Bu uyarılara dikkat! Bayram tatlısı zehre dönüşmesin

Yayın tarihi: 12 Mayıs 2021 Çarşamba 2:14 pm - Güncelleme: 20 Mayıs 2021 Perşembe 4:22 pm

Ramazan Bayramı bu yıl da koronavirüsün gölgesinde geçecek. Bayramın vazgeçilmezleri arasında yer alan tatlı, şeker, çikolata gibi ikramlıklar için uyarılarda bulunan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Cafer Kaya, “Tatlıları yemeden önce iki kere düşünelim. Özellikle hazır aldığımız tatlıların birçoğunda nişasta bazlı şeker kullanılıyor. Bu da, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve uzun vadede kanseri tetikliyor” dedi.

Ramazan Bayramı bu yıl da farklı geçecek. Aile büyükleri ziyaret edilemeyecek, çocuklar kapı kapı gezemeyecek. Bayram denilince akla ilk gelen tatlı, şeker ve çikolatalar ise yalnızca çekirdek aile ile paylaşılacak. Ancak, geleneği bozmayıp, ikramlık hazırlıklarını tamamlayanlara uzmanından uyarı geldi. Raflarda çıtır çıtır görünen, parlaklığıyla göz kamaştıran tatlılardan uzak durulması gerektiğini dile getiren Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Cafer Kaya, “Şeker tüketimimize çok dikkat etmek gerekiyor. Yerken iki kere düşünelim. Özellikle şeker hastaları çok dikkat etmeli. Nişasta bazlı şekerin tüketilmesi sonucunda şeker koması dahil olmak üzere birçok komplikasyon oluşabilir. Kalp damar hastalıkları oluşabiliyor. Şeker hastalığı oluşuyor ve şeker hastalığının da uzun vadede bazı kanserleri tetikleyici etkisi var. Bağırsak kanseri oranını da ciddi oranda artırabiliyor” diye konuştu.

KAN ŞEKERİNİ ÇOK HIZLI YÜKSELTİYOR

Çikolata, baklava gibi tatlılarda kullanılan nişasta bazlı şekere dikkat çeken Emsey Hospital’dan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Cafer Kaya, nişasta bazlı şekerin kan şekerini çok hızlı yükselttiğini vurguladı.

Nişasta bazlı şekerin, basit şeker grubunda olduğunu hatırlatan Kaya, “Nişasta bazlı şekerlerde glikoz vardır. Bu da kraker, bisküvi, çikolata, tatlı gibi gıdalarda mevcuttur” dedi.

“NE KADAR TATLI O KADAR ZARARLI”

Meyve ile hazırlanmış tatlıların tüketiminin daha uygun olacağını belirten Kaya, “Ne kadar tatlıysa, o kadar glikoz içeriğinin fazla olduğunu bilelim. Basit şeker tüketiminden ziyade içerisinde ceviz, fıstık, kuruyemiş ya da meyveler içeren tatlıları tüketmek daha uygun. Çok tatlı ve görünümü hoş bir tatlı görüyorsak glikoz oranının, kalorisinin daha yüksek olduğunu bilelim. Bunların da kilo aldırıcı gücü daha fazla. Güzel gözükmesinden ziyade içeriğini okuyalım, kalori oranlarına bakalım, alırken iki kere düşünelim” ifadelerini kullandı.

RAF ÖMRÜNÜ UZATMAK İÇİN TERCİH EDİLİYOR

Özellikle tatlılarda raf ömrünü uzatmak için basit şekerlerden faydalanıldığını söyleyen Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

“Raf ömrünü uzatmak için glikoz şurubu kullanılması, alan kişinin de satan kişinin de işine gelir ama sağlıklı değil. Önemli olan taze ve günlük tüketim tarzına yönelmek. Amacımız raf ömrünü uzatmak değil tamamen sağlık olmalı.”

BİRÇOK HASTALIĞI TETİKLİYOR; KANSERE KADAR GÖTÜRÜYOR

Kaya, basit şekerlerin birçok hastalığı tetiklediğine dikkat çekerek, “Kalp damar hastalıkları oluşabiliyor. Şeker hastalığı oluşuyor ve şeker hastalığının da uzun vadede bazı kanserleri tetikleyici etkisi var. Bağırsak kanseri oranını da ciddi oranda artırabiliyor” dedi.

 

NİSAD’DAN AÇIKLAMA

Haberimize NİSAD’dan açıklama geldi.

12.05.2021 tarihinde internet sitenizde yayınlanan “Bu uyarılara dikkat! Bayram tatlısı zehre dönüşmesin” başlıklı haberde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Cafer Kaya’nın nişasta bazlı şeker hakkında yaptığı açıklamaları okuduk. Bu açıklamalarda yer alan yanlış algıya neden olacak bilgileri düzeltmek, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla, Türkiye nişasta sanayini temsil eden en büyük kuruluş olan Nişasta Sanayicileri Derneği (NİSAD) olarak sizinle nişasta bazlı şeker hakkındaki güncel akademik verileri paylaşmak istedik.

