Bekçilerle ilgili kritik uyarı: ‘Saray’a Jandarma ve polis yetmedi’

Yayın tarihi: 3 Haziran 2020 Çarşamba 7:56 am - Güncelleme: 3 Haziran 2020 Çarşamba 7:56 am

TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi ve CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu, TBMM Genel Kurulu’nun 48 günlük aranın ardından ilk çalışması olan “Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanun Teklifi”nin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, ‘Saray’a jandarma ve polis yetmedi. Bekçiler, adeta üçüncü bir silahlı kolluk olacak. Bu düzenleme, ‘parti kolluğu’ yaratma tehlikesine de açık’ ifadelerini kullandı.

TBMM İçişleri Komisyonu’ndan jet hızıyla geçen Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi, 48 günlük aranın ardından bugün yeniden çalışmalarına başlayan TBMM Genel Kurulu’nun ilk gündemi oldu. TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, teklifle ilgili ANKA’ya değerlendirme yaptı.

 ‘SARAY’A JANDARMA VE POLİS YETMEDİ’

Bekçilere tanınan üst arama, silah kullanma, toplamsal olaylara müdahale etme yetkilerinin “devletin ahlak polisliği yapması” ve “bireylerin hayat tarzına müdahale etmesi” riskini içerdiğini vurgulayan Kaboğlu, “Saray’a jandarma ve polis yetmedi. Teklif ile bekçiler, polis ve jandarma içinde ve dışında adeta üçüncü bir silahlı kolluk olacak. Verilen görev ve yetkiler yelpazesinde de idari ve adli kolluk ötesinde, yerel yönetimlerin yetkilerini, hatta yurttaş hak ve sorumluluklarını da kapsamına alarak Anayasa’ya açık aykırılıklar oluşturacak” dedi.

‘YETKİLER BELİRSİZ VE TUTARSIZ’

Teklifin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve keyfi sonuçlar doğuracağını belirten Kaboğlu, şunları söyledi:

“‘Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi’ amacıyla bekçilere önleyici tedbir alma yetkisi veren madde, keyfî sonuçlar doğurabilecektir. Neyin kamu düzenini bozacak mahiyette olduğunun ve hak sınırlayıcı olabilecek tedbirleri gerektirdiğinin tespiti, bir yardımcı kolluk mensubuna bırakılamaz. Ayrıca ‘önleyici tedbirler’ gibi kapsamı belirsiz bir ibareyle bu silahlı kolluk mensuplarına verilen sınırları belirsiz yetki, Anayasa’nın hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Bekçinin, ‘halkın sükûn ve istirahatini bozanları ve başkalarını rahatsız edenleri engellemek’ şeklindeki görevindeki ‘engellemek’ sözcüğünün ne tür tedbirleri içerebileceği belirsizdir ve keyfî uygulamalara yol açabilecektir. Yine istisnai bir yetki olan kimlik sorma yetkisinin, yardımcı kolluk mensuplarına kadar genişletilmesi, keyfî durumlara yol açabilecektir. Bekçinin, durdurma yetkisini kullanabileceği bir durum olan ‘bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek’ ölçüsü de belirsizdir. Bekçinin suç veya kabahatin işleneceğini hangi ölçüye göre saptayacağı öngörülemezdir. Bekçinin durdurma yetkisinin polisinkinden büyük olması bir çelişki ve tutarsızlıktır. Sadece hak ve özgürlükler bakımından değil, “görev, yetki, sorumluluk” halkası bakımından da sorunlarla yüklü bir mesleğe giriş, ‘liyakat’ ilkesi gereği olmalı iken, İçişleri Bakanlığı yönetmeliği ile belirlenecek. Bu düzenleme, bekçilere verilen görev ve yetkiler ile birlikte, ‘parti kolluğu’ yaratma tehlikesine de açık.”