4 kez kameraların karşısına geçti.
Ekranda her göründüğünde,
Sesi güçlü çıkmak istese de yorgundu.
Bedeni dinlenmek istiyordu.
…
Buradan konuya bakıldığında, bir spor kulübünün tek iletişim kanalı başkan değildir.
Bu anlayış, son beş yılda ortaya çıkan ve büyük kulüpleri küçülten vizyonların göstergesi olmuştur.
Bir kulübün basın sözcüsü olurdu/olur.
Kulübün resmi sitesi mesaj iletmek için kullanılan en güvenilir kanaldır.
Bir başkan, lider halkın karşısına her zaman sağlıklı ve güçlü çıkar.
Çünkü başkan güçlü görününce camiada kendini güçlü hisseder.
…
Eskiden bir büyük kulüp başkanı basın toplantısı yaptığında tüm kanalların yayınları durur kameralar bu toplantıya çevrilirdi.
Herkes başkanı dinlerdi.
Şimdi öyle mi? Her başkan bulduğu her fırsatta kameraların karşısına geçiyor.
İletişim tekniklerine aykırı bir şekilde neredeyse her gün saatlerce basın toplantısı düzenliyor(!).
Ne kadar çok konuşursanız söyledikleriniz o kadar az duyulur!