Haber metninde Sayın Kaya’nın “Nişasta bazlı şekerin tüketilmesi sonucunda şeker koması dahil olmak üzere birçok komplikasyon oluşabilir. Kalp damar hastalıkları oluşabiliyor. Şeker hastalığı oluşuyor ve şeker hastalığının da uzun vadede bazı kanserleri tetikleyici etkisi var.” ifadelerine yer veriliyor. Ayrıca nişasta bazlı şekerin kan şekerini çok hızlı yükselttiği ifade ediliyor. Nişasta bazlı şeker, yani mısır şekeri, doğal bir tahıl olan mısırdan üretilen bir üründür. Katkı maddesi değil, bir gıdadır. İşlemler, danelerin yumuşatılması ve nişasta, dış kabuk, protein ve yağ bileşenlerine ayrıştırılmasıyla başlar. Mısır şekeri üretiminde kullanılan sonraki aşamalar ise doğal olarak adlandırılan diğer gıda ve bileşenlerin üretiminde kullanılan işlemlerdir. Mısır şekeri yapay bir bileşen veya renk katkı maddesi içermez. Ülkemizde katkı maddeleri Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği’nde belirtilmiştir. Nişasta bazlı şeker bir katkı maddesi değildir. (1) Sakaroz ya da sofra şekeri birbirine bağlanmış glikoz ve fruktozdur, yani %50 glikoz ve %50 fruktozdan oluşur. Nişasta bazlı şekerin içinde ise fruktozun oranı %42 ile %55 arasında olup, gerisi glikozdur. İnsanlar enerjilerini karbonhidrat, protein ve yağlardan alır. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA yetişkinlerde de çocuklarda da karbonhidratların toplam enerji alımının %45-60’ı arasında olması gerektiği bilgisini içeren kılavuzlar yayınlamıştır (2). Normal bir diyetin parçası olarak tüketildiğinde fruktoz içeren şekerler kan basıncını yükseltmez. (3) Güncel çalışmalar yüksek fruktoz alımı ile trigliserid seviyeleri, BKI, bel çevresi (4) arasında veya toplam enerji alımının %14’üne kadar olan fruktoz alımlarının hipertansiyon (5) vakalarıyla ilgili olduğuna dair bir ilişki göstermemektedir. Şekerin kansere doğrudan neden olduğunu gösteren bir bilimsel kanıt yoktur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kansere neden olabileceği tanımlanan davranışsal ve beslenmeye bağlı riskler şunlardır: Yüksek beden kitle indeksi, düşük meyve ve sebze tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite, sigara kullanımı ve alkol kullanımı. (6) Beslenme açısından ele alındığında, şekerlerin ister pancar, ister kamış, ister nişastadan üretilmiş olsun, hatta şeker katılmamış doğal yiyeceğin (meyve gibi) içeriğinden gelsin, aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini EFSA (2010-Dietary Reference Values) (7), WHO (2015-Sugar Intake for adults and Infants) (8), SACN (2015-Carbohydrates & Health) (9) gibi kuruluşlar da paylaşmaktadırlar.

Ticari bir amaç gütmeden çalışan bir kurum olarak yanlış algılamayı bilimsel gerçeklerle düzeltmeyi ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi bir sorumluluk olarak kabul etmekteyiz. Bilimsel kanıtlar çerçevesinde, açıklamaları tekrar gözden geçirmenizi bekliyor ve kamuoyuna karşı sorumluluğunuz kapsamında düzeltmenizi diliyoruz. NİSAD olarak, nişasta ve nişasta ürünleriyle ilgili tüm bilimsel kaynaklarımızı sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyacağımızı bilmenizi isteriz.

Saygılarımla,

İsmail Kemaloğlu NİSAD (Nişasta Sanayicileri Derneği) Genel Sekreteri

KAYNAKLAR

  1. Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği
  2. EFSA (2010). “Scientific opinion on dietary reference values for CHO and dietary fibres.” EFSA Journal 8(3): 1462 [77 pp].
  3. Lowndes J. et al. The effects of fructose-containing sugars on weight, body composition and cardiometabolic risk factors when consumed at up to the 90th percentile population consumption level for fructose. Nutrients 2014 Aug 8;6(8):3153-68.
  4. Jalal DI et al. 2010. Increased fructose associates with elevated blood pressure. J Am Soc Nephrol 21: 2109-2115.
  5. Jayalath VH et al. 2014. Total fructose intake and risk of hypertension: A systematic review and meta-analysis of prospective cohorts. J Am Coll Nutr 33: 328-339.
  6. WHO Cancer Factsheet 2019
  7. EFSA (2010). “Scientific opinion on dietary reference values for CHO and dietary fibres.” EFSA Journal 8(3): 1462 [77 pp].
  8. WHO (2015). Sugars intake for adults and children
  9. SACN (2015). Carbohydrates & Health