Berkin Elvan davasında sanık polise tutuklama çıkmadı!

Yayın tarihi: 18 Haziran 2021 Cuma 10:30 am - Güncelleme: 18 Haziran 2021 Cuma 6:28 pm

Berkin Elvan davasında karar çıktı. Sanık polis Fatih Dalgalı’ya ‘kasten öldürme’ suçundan 16 yıl 8 ay ceza verildi. Dalgalı’nın cezaevine girmesi için Yargıtay onayı beklenecek. Berkin Elvan’ın annesi “Kilosu kadar ceza verdiler” sözleriyle isyan etti.

Gezi Direnişi’nde Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğiyle 15 yaşında yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin açılan davanın duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Savunmaların ardından mahkeme heyeti sanık polis Fatih Dalgalı’nın ‘kasten öldürme’ suçundan 16 yıl 8 ay hapse çarptırılmasına karar verdi. Yurt dışına çıkış yasağı verilen Dalgalı hakkında tutukluluk kararı çıkmadı. Dalgalı, Yargıtay cezayı onarsa cezaevine girecek. Karara Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’dan “Kilosu kadar ceza verdiler” tepkisi geldi.

VİDEO: FATOŞ ERDOĞAN

DURUŞMADA NELER YAŞANDI?

Davanın karar duruşmasına kadar getirilen davada heyet değişikliği ise dikkati çekti. Mahkeme başkanı, davaya yeni atandığını ancak dosyayı incelediklerini söyledi. Başkan, “Adil bir yargılama yapmaktan başka bir işimiz yok. Sadece somut delillere, kanuna ve vicdana uygun karar vermeye çalışıyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasında bir değişiklik olmadığını söyledi.

Duruşmada söz alan avukat Deniz Özen: Sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyeyim. Fatih Dalgalı Berkin Elvan’ın katilidir. Görüntüler ve raporlar öyle söylüyor.

Avukat Çiğdem Akbulut: Önünüzdeki dosya özel bir dosya. Bir çocuğun, devletin kolluğu tarafından kasten öldürüldüğü bir dosya hakkında konuşuyoruz. Siyasetçilerinin söylemlerinden anlıyoruz ki bu dosya siyasi bir dosya. Berkin’in bazı avukatları şu an burada değil. İstanbul’dan Ankara’ya Berkin için yürüyen avukatlara “Neden Berkin Elvan dosyasında avukatlık yapıyorsunuz?” diye soruldu. Avukat Ebru Timtik’i kaybetmemizin sebeplerinden biri de onun Berkin için adalet arayışıydı. Berkin’in kafasından polis tarafından vurulduğu gün anladık ki işimiz çok zordu. Çünkü bu dosya Gezi Direnişi sırasındaki çok sayıda dosya ile birleştirilmek istendi. Orada görevli polislerin görev listesini istediğimizde ise bize böyle bir listenin olmadığı söylendi. Soruşturmayı ilk yürüten savcı bu listeleri kolluktan zorla aldı. Bir şeylerin farkında olduğu için bu soruşturmayı o savcı tamamlayamadı. Görüntüleri istediğimizde ise mobese yok dediler. Gerçek ortaya çıkınca ise ilgili kameraların Gezi sırasında kırıldığı yalanını söylediler. Bu dosyada yer alan görüntülere tüm bu çabalarla ancak bir yıl sonra ulaşılabildi.

Bu dosyada keşif talebi isteyen savcı “gereksiz masraf yapıp devleti zahmete sokma” denilerek tehdit edildi. Berkin’i vuran polisin bulunduğu ekibin amiri ancak 2015 yılında, ismi tespit edildiğinden 1 sene sonra dinlenebildi. Dinlendiğinde de “uzun zaman geçti, hatırlamıyorum” dedi. Berkin’i kasten vuran sanık polis tüm yargılama boyunca yalan söyledi. Bilirkişi raporları sanığın yalanlarını, Berkin’i onun vurduğunu açıkça ortaya koydu. Orada olmadığını söyleyen sanık polisin telefon sinyal kayıtları tam da o sırada orada olduğunu gösteriyor. Elverişsiz, hukuka aykırı yapılan teşhis işleminde bile o ekipteki polislerden biri sanığın inkarlarına rağmen “evet o vurmuş olabilir” dedi.

Biz artık polisler tetiği çekerken bir kez daha düşünsün istiyoruz. Sanığın kasten öldürmekten ceza almasını talep ediyoruz. Şunu da belirtmek istiyoruz ki burada sorumlu sadece tetiği çeken sanık polis değil. Ona emri veren amir de onun kadar bu katliamdan sorumlu. Soruşturulmayan bu polisler hakkında da soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.

