Binali Yıldırım: Seçim yenileme, oy verecek insanların yaşamını olumsuz etkiliyor

Yayın tarihi: 13 Mayıs 2019 Pazartesi 10:47 pm - Güncelleme: 13 Mayıs 2019 Pazartesi 10:47 pm

AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, bir televizyon programının canlı yayında soruları yanıtladı. Yıldırım, “Seçim yenilemenin oy verecek insanların yaşamını olumsuz etkiliyor, programlarını değiştiriyor. Bir de maliyeti var. Öyle ya da böyle, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırmak hem oy verenin hem de kazanan ya da kaybedeni rahatlatmak adına buna ihtiyaç var” dedi.

Binali Yıldırım, CNN Türk canlı yayınında YSK‘nın İstanbul seçimlerini iptal sürecini ve yeni seçim tarihi olan 23 Haziran için gündeme dair soruları yanıtlıyor.

Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

‘İPTAL YA DA SEÇİMİN TEKRARI FİKRİNE İTİBAR ETMEDİK’

– (Suratınız asık gibiydi. YSK kararı sizi mutsuz etti mi?) Tabi ki YSK da bir yargı kurumu. Yargının kararı herkesi bağlar. Onu söylüyoruz. Vatandaş görevini yaptı, oyunu verdi. “Oy yerini buldu mu bulmadı mı?” bunun mücadelesini yaptık. Tüm bu silsileyi takip ederek itirazlarımızı yapmaya başlayınca bazı anormal bulgulara rastladık, olağandışı. Bunları gördükten sonra burada seçimin bir şaibe ile karşı karşıya kaldığı fikri güçlendi. AK Parti teşkilatı ve şahsım olarak öncelikle biz iptal ya da seçimin tekrarı fikrine itibar etmedik. Bizim başlangıçtaki alternatifimiz değildi. İlk etapta oyların tamamının yeniden sayılmasını istedik.

İstanbul 23 Haziran’da ne diyecek? MAK ve Optimar son durumu paylaştı…

– (Oradan çıkan sonuca razı olacak mıydınız?) Seçim yenilemenin oy verecek insanların yaşamını olumsuz etkiliyor, programlarını değiştiriyor. Bir de maliyeti var. Öyle ya da böyle, kafalardaki soru işaretlerini ortadan kaldırmak hem oy verenin hem de kazanan ya da kaybedeni rahatlatmak adına buna ihtiyaç var dedik.

– (Tüm oylar neden sayılmadı?) Biz sayım için müracaat ettik. İlçelerin müracaatlarını yaptık. Bir kısmı sayıma başladı. O arada CHP itiraz etti ve sayım durdurma kararını aldı. CHP itiraz etti, İl Seçim Kurulu karar aldı. Biz de YSK’ya gittik.

İstanbul’da vaatler gerçekleşti… Binlerce vatandaş: “Teşekkürler İmamoğlu”

– İşin sonunda yeniden sayılan 850 bin oyun sonucu bizim kazanımımız 15 bin. Aradaki fark 13 bin 729’a düştü. Önceden rakip adayının açıkladığı rakam 29 bin 408, YSK’nın açıkladığı rakam 27 bin civarındaydı. Sayımdan sonra fark 13 bin 729’a geldi. Oyların yarısı geri döndü demektir bu.

‘YSK’YA OLAĞANÜSTÜ BAŞVURU HAKKIMIZI KULLANDIK’

– İstanbullular ne olduğunu bilsin istiyorum. 850 bin oyda siz 15 binin üzerinde oy kazanıyorsanız, geri kalan yüzde 90, yani 8.5 milyon oy kullanılmış İstanbul’da… 850 bini düştüğümüzde geriye 7 milyon kalıyor. Bu oy yüzde 90’a geliyor. Hepsini say gerçek ortaya çıksın. Bu yol kapandıktan sonra, sonuç alamayınca önümüzde tek bir seçenek kaldı, YSK’ya olağanüstü başvuru hakkımızı kullandık.

– (Genç bir arkadaş size geldi, dedi ki “Başkanım, İstanbul’da seçimler neden yenileniyor” siz de şöyle bir cevap verdiniz “Çok basit, çaldılar!” kim çaldı kimi kastediyorsunuz?) Oylarımız çalındı, YSK suç duyurusunda bulundu. Dolayısıyla sorumlular ortaya çıkacak. Orada parti temsilcileri var, ama iki kişi seçim kurullarınca atanıyor.

– Öylesine garip durumlar var ki. İnsan hayrete düşüyor. Görevlendirilen sandık başkanları 96 tane CHP’nin üyesi. Katiyen olamaz. Resmi üye. Ayrıca 3 bin 389 sandık kurulu başkanı birinci derece akrabaları sandık kurulunda görev almış. Daha başka bir sürü şey var. Yaklaşık 20 bin. 60 bin civarında görevlendirme var, bunun 3’te 1’i kanuna uygun olmayan. Kamudan ihraç edilen, görev almasında sakıncalı olmayanlar 42 bin. Geriye kalan 19 bin 742 sıkıntılı.

– (Geçen seçimde de bunlar görev aldı deniyor) Denebilir. Bunun tespiti YSK’da. Biz bunu eşelemesek bunu yine bilemezdik.

– (Bu seçime şaibe getirir mi?) Tek başına getirmiyor. Şaibeyi getiren şu; gerek şart ve yeter şart bir arada gerçekleşmesi gerekiyor. Bu söylediğim gerek şart. Bu olmadan olmuyor. Yanlış yapınca işi sakatlamış oluyorsun. Bu yanlış görevlendirilen insanların yaptığı işlemler sonuca müesser ise o zaman kanunsuzluk olmuştur.

