Kahvaltıya Muğla Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cem Kaytan, yerel ve ulusal gazetelerin temsilcileri, köşe yazarları ve dijital medya platformlarının temsilcileri katıldı.
Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezinde düzenlenen kahvaltıda kenti ortak akılla yönettikleri vurgusunu yapan Başkan Köksal, gazetecilerin gündeme dair sorularını içtenlikle yanıtladı.
Başkan Köksal, “Çok değerli basın emekçisi arkadaşlarımız hoş geldiniz. Seçimden önce de sonra da her zaman ortak akıl vurgusu yaptık. Kentimizle alacağımız tüm kararlarda şeffaf süreçler işleteceğimizi söyledik. Burada sizlerin katkıları bizler için çok önemli. Hem halkın sesinin duyulması açısından, hem de bu kentin nabzını tutan sizlerin fikirleri, önerileri, eleştirileri bizler için çok kıymetli. Bu şeffaflık ve ortak akıl sürecini işletmekte bence baş aktörlerden biri de sizlersiniz. Kente dair kararlar alırken konusuna göre ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla hep bir araya gelmeyi seçtik. Konu ne olursa olsun hemen hızlıca bir araya gelip, karar alma süreçlerini hızlıca işletmek istiyoruz. Sizlerin katkıları bu anlamda çok kıymetli. Hem doğru bilgi kaynağına ulaşmak için ciddi bir özveriyle çalışıyorsunuz, hem de bunu adil, şeffaf, vicdanlı, etik değerlere sağdık kalarak vatandaşla paylaşmaya gayret ediyorsunuz. Tabi bu süreçte biliyoruz ki sizlerin de üzerinde farklı baskılar oluşuyor. Bunlara hep birlikte direnerek, birbirimize omuz vererek birlikte yürüyeceğiz.” dedi.
KAÇAK YAPIYLA MÜCADELE
“YIKIM YAPMAYACAKSANIZ, HAKKINIZDA SORUŞTURMA AÇACAĞIZ”
Başkan Köksal, kahvaltıda gazetecilerin Kıran Mahallesi Akbük Mevkisinde devam eden kaçak yapıyla mücadele çalışmaları hakkındaki sorularına şu şekilde cevap verdi: “Kıran Mahallesinde yıkımı yapılan yapılar, 2018 – 2021 yılları arasında CİMER şikayetleri ve Çevre Şehircilik Müfettişlerinin tespitiyle işlem yapılmaya başlayan o dönemdeki yapılar. Aslında eski dosyalar. Yeni bir tespit ya da işlem yok. O dönemden kalan kaçak yapı olarak şikayetler yapılmış, müfettişler tespit etmiş, işlemler yapılmış, cezalar kesilmiş, davalar açılmış, davalar kaybedilmiş, yargı süreci kesinleşmiş yani hukuki süreci tamamlanmış, konusu kapanmış yapılar. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü de sürekli olarak yapılan yıkımı ile ilgili bize bildirim yapıyor. İlçe belediyesinin buradaki tek görevi yıkımı gerçekleştirmek. Hukuki olarak tek sorumluluğumuz bu. Aralık ayı içinde bile bu konudan dolayı bize Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden 3- 4 tane yazı geldi. Yıkım yapılmayacaksa soruşturma başlayacak, neden yıkım yapılmıyor? şeklinde. Geçmişten gelen ve sürekli olarak sorgulanan bir konu. Geçmişten bize gelen 180 tane bu şekilde konu var. Bunları 60 tanesi yıkıldı. Etap etap yıkıma devam ediyoruz. Dün gerçekleştirilen yıkımlarda 13 tane yapı vardı. Bunların hepsi Akbük kıyılarındaki yapılar. Bunların yıkımlarını mecburen yapmak zorundayız. Köylüler geldi kendileriyle de konuştuk, anlattık. Bu arada çok fazla kişilerin kendi evi olarak kullandığı alan yok. Genelde hepsi işletme ve ticari kazanç sağlanan yerler. Hepsi de kaçak yapı, yasal süreçleri sona ermiş, kararlar kesinleşmiş. Elimiz ayağımız belediye olarak bu konuda bağlı. Yapabileceğimiz bir şey yok. Burada asıl sorulması gereken vatandaşı kaçak yapıya yönlendiren zihniyet. İmar affı çıkacağı vaadiyle vatandaş nasıl olsa imar affı çıkar ben yapayım, dava açılır, araya süreçler girer, yaptığımız bu süreçte yanımıza kar kalır düşüncesiyle, başka bir yol gösteren de olmayınca bu yapıyı yapıyor. Yani vatandaşı buna yönlendiren bir iktidar var. Bu işin neden olduğuna bakmalıyız. Biz ilçe belediyesi olarak tek sorumluluğumuz kaçak yapıyla mücadele çalışması kapsamında yıkımı yapmak. Bu süreçte her bir kişiyle görüşüldü, her bir yapı kontrol edildi. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile defalarca görüştük. Hatta şunu da söyledik. Bölgede bir yangın yaşandı. Kar kış bir gerekçe ortaya koyarsanız, yıkımın durdurulması uygun derseniz biz belediye olarak durdururuz dedik. Ama dediğim gibi Aralık ayında Çevre Şehircilik 3 -4 defa ‘eğer yıkımları gerçekleştirmezseniz hakkınızda soruşturma açacağız.’ şeklinde uyarı yazıları gönderdiler. Maalesef yapabileceğimiz bir şey yok.”
