Berkay Ustabaş tahliye edildi!

Yayın tarihi: 15 Ocak 2019 Salı 12:19 pm - Güncelleme: 15 Ocak 2019 Salı 1:16 pm

‘Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak’ suçlamasıyla bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü son sınıf öğrencisi ve Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri Berkay Ustabaş, bugün 5’inci kez hakim karşısında. Savcı, Ali Olcayto Öğretmen, Adil Kaya ve Berkay Ustabaş için tahliye istedi. Mahkeme, Ustabaş ve diğer tutuklular hakkında tahliye kararı verdi.

“Berkin Elvan’ın cenazesine katılmak” suçlamasıyla bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş’ın 5’inci duruşması bugün görüldü. Bugün davada, esas hakkındaki mütalaanın açıklanması beklediler

SAVCI TAHLİYE İSTEDİ

Savcı, esas hakkındaki mütaalasını yazılı olarak sundu. Buna göre tutuklu sanıklar Ali Olcayto Öğretmen, Adil Kaya ve Berkay Ustabaş için savcı, tutuklu bulundukları süre gözönünde bulundurularak adli kontrol şartıyla tahliyelerini talep etti.

Diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların da avukat beyanlarından ve esas hakkında mütalaaya dair savunmalar için ek süre taleplerinden sonra, mahkeme heyeti başkanı ara karar için ara verdi.

USTABAŞ VE DİĞER TUTUKLULAR TAHLİYE EDİLDİ

Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri Berkay Ustabaş, bugün 5’inci kez hakim karşısına çıktı. Ustabaş ve diğer tutuklular hakkında tahliye kararı verildi

Ustabaş, 5 Ocak 2018’de savcının “Ahdımız var, tutuklayacağız” sözlerinin ardından tutuklanmıştı. Önce Silivri 9 No’lu Kapalı Hapishanesi’ne gönderilen Ustabaş, kısa bir süre sonra Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edilmişti. Ustabaş’ın aktardığına göre, Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde bir yıldır yoğun işkence ve baskı koşulları içerisinde tutukluluğu sürüyor.

Adliye önünde basın açıklaması
Devrimci Gençlik Dernekleri, duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya; Berkay Ustabaş’ın üniversitesinden arkadaşları, yakınları, dostları ve HDP İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Hüda Kaya destek veriyor. Genç Sosyalistler Derneği, Öğrenci Kolektifleri, Öğrenci İnisiyatifi, Marksist Fikir Topluluğu, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Öğrenci Faaliyeti, Emekçi Hareket Partisi Gençliği, Sosyalist Devrimci Gençlik, Kaldıraç, Umut-Sen, Teori ve Politika; Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri basın açıklamasında bulunan kurumlardı.

Marksist Fikir Topluluğu, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu ve Emekçi Hareket Partisi Gençliği’nden konuşan temsilciler, duruşma öncesi yapılan basın açıklamasında söz alarak hem Berkay Ustabaş’ın özgürlüğünü talep ederken hem de Berkin Elvan davasında adalet istedi.

Basın açıklamasını, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Büşra Islak okudu. Açıklamada, Ustabaş’ın sürgün, işkence ve hak ihlalleri ile dolu tutukluluk sürecine değinildi. Ustabaş’ın tutuklanması, “2013 yılında, polis tarafından atılan bir gaz fişeğiyle başından vurularak katledilen ve Gezi direnişinin sembolü olan Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle Berkay, kendi ayağı ile ifade vermeye gittiğinde evinden çıkan tamamı yasal kitaplar delil gösterilerek tutuklandı. Savcının “Ahdımız var, bizim polisle mutabakatımız var seni tutuklayacağız” sözleri ile davanın hukuki değil siyasi olduğunu altını çizmesiyle başlayan tutukluluk sürecinde önce Metris’e, ardından Silivri 9 No’lu Hapishanesi’ne, oradan da evinden, ailesinden ve üniversitesinden tam 600 km uzağa Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’ne sürüldü” ifadeleriyle anlatıldı.

Yolculuk gazetesinin aktardığı habere göre, Ustabaş’ın tutukluluğu sırasında yaşadığı işkence ve hak ihlalleri şöyle sıralandı:

“Bununla da kalınmadı; 1 yıllık tutukluluğunun büyük çoğunluğu kamerasız odalarda, koğuş baskınları sırasında, doktor muayenelerinde gördüğü işkenceler , kitap, görüş ve iletişim yasağı gibi hak ihlalleri ile geçti.