19 bin 700 küsür müracaat var. Seçim Kurulu bunların çoğunu dikkate almamış. Sadece 123 sandık belirlemiş. O 123 sandıktaki görevlilerin iş ve işlemlerine bakmış. Bu sandıkları işlemlere yoğunlaşıyor seçim kurulu. 123 sandığın 22 tanesinde oy sayım cetvelleri boş, bir şey yazılmamış. 101 sandıkta ise imza yok. Yaklaşık 42 bin oya tekabül ediyor. 42 bin oy seçimi sakatlamaya yetiyor. Olay bu yani.

– (Bu işlemlerde kasıt mı var ihmal mi var? Sorumlusu kim?) Bunun kararını mahkeme verecek. Ben burada masum bir iş görmüyorum. Bilinçli yapılmış bir işlem var. Bunun belgelerini gösterebilirim.

– Büyükşehir Belediyesi’nin oyu sayılıyor bize 77 oy eksik yazıldığı söyleniyor. Düzeltiliyor 146 olarak yazılıyor. Bu kadar iyi niyetli düşünelim de çuvala sığmayan bir mızrak var ortada.

– Kaydırma veya başkasına yazma veya eksik yazma… Ben iyi niyetli davranıyorum. Adres belli olmadığı için peşinen birisini suçlamıyorum. Yapılan işlem masum değil. Kim yaptır dersiniz onun cevabını vermek benim işim değil. Ama bunun organize bir iş olduğunu rakamlar söylüyor.

– Kartal 198 belediye başkanı, meclis 194 bana da 35 münasip görmüşler. Saydırmışız aynı çıkmış. Yani 163 oyumuz çalınmış.

‘OY ÇALINMASINI TESPİT ETTİK, ENGEL OLDULAR’

– Farketmesek ne olurdu? Görevli görmedi, uyudu, bilemedi. Tamam hata yapmış olabilir, eyvallah. Bu hırsızlığı mübah mı gösterecek? Birisi girdi bir dükkana kasadan 100 bin TL’yi aldı çıktı, çıkarken farkettiler döndü getirdi parayı yerine koydu. ‘Ne var diyor, 100 bin eksikti şimdi 100 bin’ini getirdik koyduk’ dese bunun adı hırsızlık olmayacak mı? Üstüne gidiyoruz tespit ediyoruz. Kısaca adamlar sağlam çalmış.

– (Sağlam çalmışlar derken CHP’yi mi işaret ediyorsunuz?) Eğer bu işe kim tepki veriyorsa, alınganlık yapıyorsa adres orasıdır. Ben isim vermiyorum, olayı anlatıyorum. Biz oy çalınmasını hırsızlığı tespit ettik. Oyların bir kısmını kurtardık, diğer kısmını kurtarmaya CHP engel oldu. CHP neden engel oldu? Engel olduklarına göre bir bildikleri var. Ben de bu kadar söylüyorum. Endişeleri yok idiyse o zaman bu şaibeleri bir ithamları ortadan kaldırmanın en güzel yolu oyların tümünün sayılmasıydı. Buna neden engel oldunuz? Her ne hikmetse bizimki yanlış yazılıyor.

– Vatandaş oyunu vermiş. CHP’li seçmen de AK Partili de Saadet Partili de Vatan Partili de… Oy verenlerin suçu yok. Oy verdi geldi evine. Ondan sonra yapılan işlemleri yapanlar bu işin sorumlusudur. Onu söylemeye çalışıyorum.

– (İmamoğlu’nun tweet’i üzerine) Bizim güzel bir sözümüz vardır: Üslub-ı beyan ayniyle insan.

– İptal oylarını saydılar. Amblemin üzerine basmış, geçersiz sayılmış. Bakıyorlar bu oy gerçerli olması lazım. Sandık başkanı ‘oylama yapacağım’ diyor. 4 tanesi geçersiz diyor, bizim adam geçerli diyor. Ve geçersize atılıyor. Burada ne dümen döndüğünü anlatmaya çalışıyorum. O kadar dertliyim ki.

– Tahminimi söylüyorum… Şöyle olmuş; biz başlarken öndeydik. Kampanya süresince yaklaştı birbirine. Yaklaşınca bu sefer alınan oyların önemi arttı. Şöyle şikayetler geldi bana seçim esnasında; “Başkanım bize oy pusulası iki tane verildi.” Ben bunu arıyorum, “Yahu olmaz öyle şey” filan… Bir tanesi de farkediyor… Dönüyor “Bana bir oy pusulası eksik verildi” diyor, “Bitti” diyorlar. Büyükşehirinkini eksik veriyor. Her sandıkta bir tane yapsa 31 bin küsür oy yapar.

‘ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ TAM YAPAMADIK’

– (Sandık kurullarında problem varsa neden ilçeleri iptal edilmedi?) YSK, gerekçeli geniş kararını yayınlamadı. Ara karar yayınladı. Gerekçeli kararda bahsettiğim hususlara yer verecektir. Bir an önce versin artık canım, millet bekliyor. Biz biliyoruz ama kamuoyu açısından diyorsanız, her partinin temsilcisi YSK’da. Oy kullanamıyorlar ama oradaki müzakereleri, değerlendirmeler biliniyor. Herkes biliyor. Kamuoyunun bu konudaki tereddütleri giderilsin. Hâlâ tereddüdü olanlar vardır. Kusura bakmasınlar, biz onların oylarına daha iyi sahip çıkabilirdik. CHP de, Saadet Partisi de DSP de… Tüm seçmenlere diyorum… Oylara sahip çıkmak bizim ve diğer partilerin göreviydi. Üzerimize düşen görevi tam yapamadık. Bunun için özür diliyoruz. Gerekçeli karar yayınlanmalı.