ORGENERAL MUSTAFA MUĞLALI İŞHANININ YIKIMI ŞUBAT AYINDA BAŞLAYACAK
Başkan Köksal Orgeneral Mustafa Muğlalı İşhanı’nın yıkımı hakkında yöneltilen soruya, “Orgeneral Mustafa Muğlalı İşhanı’nda hem belediye olarak bizim, hem de özel mülkiyetler var. Biz dedik yıkımı belediye olarak biz yapmayalım. Yıkımdan küçük de olsa bir hurda bedeli geliyor. Bu da oradaki mülk sahiplerine gitsin istedik. Yönetimle görüştük ve sonuç olarak yıkımı kendileri yaptıracaklar. Bu ay sonuna kadar konu netleşmiş olacak. En geç Şubat Ayı’nın başında yıkımı yapılır diye düşünüyorum. Süreci şuan mal sahibi vatandaşlarımız yürütüyor.” şeklinde cevapladı.
ÇİMENTO FABRİKASI TAMAMEN BAKANLIĞIN YETKİSİNDE
Bayır Mahallesinde yapımı devam eden Çimento Fabrikası hakkında yöneltilen sorulara da tek tek cevap veren Başkan Köksal, “Çimento Fabrikası süreci yine çok eski bir süreç. 2006 yılında başlayan, neredeyse 19 sene süren bir durum. İlk onaylanan ÇED raporu 2006 yılında onaylanmış. Davalar açılıyor, ÇED’ler iptal oluyor. Yeni ÇED raporu hazırlanıyor. Bir daha dava açılıyor. O sırada plan iptal davaları açılıyor, planlar iptal oluyor. 2006 yılından bu yana geçmişten gelen bir süreç. ÇED konusu Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın konusudur. Her hangi bir tesisin bu zeytin yağ tesisi de olsa, entegre çimento fabrikası tesisi de olsa ÇED süreçleri vardır. Kimi zaman gerekli değildir der, kimi zaman onaylamaya gider. Ama bu tesis çevresel etkileri bakımından riskli olabileceği için rapor hazırlanması ve onaylanması gereken bir faaliyet. Konu şu an yine Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın önünde. Bir tesisin çevreye zararı olup olmadığının tespitinin belediye ile bir ilgisi yok. Bizim böyle bir yetkimiz ve bilgimiz yok. Yani bu fabrika çevreye aldığı bu önlemlerle çevreye zarar verir mi vermez mi? Ne bir yetkimiz ne de bir bilgimiz var. O yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın önünde bu konu. Ama dediğim gibi defalarca onaylanmış, mahkemelerin de iptal ettiği bir süreç var. Bizim beklentimiz, bakanlığımızın gerçek bilimsel verilerle hareket edip, gerçekten bu fabrika bunları yaparak çevreye zarar verecek mi vermeyecek mi? Bunun mercisi bakanlık. Biz değiliz. Bunu tespit edecek bilgi ve yetki belediyede değil. Yoksa biz herkesle masada oturup konuşmaya açığız. Belediyenin kapısından giren herkese mutlaka dinleriz. Hep ortak akıl dedik. ÇED ile ilgili belediyeyi ilgilendiren konu neydi? İDK toplantısı için kurumların görüşlerini istediler. Biz de belediye olarak kendi bildiğimiz kadarıyla belediyenin görüşünü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yazdık, gönderdik zaten. Bizim gördüğümüz bunlar var. Bunları dikkate alarak, bu süreci irdeleyin şeklinde. Bizim istediğimiz Bakanlığın gerçekten bilimsel, doğru bilgilerle hareket edip en doğru kararı versin ki biz de neyin arkasında duracağımızı, nasıl hareket edeceğimizi bilelim. Diyelim ki