Ankara’da mahsur kaldığı asansörde kurtarılmaya çalışılırken asansör boşluğuna düşerek ölen Beren Su Bolat’a ilişkin soruşturma dosyasına skandal ihmal fotoğrafla ortaya çıktı.

Ankara 13 yaşındaki Beren Su Bolat (13) mahsur kaldığı asansörden itfaiye ekibinin kurtarma çalışması sırasında asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti. Olaya ilişkin soruşturmaya skandal bir fotoğraf girdi.

Bolat, salı günü Sincan ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi 4’üncü Cadde’de sınıf arkadaşının oturduğu apartmana gitmişti. Beren Su ile arkadaşı, 5 ve 6’ncı katlar arasında duran asansörde mahsur kalmıştı. İhbar üzerine gelen itfaiyenin çalışması sırasında Beren Su, asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybederken, arkadaşı kurtarılmıştı.

Beren Su’nun ölümüne ilişkin hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda itfaiye görevlileri hakkında Ankara Batı Başsavcılığı’nca ‘Taksirle ölüme neden olma suçlamasıyla’ adli soruşturma, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından ise idari soruşturma başlatıldı.

İTFAİYE PERSONELİ ELİNDE TERMOSLA BEKLİYOR

Beren Su ile arkadaşının kurtarılma çalışması sırasında çekilen bir fotoğraf da soruşturma dosyasına girdi. Fotoğrafta Beren Su, iki kat arasında kalan asansörden arkası dönük bir şekilde indiği sırada, kendisini tutması gereken itfaiye personelinin bir elinde termos olduğu görüldü. Beren Su’nun, asansörden indiği sırada alttaki boşluğa düştüğü belirtildi.

‘AĞAÇTAN İNER GİBİ İN, BEN SENİ SARILIP TUTACAĞIM’ 

Bolat’ın dayısı Fatih Büyükata, itfaiyenin ihmali olduğunu ve kurtarma çalışması sırasında çekilen fotoğrafın bunu ortaya koyduğunu söyledi. Büyükata şunları dedi: “Çevredekiler ‘5’inci kattan değil, 6’ncı kattan açın kapıyı’ diyor. ‘Yapacağımız işi bize mi öğreteceksiniz, çekilin kenara biz halledeceğiz’ diyor. Açıyorlar, ondan sonra çocuğa ‘Hadi in’ diyorlar. Çocuğu önce normal sandalyede oturur gibi oturtturuyorlar. Sonra diyorlar ki ‘dön arkanı, ağaçtan iner gibi inmeye çalış, biz seni tutacağız’ diyor. Normalde tutacakken bir emniyet kemeri bağlaması ya da gerekli güvenlikleri alması gerekir; ama almıyor. Herhangi bir şey yaptığı yok. Elinde fincan, ‘dön arkanı, ağaçtan iner gibi in, ben seni sarılıp tutacağım’ diyor. Çocuk arkasını dönüp aşağı doğru sarkınca, boşluğa bırakınca tutmuyor. Beren aşağıya düşüyor. Tamamen ihmalkarlık. 6’ncı kattan açsaydı eğer kapıyı sandalyeye dahi gerek kalmayacaktı, rahatlıkla çıkabilecekti. Fotoğrafta gördüğünüz şekilde adam asansörün yüzde 80i yukarıda olmasına rağmen aşağıdan açıyor kapıyı. ‘Ben çocuklarla iletişime geçemedim’ diye ifade veriyor, ‘panikle kendini attı’ diyor. Burada panikle kendini atabilme şansı var mı sizce? ‘Kucaklarım, ben seni tutarım’ diye güven verip, çocuğu kendi üstüne bıraktırıyor. Çocuk da bu şekilde asansör boşuna direkt düşüyor.”

‘YALAN İFADESİNİN KARŞISINDA BU FOTOĞRAF VAR’

Büyükata şöyle devam etti: “İtfaiye şoförüne sordum ne oldu? Adam donmuş şekilde söylediği tek cümle şu, ‘beyefendi benim hiçbir suçum yok, ben hiç yukarıya çıkmadım inanın.’ Psikolojik olarak siz ne anlarsınız? Yani bir suç işlenmiş. İfadesindeki vermiş olduğu yalanın karşılığında bu fotoğraf var. Başka kişilerin canının yanmamasını istiyoruz. Oradan asansör boşluğuna atlama mesafesi yok. Beren, 466 puan olarak mükemmel bir liseyi kazanmıştı. Hatta oturdukları yerden o ilçenin olduğu yakınlarına taşınıp orada ikamet etmenin peşindelerdi. Ama hayat işte bu şekilde çocuğumuzu elimizden aldı. Gözümüzde bir avukat, ileriye dönük mükemmel bir doktordu. Başka canların yanmaması için bizim bütün uğraşlarımız.”