Ankara ve Diyarbakır Barosu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün polis müdahalesini çekenlerin engellenmesini öngören genelgesine karşı Danıştay'da dava açtı.
Ankara, İzmir ve Diyarbakır baroları, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün polislerin ses ve görüntüsünün alınmasının önüne geçmeyi amaçlayan genelgesine karşı Danıştay’da dava açtı. Söz konusu genelgenin savunmanın delil toplama haklarına müdahaleyi içerdiğini, hukuk devleti ilkesini zedelediğini belirten baro, yürütmenin durdurulması ve iptalini talep etti.
"KOLLUĞUN TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ GÖREVİ YOKTUR"
Kolluk personeline, kişisel verileri ve özel hayatın gizliliğini ihlal edecek ses ve görüntü alınmasının engellenmesi talimatı verilmesinin yetki aşımı olduğunu belirten Ankara Barosu, dilekçesinde, “Kişilerin rızası olup olmadığı anlaşılmadan, şikayete ve/veya tazminat hukuku usullerine başvuru kategorisindeki bir olguya dönük fiillerin niteliğini ve hukuksallığını anlamadan, özel kişilerin şikayeti olup olmadığına bakmadan idari kolluğun kendiliğinden engellemesini istemek, özel hukuka ya da şikayete tabi bir alanın resen kolluk tedbiriyle düzenlenmesi anlamına gelir ve hukuka aykırı olur. İdari kolluğun böyle bir ‘toplum mühendisliği’ görevi yoktur” denildi.
"Her bir yurttaşın kamusal alanda gerçekleşen bir olayı suç şüphesiyle delillendirmek ihtiyacı hissedebileceğini" vurgulayan baro, “Bu toplum halinde yaşamanın ve dayanışmanın doğal bir sonucudur” dedi ve genelgenin basın ile haberleşme hakkını da ihlal ettiğini belirtti.
DİYARBAKIR BAROSU DA HAREKET GEÇTİ
Diyarbakır Barosu da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün genelgesine karşı Danıştay’da dava açtı. "Kamu hizmetinin yürütülmesinde korunmaya muhtaç olan özne, kamu görevlisi değil daha zayıf durumdaki yurttaştır” denilen açıklama şöyle:
“Emniyet Genel Müdürlüğü 27 Nisan 2021 tarihinde 2021/19 sayılı genelge ile; adli ve idari kolluğun görevlerini ifa ederken, ses ve görüntü kaydı yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartları oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Kamu hizmeti sunan, kamu düzenini korumak ve sağlamak amacıyla, yasal düzenleme kapsamında görevleri gereği bazı yetkileri bulunan kamu personelinin, temel hak ve hürriyetleri ihlal edici keyfi ve suç teşkil edebilecek davranışlarının önüne geçilmesi demokratik hukuk devleti açısından elzemdir. Görev ve sorumlulukları iç hukuk normlarıyla şekillenen kolluk personellerinin görevlerini icra ederken şeffaf ve denetime açık olması, keyfi davranışların önüne geçmesi açısından önem arz etmektedir.
Bir kamu görevlisinin kanunlarla kullanmaya yetkili kılındığı kamu gücünü sivil yurttaşın üzerinde ölçüsüz ve keyfi kullandığı esnada gözetilmesi gereken menfaat, ölçüsüz ve hukuka aykırı olarak kamu gücünün mağduru olan bireyin menfaatidir. Hukuk devleti ilkesi de kamu yararı kapsamında, bu menfaat dengesini korumak için ortaya çıkmıştır.
Kamu hizmeti, yasalarda belirtilen istisnai haller dışında şeffaf yürütülmeli ve yurttaşlar tarafından denetime açık pozisyonda olmalıdır. Kamu gücünün ölçüsüz ve hukuka aykırı olarak kullanımı esnasında bu gücü kullanan kamu personeli hakkında, keyfi ve suç teşkil edebilecek davranışının ortaya çıkarılması, kamuya duyurulması ve yargısal süreçlerde delil mahiyetinde değerlendirilmesi kamusal nitelikte bir görevdir. Kamu hizmetinin yürütülmesinde korunmaya muhtaç olan özne, kamu görevlisi değil daha zayıf durumdaki yurttaştır. Her bir sivil yurttaşın yaşanabilecek olay/ların mağduru veya tanığı olarak hareket edebilme veyahut her bir yurttaşın haber verme ve alma hakkı kapsamında, kamusal görev ve sorumluluğun gereği olarak ses ve görüntü kaydı alma hakkının bulunduğu açık olup, söz konusu genelge hukuka aykırıdır.
Diyarbakır Barosu olarak, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli 2021/19 sayılı genelgesinin bireysel ve kolektif temel hak ve özgürlükleri ihlal edici ve yasal dayanaktan yoksun olması nedeniyle yürütmesinin derhal durdurularak iptali istemiyle Danıştay Başkanlığı’na 03.05.2021 tarihinde dava açılmıştır.”
https://tele1.com.tr/soyludan-flas-kayit-yasagi-aciklamasi-382274/