Bu dosyada polis savcı talimatlarına rağmen ısrarla delil toplamadı. Sanık polis bu salona hiçbir zaman gelmedi. SEGBİS ile bunu yaratan, sağlıklı teşhis işlemine engel olan da sizsiniz yani bu mahkeme. Ancak kovuşturmada keşif yapılabildi. Bu keşifte Jandarma Kriminal oradaki polislerce rahatsız edildi. Bu tacizler sonucunda Jandarma Kriminal biz bu konuda uzman değiliz dedi. Bu dosyada ısrarla deliller karartılmaya çalışıldı. Bu tutuklama sebebidir. Ceylan Önkol’un, Uğur Kaymaz’ın, Berkin’den sonra polislerce öldürülen bu çocukların katilleri de yargılanmadı. Yine bir cezasızlık pratiği ile karşı karşıyayız. Dövülerek öldürülen Ali İsmail’in, polis tarafından yakın mesafeden silahla öldürülen Ethem Sarısülük’ün, Abdullah Cömert’in dosyasında da bu cezasızlık pratiğini görüyoruz.

ATALAY: ‘EMRİ BEN VERDİM’ DİYEN ERDOĞAN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ

Avukat Can Atalay: Bir çocuğun Ramallah’ta, Diyarbakır’da doğması bir suç emaresi olabilir mi? Bir çocuk Okmeydanılı ve Alevi olduğu için şüpheli kabul edilemez. Bu savunma hayatınızda görebileceğiniz en utanç verici savunmadır. Bir an için Gezi’nin kötü bir şey olduğunu düşünelim. Sadece gösteriye ilişkin “kanuna aykırılık” iddiası bile polisin öldüresiye müdahalesini haklı çıkarır mı? AİHM, Türkiye’de kolluğun fiillerinin yüzde 90’ının hakkın özüne müdahale olduğuna dair raporlar yazmış durumda.

Bir çocuk Okmeydanı’nda yaşadığı ve Alevi olduğu için şüpheli kabul edilemez. Ancak ırk ayrımcılığı rejiminde olabilir. Taş atan çocuklara taş attıkları için ceza veriliyor. Ancak bu konuda eğitimli bir polisin hedef gözeterek yaptığı atışı elverişsiz buluyorsunuz. 5 binden fazla kişinin vücut bütünlüğüne zarar veren bir silah elverişsiz olabilir mi? Koskoca İçişleri Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü Berkin’in üzerinden çıktığı söylenen kızkaçırana sığınıyor, dosyaya ZET silahının özelliklerini eksik sunuyor. O çocuk öldürüldükten sonra adalet talebi suçlulaştırılmaya çalışılıyor. O kadar ki miting meydanlarında annesi yuhalatıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sözleşmeli avukatları bu polisi savunuyor. ‘Emri ben verdim’ diyen dönemin başbakanı Erdoğan ile ilgili suç duyurusunda bulunuyoruz.

ANNE GÜLSÜM ELVAN FENALAŞTI

Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan: Bir gün bize bir telefon geldi. İstanbul Valisi’nin sekreteriydi. Haziran’ın 5’iydi. Oğlumuzla birlikte valinin bizi beklediğini söyledi. Yalanla dolanla bizi Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Çocuğumla Grup Yorum’u konuştular. Çocuğum bilinçli bir şekilde vuruldu. Kızkaçıranla yıllarca oynadı çocuklar. Bayramlarda, yılbaşlarında oynuyorlardı. Benim de ayağıma atmıştı, ölmedim. Çocuğum taş atsa bile öldürmemeleri gerekirdi. Bana, babasına verselerdi. Çocuğumu öldürmeyeceklerdi. Devlet bunu yaptı, hala da yapıyor. Benim feryadım çocuklar ölmesin, başka analar ağlamasın diye. Ama her gün bize bir anne daha katılıyor. Benim çocuğumu bilerek ve isteyerek öldürdüler. Gidin evladınızı görün de benim isyanımı anlayın. Bu devlet çocuğumu hem öldürdü, hem de üzerinden para kazandı. Ben adalet istiyorum. Benim çektiğimi başka anne çekmesin. Ben sekiz yıldır neler çekiyorum? Bana çocuğumu geri getirsinler. Bütün suç sizindir (mahkeme heyetine hitaben). Övünün yasalarınızla.

Gülsüm Elvan, fenalaşarak mahkeme salonunu terk etti.

ÖZGE ELVAN: SANA SESLENİYORUM FATİH DALGALI!

Berkin Elvan’ın ablası Özge Elvan: Fatih Dalgalı bugün tutuklu olsaydı bu katliamlara neden olanlar feyz alamayacaktı. Az önce yaşananların sebebi benden bir yaş küçük olan kardeşimi kaybetmemizdir. Bu acıyı nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum. Dalgalı’nın alacağı cezanın annemin içini bir nebze olsun soğutabileceğini düşünüyorum. Berkin’in masumiyetini kanıtlamaya çalışıyoruz, sanki biz yargılanıyoruz burada. Sana sesleniyorum Fatih Dalgalı! Lütfen ölme ve vicdanınla boğuş. Hiçbir ceza bana Berkin’i geri getirmeyecek. Vereceğiniz ceza benim içimi soğutmayacak. Ne olursa olsun Berkin’in adını haykırmaya devam edeceğim.