Berkin’i katletmek değil kitap okumak suç!
Berkay’ın 18 Nisan, 5 Haziran, 5 Eylül ve 1 Kasım tarihlerinde görülen dört duruşmasında da “yeni Türkiye”nin yeni cezalandırma pratiği olan SEBGİS dayatması ile savunma hakkı gasp edildi. Mahkeme heyeti tarafından arkadaşımıza “Günlük hayatınızda hangi kitapları okuyorsunuz?”, “Sadece sol kitaplar mı okuyorsunuz?”, “İslami ve sağcı kitaplar da okuyor musunuz?” gibi adil yargılamanın kıyısından dahi geçmeyecek sorular soruldu. Komiktir ki Berkay’ın davasına “delil” oluşturan kitaplar daha sonra Kırıkkale F Tipi yönetimi tarafından onaylanarak hapishaneye kabul edildi”

Adalet Sarayı önünden sorular
Basın açıklamasında İstanbul Adalet Sarayı önünden şu sorular yöneltildi:

“Şimdi buradan, İstanbul Adalet Sarayı önünden soruyoruz, Berkay’ın evine yönelik baskından hemen sonra üstelik gözaltında dahi değilken soruşturma savcısına kendi ayağı ile giderek ifade vermişken, dahası 20 yıldır aynı yerde ikamet ettiği ve aynı kentte üniversite okuduğu göz önüne alındığında Berkay hangi kaçma şüphesinden söz edilerek aylardır tutuklu yargılanıyor?

Beş yıl önce gerçekleşen ve dönemin neredeyse tüm gazetelerinin ilk sayfasından duyurduğu bir cenazenin yazılı ve görsel tüm delilleri ortadayken hangi delilin toplanması gerekçe gösterilerek arkadaşımız 4 duruşmadır tahliye edilmiyor?

Delil niyetine gösterilen kitaplar, herhangi bir kitapçıdan satın alınabilir yasal ve bandrollü kitaplar iken ve üstüne üstlük hapishane yönetimi aynı kitapları hapishaneye kabul etmişken bu kitaplar ne için ve nasıl “suç” teşkil edebiliyor?

Ve elbette savcı, kimlere, neden ve nasıl ahdetmiştir ki 1 yıldır bir üniversite öğrencisi ailesinden ve arkadaşlarından uzakta bir hapishane hücresinde tutuluyor?”

‘Bizim Berkin diyen sesimiz faşizmden güçlüdür’
Açıklama şu ifadelerle sona erdi:

“Bizler biliyoruz ki, cevapsız bırakılan bu soruların yanıtları, bir gecede aniden işinden edilmiş on binlerce akademisyen için, Soma’da katledilen ve failleri cezasız bırakılan 301 işçi için, türlü bahanelerle tutuklanmış ve eğitim hakları ellerinden zorla alınmış on binlerce öğrenci için, uydurma deliller ile tutuklanmış gazeteciler için, yani tepeden tırnağa bir memleket için süren “adalet” mücadelesinden geçiyor.

AKP’nin en ufak bir hak arayışına dahi polis saldırısı, hedef gösterme, ev baskını, gözaltı ve tutuklamayla karşılık verdiği koşullarda; salt bir susturma değil muhalefeti “yok etme” ve “yalnızlaştırma” gayesiyle hareket ettiğini biliyoruz. Bugün Gezi’den 5 yıl sonra bile ardı ardına Gezi davaları açarak, Gezi gerekçesiyle her gün muhaliflere yeni cezalar vererek, Gezi’nin simgesi Berkin’in cenazesine katıldığı için bir üniversite öğrencisini tutuklayarak Gezi milyonlarına verilmek istenen mesajın farkındayız ve Berkay’ın 1 yıl önce söylediği sözleri tekrarlayarak cevap veriyoruz:

‘’Bizim ‘Berkin’ diyen sesimiz faşizmden daha güçlüdür ve bu ses yenilgi tanımaz!’’

Eğer Berkin’in cenazesine katılmak “suç” ise biz de buradan duyuruyoruz: O gün hepimiz Berkin’leydik, milyonlar ile beraber hep bir ağızdan “Berkin’in hesabını soracağız!” diye haykırdık ve elbette Berkin için adalet, Berkay için özgürlük mücadelemizi her koşulda sürdürmeye devam edeceğiz! Berkay Ustabaş’a özgürlük, memlekete özgürlük!”