Haber

'Bekçiler, 'namus bekçiliği' gibi görevler üstenecek'

İstanbul Barosu’na üye Av. Cesim Parlak, son yasal düzenleme ile bekçilere, bekâr veya yalnız yaşayan kadınların evlerini gözetleme yetkisinin verildiğini iddia etti. Av. Parlak, “Böyle keyfi bir uygulama sonucu doğuracak düzenleme nedeniyle mahallelerde güvenin sağlanması amacı ile getirilen bekçiler, mahalleye geleni gideni gözetleyecek, ‘namus bekçiliği’ gibi görevler üsteneceklerdir” ifadesini kullandı.

Bekçilere getirilen yeni yetkilere yönelik tartışmalar sürüyor. Yapılan yasal düzenleme sonrası bekçilere verilen yetkileri mercek altına alan Av. Cesim Parlak, önemli ayrıntılara dikkat çekti. KRT Web'te yer alan habere göre; Av. Parlak “Kanunun m. 6/1-d bendi uyarınca bekçilere görev bölgeleri içinde uyuşturucu madde imal edildiği, satıldığı veya kullanıldığından, kumar oynandığından ya da fuhuş yapıldığından şüphe edilen yerleri bağlı bulundukları genel kolluk birimlerine bildirme görev ve yetkisi verilmiştir” uyarısında bulundu.

BEKÂR KADININ EVİNİ GÖZETLEYEBİLECEK

Av. Parlak konu ile ilgili değerlendirmesinin devamında “Böylesine hassas bir konuda değerlendirme yapıp harekete geçme yetkisi verilen bekçiler, ilk okul ile lise mezunu seviyesinde eğitimli ve hayat tecrübesi olmayan kişilerdir. Söz konusu düzenleme uyarınca çarşılarda, park ve bahçelerde, yürüme, gezinti ve eğlence alanlarında uygunsuz buldukları her türlü davranışa müdahale edebilir duruma gelmişlerdir. Ayrıca düzenlemede “fuhuş yapıldığından şüphe edilen yerler” şeklinde ifade edilen yerlerin soyutluğu nedeniyle bekçilerin mahallede her bekâr veya yalnız yaşayan kadının evini gözetleyebilmesinin önü açılmıştır. Böyle keyfi bir uygulama sonucu doğuracak düzenleme nedeniyle mahallelerde huzurun, güvenin sağlanması amacı ile getirilen bekçiler mahalleye geleni gideni gözetleyecek, ‘namus bekçiliği’ veya ‘ahlak polisliği’ gibi görevler üsteneceklerdir” diye konuştu.

ÖNLEYİCİ TEDBİR YETKİSİ VAR

Av. Parlak, bekçilerinin önleyici ve koruyucu görev ve yetkilerinin de yasa ile düzenlendiğini kaydederek “Söz konusu maddenin 1 fıkrasının ç bendi; kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla bekçilere önleyici tedbir alma yetkisi vermektedir. İşbu bentte belirtilen eylemlerin gerçekleştirilirken hangi durumun ‘kamu düzenini bozacak mahiyette’ olacağı ve hangi durumların ‘karışıklık’ teşkil edeceği de belirsizdir. Kanunda düzenlenen bu durum da bekçilerin keyfi uygulamalarına yol açabilecek bir düzenlemedir. Yine aynı maddenin g bendinde bekçilere halkın sükûn ve istirahatini bozanları ve başkalarını rahatsız edenleri engellemek görevinin tevdi edildiği görülmekte olup bu düzenlemedeki ‘engellemek’ sözcüğünün ne tür tedbirleri içerebileceği de belirsiz ve keyfi uygulamaya yol açabilecek niteliktedir” değerlendirmesinde bulundu.

EĞİTİM SEVİYELERİ YETERSİZ

Yasal düzenlemenin kritik düzenlemelerinden birinin, bekçilere zor ve silah kullanma yetkisinin verilmesi olduğunu hatırlatan Av. Parlak, şunları kaydetti: “Bekçilerin eğitim seviyeleri, deneyimleri ve yalnızca 3 aylık bir eğitim süreci geçirecekleri göz önüne alındığında verilen bu yetkiler keyfilik, aşırılık ve kamu gücünün kötüye kullanılması sonucunu doğurabilecektir. Çarşı ve mahalle bekçilerinin getirilme amacının nüfusun artması, alanların genişlemesi sonucu insanların mahallelerinde güvende hissetmesi olduğu unutulmamalıdır. Bekçilere böylesine keyfiliğe açık yetkiler verilmesi, kolluğun yapacağı hak ihlallerinin önünü açmıştır.”

KEYFİLİĞE YOL AÇAR

“Yardımcı kolluk rolünde olan bekçilerin, asli kolluk personeli olan polis ile aynı yetkilerle donatılması zaman içinde birçok insan hak ve özgürlüklerinin ihlali ve keyfilik sonucunu doğuracaktır” uyarısı yapan Av. Parlak “Özellikle yardımcı kolluk rolündeki bekçilere silah kullanma yetkisi verilmiş olması; yeni yargısız infazlara, aşırı ve gereksiz güç kullanımına açıkça davetiye çıkarmaktadır. Kanundaki birçok düzenleme yukarıda da ayrıntılı değindiğimiz üzere; hukuki belirlilikten uzak ve keyfi durumlar yaratmaya elverişlidir. Bekçilere bu yetkilerin verilmesi insanların mahallelerinde güven içinde hissetmesine değil, evlerinde mahallelerinde dahi baskı altında hissetmelerine neden olacaktır” dedi. Av. Parlak, düzenleme ile bekçilere kişi ve araçları durdurup kimlik sorabileceğini kaydederek “Çarşı ve mahalle bekçisinin, 7245 Sayılı Kanunun m. 7/1-a’da düzenlenen ve durdurma yetkisini kullanabileceği bir durum olarak düzenlenen ‘bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek’ ölçüsü de belirsiz olup, bekçinin suç veya kabahatin işleneceğini hangi ölçüye göre saptayacağı da öngörülemezdir” diye konuştu.

ANAYASA’YA AYKIRI

Av. Parlak, bekçilere verilen ‘arama yetkisi’nin ise Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek “Önceden hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan yetkili merciin önceden yazılı emri olmadıkça, düzenlemede sayılan özel sınırlama sebeplerinden birisine dayanılarak, kişinin üstünde veya aracında kaba arama, sıvazlama veya yoklama yapılması Anayasa’ya aykırı olacaktır” dedi.