onayladı. Ama 3 gün sonra yine mahkeme kararıyla iptal edilecekse yine çok karmaşık bir sürece girilecek. Yani 2006 yılından beri böyle bir döngü devam edip duruyor. Biz de artık somut olarak net, bilimsel değişmeyecek, çevreye zararları doğru bir şekilde irdelenmiş varsa var, yoksa yok diyeceğimiz bir makam bekliyoruz. Biz de ne yapacağımızı ona göre şekillendireceğiz. Biz İDK görüşünü hazırlarken TMOBB’u, Baro’yu, Kent Konseyini, çevre gruplarını hepsini topladık. Biz her şeyi bilemeyiz. Jeoloji Mühendislerinin Odasının yer altı suları hakkında sahip olduğu bilgiye ben nasıl bilebilirim? Ortak bir görüşle tek bir görüş oluşturduk. Bakanlığa da ortak aldığımız görüşü gönderdik. Bundan sonraki süreçte de biz bu ortak aklı çalıştıracağız. ÇED raporu onaylanacak mı bilmiyoruz. Onaylanırsa yine ilgililerini toplayacağız, hem hukuki hem de bilimsel olarak ne yapmamız gerekiyorsa, birlikte karar vereceğiz. Çünkü bu keyfi bir konu değil. Bütün kenti ilgilendiren bir konu.” dedi.
ESNAFA, PİYASAYA OLAN BORÇLARIMIZI ÖDEDİK
Başkan Köksal, telefonun her zaman açık olduğunu belirterek, “Çalışma şeklinizi kolaylaştıracak, iletişimizi güçlendirecek öneriniz varsa bunlara açığız. Küçük bir şehirde bir avuç insanız. Benim telefonum her zaman açık. Beni her zaman özel telefonumdan arayabilirsiniz. Kentin nabzını tutan sizlersiniz. Hepimizin amacı doğru hizmeti sağlamak. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek, şeffaf olmak bunlar çok kıymetli. Biz bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Biliyorsun ki biz Menteşe Belediyesi’ni ilk devraldığımızda çok parlak bir tablo yoktu. Piyasaya borçlar vardı, vergi borcu, SGK borcu. Kapattık arkadaşlar, hallettik. Bütün bu zorluklara rağmen. Özellikle 31 Mart’taki yerel seçimlerdeki başarıdan dolayı bir tedirginlik oluştu iktidarda. Ne yapalım ellerini ayaklarını bağlayım hizmet edemeyecek şekle getirelim, vatandaşla karşı karşıya getirecek konular yaratalım. Böyle bir girişim var. Ama her şeye rağmen piyasaya olan borcumuzu bitirdik. Vatandaşımıza borcumuz kalmadı. Esnafımıza borcumuz kalmadı. Vergi borçlarımızı bitirdik. SGK borçlarımız düştü. Yaptığımız görüşmelerde güncel borcumuzu ödeyeceğiz. Geçmişe dönükte kalan borcu da ödeyeceğiz. Her ay bu şekilde devam edeceğiz. Geçmişe dönük anlaştığımız borç tutarından daha fazla ödeme yapıyor olmamıza rağmen bir gün bir yazı geldi elimize. Biz İller Bankasına bildirdik. Gelirleriniz %40’ı hesabınıza girmeden kesilecek. Biz konuştuk görüştük ama. Sonra iletişime girdik öyle olmuş bilgimiz yoktu dediler. Yine de her şeyi aşıyoruz arkadaşlar. Şuan bulunduğumuz bu tarihi yapıyı seçmemizin bile bir nedeni var. Ben detaylı düşünürüm. Büyük bir mirasa sahibiz. Konakaltında Oktay Ekinci Hocamın, Nail Çakırhan’ın eli var. Geçmişimizi unutmadan hizmet üreteceğiz. Muğla’mızı konuşacağımız yer Muğla’mınızın köklerinden beslenen bir mekanda olmalıydı. O yüzden burayı tercih ettik.” dedi.
