Türkiye’nin her şeye rağmen kendi rotası var

Avrupa’nın demokrasi-özgürlük kriterleri, kimi kime karşı silahlandıracağını da kapsıyor

Avrupa’sından Kuzey Amerika’sına kadar Batı dünyasının Türkiye ile yürüttüğü iki yüzlü ilişkiler düzleminin bir yönünü de, Avrupa ve ABD’nin Suriye ve Irak’taki silahlı Kürt unsurlarını Türkiye’ye karşı silahlandırma ve politik olarak kullanma gayretleri oluşturdu. Türkiye’nin sözüm ona AB müttefikleri ve Vaşington, İsveç’in Ukrayna üzerinden yapmakta olduğu gibi, Türkiye’nin güney sınırlarının ötesindeki ayrılıkçı oluşumlara silah pompalamaya devam ettiler. Keza, Türkiye’nin güney komşularında üstlenmiş separatist Kürt hareketinin en güçlü finansal akışının eskiden beri Avrupa’dan olması da çoktandır alışılageldik ve birilerince adeta kanıksanan bir durum oluverdi. Bütün bunlar olagelirken ve Türkiye tarafı ilgili konulardaki hoşnutsuzluğunu yansıttığında, Avrupa başkentleri Ankara karşısında; “demokrasi”, “otoriterlik”, “özgürlüklerin bastırılması” argümanlarını konjontrürel olarak ve politik ihtiyaçlar çerçevesinde kullanma alışkanlığından ise tabii ki taviz vermedi.