***
Kepazeliğin ardından lise mezuniyetimi düşündüm. Kendimi, arkadaşlarımı… Dore ipek bir kumaş almış askılı, degaje yaka, diz boyu bir elbise diktirtmiştim. Terzim hata yapınca elbisesiz kalmıştım. Zar zor kalın askılı, diz üstü siyah penye bir elbise bulmuştum. Pek sevmesem de siyah giymiştim. Üniversite mezuniyetinde ise şu kapıda kalan kızın yeşil elbisesine çok benzeyen kırmızı degaje yaka diz boyu bir elbise seçmiştim. Ben kendi yaşamımda dekolte tercih etmeyen biriyim. Bana sorarsanız “Usturuplu giyiniyorum” derim ancak benim usturuplu dediğim tarzda biri açık kol, açık boğaz, açık baldır görebilir. Benim usturuplu giyim tarzımı “Dar, vücuda oturuyor” bulanlar olabilir. Böylesine sübjektif bir konuda kimin ‘usturup kriterlerini’ benimseyeceğiz? Okul müdürünün mü, milli eğitim bakanının mı? Şimdi biz bu Milli Eğitim Bakanlığı’nın adı bile eski olan yeni eğitim modelinden hayır bekleyeceğiz, öyle mi? Narsistler için denir ki özel günleri mahvetmekle meşhurdurlar. Canım ülkem, kafayı kumaşla bozmuş, eziyet eden narsist bir sevgili gibi…