Basın mesleğinin iki büyük örgütünden RTÜK’ün cezasına tepki

Yayın tarihi: 7 Nisan 2022 Perşembe 9:39 pm - Güncelleme: 7 Nisan 2022 Perşembe 9:39 pm

Basın mesleğinin iki büyük örgütü olan Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK’ün Diyanet’in şikayeti üzerine bir Kur’an Kursu’ndan tecavüze uğrayan çocukların davasını haberleştirdikleri için Halk TV, KRT ve TELE 1’e ceza verilmesine tepki gösterdi.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu RTÜK’ün verdiği cezaya tepki gösterdi.

Nazmi Bilgin’in çocuklara yönelik cinsel istismar suçları yerine haber yapan kanalları cezalandırmaya çalışan Diyanet’i yasal sınırlarına çekilmesine çağırdığı açıklaması şöyle:

“Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Erzurum Palandöken’deki yatılı Kuran Kursu’nda işlenen suçlar hepimizi derinden sarstı. Gazetecilerin çabasıyla konu kamuoyu gündemine geldi. Böylece faillerin cezalandırılması ve yeni suçların önüne geçilmesi için kamuoyu tepkisi oluştu.

Ne var ki Diyanet İşleri Başkanlığı, yasada kendisine biçilen görevleri bir kenara bırakarak son dönemde alışkanlık edindiği gibi basın özgürlüğüne engel olma çabasını sürdürdü. Kendi sorumluluğunda işlenen suçların görünmez kılınmasıyla sonuçlanacak yayın yasağı başvurusu yaptı, ardından da kamu yararı gereği suçları haber yapan kuruluşları RTÜK’e şikayet etti.

Şikayetinde yayınları ‘fazlasıyla incitici’ olarak niteleyen Diyanet İşleri Başkanlığı, işlenen suçtan incinmemiş olacak ki bu yayınların saygınlığı zedelediğini ve şiddeti kışkırttığını savundu. RTÜK ise bildiğimiz gibi yine iktidar oylarıyla seçilen üyelerin kararıyla Halk TV, KRT ve TELE 1’i cezalandırdı.

Kamu yararı yerine suçu örtbas etmek isteyen idareciler yararına karar veren RTÜK’ün cezaları gazetecileri yıldırmayacaktır.

Siyasette kutuplaşma ve idarede otoriterleşme arttıkça basın özgürlüğü önüne engel olmaya çalışanların sayısı da artıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı da belli ki yeni sansür kurumu olmaya çalışıyor. Asli görevini bir tarafa bırakıp basın özgürlüğüne müdahaleyi kendine görev biçiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, daha önce de uzmanlık alanıymış gibi yalan haberden, dezenformasyondan söz eden açıklamaları, yayınları ve sosyal medya hakkında kitabıyla basın özgürlüğüne dini gerekçelerle engel olmaya çalıştı. Bugün de Erzurum’daki vahim olayın örtbas edilmesi çabasıyla basın özgürlüğünü engellemeyi kanun dışı görevi olarak benimsediğini gösterdi.

Çocuklara cinsel taciz ve tecavüz suçluları yerine bunu haber yapanları cezalandırmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı yasal sınırlarına çekilmeye çağırıyoruz. Basın özgürlüğünü engellemekten vazgeçin. Gazetecileri şikayet edeceğinize işinizi yapın, yurtlarınızı denetleyin.”

TGC: KAMUSAL MESELELEERİN HALK ULAŞTIRILMASI ENGELLENİYOR

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun RTÜK, halkın haber alma hakkını engellemeyi sürdürüyor. Tele1 TV ve Halk TV’ye verilen cezalarla medya kuruluşlarının kamusal meseleleri halka ulaştırması engelleniyor” diyerek yaptığı açıklaması ise şöyle:

“Türkiye’de demokrasinin yeşermesi için haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız. Oysa RTÜK yine basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engelleyen bir karara imza atmış ve gazetecilik mesleğine doğrudan müdahale etmiştir.

RTÜK kararları demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkelerine aykırı olamaz. Demokratik toplum ölçütü, çağdaş ve özgürlükçü bir anlayışla yorumlanmalıdır.

Bir kamu kurumu olarak tarafsız davranması gerekirken sansür kurumu görevi üstlendiği gözlenen RTÜK iktidara yakın medya kuruluşlarıyla ilgili şikayetleri yok saymakta, Tele1 TV ve Halk TV’ye verdiği beş günlük ekran karartma cezalarıyla eleştirel medyaya bedel ödetmektedir.

Kamusal meselelerin halka ulaştırılması engellenmektedir. Eleştirel medya kuruluşlarının ekonomik olarak zayıflatılıp kapatılmasına neden olacak bu kararlar basın tarihi açısından bir kara leke olarak anılacaktır.

RTÜK’ü sansürden ve ekran karartma cezasından vazgeçmeye, kararlarında tarafsız davranmaya, Anayasa’ya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya davet etmeyi sürdürüyoruz.”