DEĞİŞİM HEP VAR VE DEVAM EDECEK
Menteşe Belediye Başkanı Şehir Plancısı Gonca Köksal gazetecilerin belediyenin görev ve yetki dağılım yönergesi ile ilgili sorusuna, “ Değişim hayatta hep var ve devam edecek. Geçen bir yazı da okudum. Belediyenin teşkilat şemasında yine değişiklik yapıldı diye. Tabi ki olacak, bundan sonra da olacak. Her zaman bir değişim ve dinamizm içindeyiz. Belediyecilik de öyle. Önümüze gelen koşullara göre, durumlara göre sürekli bir değişim olacak. Değişime, eleştiriye her zaman açığız.” diye cevap derdi.
ARASTA BÖLGEMİZİ TARİHİ BİR KENTE YAKIŞIR ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLEYECEĞİZ
Başkan Köksal Arasta bölgesini tarihi kente yakışır şekilde tekrar düzenleyeceklerini belirterek, “Biz Muğlalılar da şu var. Herkes gideceği yerin önüne park etmek istiyor. Hiçbir şehirde böyle bir şey çok mümkün değil. Yani biz bu konfora eskiden alıştığımız için bunu sürdürmeye çalışıyoruz. Ama kentin, yolların bir kapasitesi var. Çünkü yapılaşmış bir doku var. Olan dokunun içine ek nüfusu, faaliyetleri, ticareti hayatın getirdiği koşullardan dolayı almaya çalışıyoruz. Tabi ki olacak bu çok normal. İş çıkışı trafikte 10 dakika beklemek artık çok büyük bir sıkıntı olarak görülmemeli. Tabi ulaşım ile ilgili çalışmalar var. Büyükşehir Belediyemiz ile Akyol mevkisindeki tek yol yeniden sorgulanıyor. Arasta bölgemizi tarihi bir kente yakışır şekilde tekrar fiziki bir düzenleme ile ele alacağız. Yer kaplamalarından, aydınlatmalara, hatta cephe düzenlemelerine kadar başladık. Ama elimizde sihir değnek yok. Bugün başlayıp yarın bitmeyecek. Bütün bunlar bu dönem içinde yapılacak. Ama bazen arabamızı 200 metre ileriye park edip, 200 metre yürümemiz gerecek. Çünkü bütün koşullar değiştiği gibi nüfusumuz da değişiyor. İnsanlarımızın hayatını kolaylaştıracak kısa park uygulamalarını da hayata geçireceğiz. Bunların hepsini ele alıyoruz.” diye konuştu.
BELEDİYEMİZDE 4 T PROJEMİZİ UYGULUYORUZ
Başkan Köksal, seçim programında yer alan 4T projesi hakkında ise şunları söyledi: “Göreve geldiğimiz ilk zaman sistemsel düzenlemeler, değişimler, belediyecilik hizmetlerini teknolojiye adepte etmek gibi hızlıca bir çalışmaya girdik. Biz 4T’yi Birleşmiş Milletlerin Kalkınma Hedefleri Programında yer alan 17 maddeyi dikkate alarak oluşturduk. 4T’nin hepsi birbirleriyle ilişkili. Turizm tarımla ilişkili, kültür turizmi ticaretle ilişkili, teknolojiyi de tüm bunları entegre etmemiz gerekiyor. Çünkü hepsi birbirleriyle ilişkili kavramlar. Bu çalışma paralelde sürüyor. Mesela şimdi çok özel bir çalışmamız olacak. Çok değerli bir caz sanatçısı Timuçin Şahin, burada Konakaltında Muğla’nın Menteşe’nin çocuklarıyla birlikte müzik yapacaklar, sanat üretecekler. Yaşadığımız kente bize emanet edildiği gibi sahip çıkacak koruyacağız. Üstüne yenilikçi bir bakış açısıyla koruma kullanma dengesini gözeterek bu şehri bir adım öteye taşımak hepimizin görevi.”
Gazetecilerin sorularını içtenlikle yanıtlayan Başkan Köksal, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak kahvaltıya katılan yerel ve ulusal basın mensuplarına teşekkür etti.