“Beşli çete” demek şimdilik yasaklanmadı

Yayın tarihi: 30 Mart 2022 Çarşamba 9:44 am - Güncelleme: 30 Mart 2022 Çarşamba 1:46 pm

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan bir kanun teklifinde şirketlerin aleyhinde haber yapılmasının 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak olması beraberinde “Beşli çete” ifadesinin de suç unsuru olarak yer alacağı şeklinde yorumlanmasına sebep olmuştu. Gazeteci Çiğdem Toker, TBMM’ye sunulan kanun teklifinin yanlış yorumlandığını söyleyerek “Tasarruf finansman şirketleri hakkında asılsız haber yaymaya hapis cezası getiriliyor” ifadelerini kullandı.

Muhalefet, AKP iktidarında büyüyen Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Grup, Kolin Holding ve Makyol Grubu’nu kapsayan şirketler grubunu ‘”Beşli çete” olarak adlandırıyor. Bu şirketler dünyada en fazla devlet ihalesi alan 10 şirket arasına da girdi. AKP’li 85 milletvekilinin meclise sunduğu torba yasa teklifiyle, ismi belirtilmese dahi şirketlerin güvenilirliği konusunda kamuoyunda “tereddüte” yol açacak nitelikte haberlerin engelleneceği öne sürülmüştü.

AKP’nin Meclis’e taşıdığı torba kanun teklifi de şirketlerin itibarına zarar vereceği için “Beşli çete” demenin yasaklanacağı şeklinde yorumlanmıştı. Sözcü Gazetesi Yazarı Çiğdem Toker bunun yanlış yorumlandığını, şimdilik “Beşli çete” ifadesini kullanmakta bir sorun olmadığını söyledi.

Toker’in “Beşli çete” diyene hapis gelmiyor başlıklı yazısı şöyle:

“BEŞLİ ÇETE DEMEK YASAKLANMIYOR”

“Söze doğrudan giriyorum: “Beşli çete” demek yasaklanmıyor. (Şimdilik)

Gazetecilere hapis cezası öngören maddede geçen “şirket”, muhalefetin “beşli çete” diye andığı şirketler değil.

Hatta onlara yakın ölçekte, yine büyük altyapı projeleri almış diğer inşaat şirketleri de DEĞİL.

Meclis’e sunulan yeni kanun teklifi; bir büyük yayınevi, bir milletvekilinin büyük inşaat şirketlerine dair kitabını yayımladığı için getirilmedi. O kanun bu kitap için çıkarılmıyor.

OLAN ŞU

Ortada sorunlu bir ilk haber var. Ya başlığı hatalı, anlaşılmadan yazılmış veya doğru özetlenmemiş. “Beşli çete”ye yasak geliyor başlığı çok cazipti. Kontrol edilmeden, tık kaygısı belki de “aman geri kalmayayım” güdüsüyle hızlı paylaşıldı. Sosyal medyanın köpürtme özelliğiyle birleşti. Gerçekte olmayan bir durum varmış gibi çıktı. “Post truth” dedikleri şey oldu.

Kimler paylaşmadı ki bu yanlışı: TBMM’de milletvekilliği yapmış isimler, eski/yeni gazeteci meslektaşlar, yayıncılar: “Beşli çete” demek yasaklanıyormuş. Hayır kardeşim, yasaklanmıyor.

KONU: TASARRUF FİNANSMAN ŞİRKETLERİ

Peki ne mi oluyor? Tasarruf finansman şirketleri hakkında asılsız haber yaymaya hapis cezası getiriliyor. Evet bu iktidar yeni maddeyle gazetecilere üç yıla hapisin kapısını açıyor. Ama konu “beşli çete” değil.

Ev sahibi olmak için kapısı çalınan, bankalarla çalışan şirketler var ya… İşte onlar için getiriliyor bu madde. Tıpkı Bankacılık Kanunu’ndaki gibi. Hani her gazeteci bankacılık haberlerinde hassas davranması gerektiğini bilir, öğrenir ya. Çünkü bankalar güven müessesesidir, bir yanlış haber, bütün sistemi tehlikeye atabilir.

Mantık aynı. Diyor ki imzası olan AKP’li vekiller, “Tasarruf finansman şirketleri de bankalar gibi güven müessesesi. İtibarlarının sarsılmaması gerekir. O yüzden benzer yaptırım maddesi gelmeli.”

KATILMASAK BİLE…

Ha biz gazeteciler, sonuna dek bunu eleştirebiliriz, “Nedir yani? Tasarruf finansman şirketleri eleştiriden muaf mı?” diyebiliriz. Ya da bu maddenin tasarruf finansman şirketlerinden çıkıp tüm şirketlere yaygınlaştırılabileceğini vurgulayibiliriz. Ki, AKP’nin önünde Meclis’te bunu eklemeye engel yok.

Ama bugün itibarıyla “beşli çete” demek yasaklanıyor, diyemeyiz. Eğer dersek asıl o zaman iyi değerler uğruna verilen mücadele zarar görür.

ISRAR EDEN BAKSIN

Zor değil. Ama biraz kıpırdamak lazım. Internete bağlıysanız, TBMM sitesi açılacak. Yasama sekmesi tıklanıp yeni gelen teklifler arasında torba teklif bulunacak. Herkes bunu yaparsa işin doğrusunu görecektir. Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’na şu ek yapılıyor:

“İtibarın korunması

MADDE 49/C- (1) 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu’nda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir şirketin itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz. İsimleri belirtilmese dahi şirketlerin güvenilirliği konusunda kamuoyunda tereddüde yol açacak veya şirketlere duyulan güveni sarsacak veya şirketlerin mali bünyelerinin olumsuz etkilenmesine neden olabilecek nitelikte asılsız haberler yukarıda belirtilen araçlarla yayılamaz.

(2) Birinci fıkraya aykırı davrananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur.”

“ŞİRKET” TASARRUF FİNANSMAN ŞİRKETİ

Alıntıladığım ceza maddesinde “şirket”i koyu yazdım. Yanlış anlaşılmanın bu kelimeden doğduğunu düşünüyorum. Bu aşamada küçük bir ipucu: Hemen her kanun girişinde “tanımlar” listesi konularak karşısına kastedilen yazılır.

“Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu”nun “tanımlar”ı şöyle:

Şirket: Türkiye’de kurulu finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketlerini… Dolayısıyla değerli okurlar, gazetecilere 3 yıla kadar hapis cezası öngören maddede geçen “şirket”, her şirket değil Türkiye’de kurulu finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri” oluyor.

Yerim kalmadı. İsteyen TBMM sitesinden bu maddenin gerekçesini okuyarak daha kapsamlı ve doğru bilgiye erişebilir. İstenen doğru bilgiyse tabii.”

AKP’li Özhaseki’den beşli çete savunması: Başkaları ihalelere girdi de elinden mi alındı?

Hayat pahalılığını kabul eden Erdoğan peş peşe KDV indirimlerini sıraladı