BABA SAMİ ELVAN: TEK TALEBİM ADALETLİ KARAR VERMENİZ 

Baba Sami Elvan: Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Sekiz yıldır ailem acı çekiyor. Duygu sömürüsü yapmıyoruz, acımızı yaşıyoruz. Dün katledilen Deniz kızımızı da rahmetle anıyor, ailesine sabır diliyorum. Biz insanların insan diye seviyoruz. Sabah oğlum ekmek almaya çıkmıştı. Ben operasyon geçirdiğim için ben gidemedim. O ekmek bize iki tarafı kırık gelirdi. Berkin yerdi uçlarını. Sekiz yıldır böyle bir şey olmuyor artık.

Sizler her şeyi yapabilirsiniz yargıçlar. Bu ülke sizlerin elinde. Devleti temsil ediyorsunuz. Akan kanı durdurun artık. Güçlü garibanı ezmesin artık. Çocuğumuz geri gelmeyecek ama biz sekiz yıldır bu dava bir emsal teşkil etsin diyoruz. Sekiz yıldır adamlarını yolluyorlar. Susmayacağımı söylüyorum buradan. “Benim polisim destan yazdı” diyen kişi benim çocuğumun katilidir. Ekranda görünen de tetikçisidir. Tek talebim adaletli karar vermenizdir.

Sanık Fatih Dalgalı: Konuşma gereği duymadım çünkü karşı tarafın iddiasını ispatlaması gerekir. Yüzde 30’luk bir benzerlik yüzünden sanık sandalyesine oturdum. Delil karartılıyor diyorlar ama İçişleri Bakanlığı’nın dosyaya sunduğu görüntülerle bu hale geldi dava. Gaz fişekleri yüksek derecede ısı çıkarır. Berkin Elvan’ın kafasında yanık izi yok. Ben baştan beri devletime hizmet ettim, etmeye de devam edeceğim. Beraatımı talep ediyorum.

SANIK AVUKATI: TELEFONUN ORADA SİNYAL VERMESİ SUÇU ONUN İŞLEDİĞİ ANLAMINA GELMEZ

Sanık avukatlarından biri Berkin Elvan’ın kafasında ZET fişeği nedeniyle ısı kaynaklı bir yanık olmadığını söyledi ve bunun nedeninin ortaya çıkarılmasını istedi. Avukat, suçun maddi unsurları olmadan müvekkilinin cezalandırılmasının vicdanına sığmadığını söyledi. Sanık avukatı, “Bir kişinin telefonunun o bölgeden sinyal vermesi o kişinin orada olduğu anlamına gelmez. Telefonunun oradan sinyal vermesi de suçu onun işlediği anlamına gelmez” dedi.

ANNE GÜLSÜM ELVAN: KİLOSU KADAR CEZA VERDİLER

Berkin Elvan davasındaki ‘indirimli’ karara Gülsüm Elvan, “Çocuğumun kilosuna göre ceza verdiler. 16 kiloya 16 yıl… Bu kararı kabul etmiyorum” diye isyan etti.

DAVA SÜRECİ

Elvan Ailesi’nin avukatları 25 Haziran 2013’te polislerle ilgili “kasten adam öldürme” suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yapılan suçlamayı “zor yetkisine ilişkin sınırın aşılması” olarak değiştirerek kabul etmiş ve ardından soruşturma başlatılmıştı. Altı savcı değiştirerek devam eden soruşturma 20 Aralık 2016’da tamamlandı. İddianamede “şüpheli” olarak yer alan polis memuru Fatih Dalgalı’nın “olası kasıtla adam öldürmek” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada bugüne dek görülen duruşmalara SEGBİS ile katılan sanık polis, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını iddia ederken 23 Ocak 2019 tarihli duruşmada dosyaya ulaşan bilirkişi raporunda, Berkin Elvan’ın sanık polis tarafından yapılan atış neticesinde yaralandığı “kuvvetle muhtemel” olarak değerlendirildi. Ancak sanık polisin tutuklanması yönündeki talepler reddedildi.

Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin sürdürülen davanın 19. duruşması 29 Ocak’ta İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mütalaada sanık polisin “Bilinçli taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 9 yıla kadar hapsi talep edilmişti. Mütalaada polis Fatih Dalgalı’nın savunmasına, soruşturma ve dava aşamasında dosyaya giren bilirkişi raporlarına yer verimiş, savcı bunların olayı aydınlatmaya yeterli olduğunu savunarak soruşturmanın derinleştirilmesine gerek olmadığını belirtmişti. Elvan ailesi avukatları mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etmiş, bunun üzerine mahkeme bir sonraki duruşmayı 18 Haziran 2021 tarihine ertelenmişti.

Duruşma önce si aileler ve avukatlar yaptığı açıklamada adalet çağrısı yapmıştı.