Barış Akademisyeni Tuna Altınel: Seyahat özgürlüğüm gasp ediliyor

Yayın tarihi: 7 Kasım 2019 Perşembe 3:57 pm - Güncelleme: 7 Kasım 2019 Perşembe 3:58 pm

Barış Akademisyeni Tuna Altınel, yasal bir dayanağı olmaksızın pasaportunun geri verilmemesi üzerine kamuoyuna yönelik açıklamada bulundu.

Fransa’da öğretim üyesi olan Tuna Altınel Lyon’da bir etkinliğe katıldığı için tutuklanmış, 30 Temmuz’da ilk duruşmasında tahliye edilmişti. 1044 Galatasaray Liseli Tuna Altınel’in ifade özgürlüğünü savunan bir imza kampanyası düzenlemişti. 2. duruşma 19 Kasım saat 14.00’te, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Tuna Altınel açıklamasında şunları söyledi:

21 Şubat 2019 akşamı Fransa’nın Lyon şehrinde Lyon-Rhônes-Alpes Kürt Dostluk Derneği tarafından düzenlenen bir etkinliğe katkıda bulundum. 12 Nisan 2019 tarihinde Türkiye’ye giriş yaparken “zayi” olduğu gerekçesiyle pasaportuma el konuldu, nedeni söylenmedi. Bir ay boyunca araştırdım, soruşturdum. Sonunda yolum hakkımdaki işlemleri başlatan Balıkesir Valiliği’ne uzandı. 10 Mayıs günü valiliğin girişinde gözaltına alındım, 11 Mayıs’ta terör örgütü propagandası suçlamasıyla tutuklandım. Balıkesir, Kepsut L Tipi Cezaevi’ne konuldum.

‘VALİLİK, YARGISIZ İNFAZ METNİNİ YENİ AKİT’E SERVİS ETTİ’

Tutuklandıktan birkaç saat sonra Balıkesir Valiliği bir basın bülteniyle beni “terör propagandası yapan akademisyen” olarak duyurdu, bu yargısız infaz metnini Yeni Akit gazetesine servis etti. Hakkımdaki suçlamayı terör örgütü propagandasından terör örgütü üyeliğine yükselten iddianamenin hazırlanması için iki gün yetti. İddianamenin tek dayanağı Lyon Başkonsolosluğu’nun 21 Şubat etkinliği hakkında hazırladığı bir istihbarat yazısıydı.

Cezaevinde 80 gün geçirdim. 30 Temmuz 2019 tarihinde ilk celsede tahliye edildim. Duruşma kararında hiçbir adli kontrol, yurtdışı yasağı yoktu. İkinci celse için 19 Kasım 2019 günü Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 14:00’e tarih verildi.

1 AY BOYUNCA YANIT VERİLMEDİ

Nüfus Müdürlüğü’nün kararına tepki gösteren Altınel; ‘Duruşma kararında herhangi bir tahdit olmadığı için avukatım aracılığıyla 27 Ağustos 2019 tarihinde Balıkesir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne verdiğim bir dilekçeyle pasaportumu talep ettim. Avukatıma ve bana bir ay boyunca konuyla ilgili hiçbir yanıt ulaşmadı. Bunun üzerine 27 Eylül günü gittiğimiz Balıkesir İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nde talebimize yanıtın 10 gün önce gönderildiğini, ancak bütçe sıkıntısı nedeniyle yazışmalarda normal posta kullanıldığı ve yazıların gönderildikleri adreslere her zaman ulaşmadıklarını öğrendik. Birkaç saat süren bir uğraştan sonra yanıtın suretine ulaşabildik. İki paragraflık metnin ikinci paragrafında şöyle yazılıydı: “Dilekçeniz Müdürlüğümüzce, Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun 2016/1 İlke kararı doğrultusunda değerlendirilmiştir. Müvekkilinizin bahse konu kovuşturma neticesinde “Beraat” etmesi halinde müracaatınıza istinaden ayrıca değerlendirilecektir.” Bu hukuk dışı tutum karşısında bile hukuki yolları terk etmedim ve avukatlarım aracılığıyla idare mahkemesinde dava açtım.’ ifadelerini kullandı.

‘SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜM GASP EDİLİYOR’

‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuki hiçbir engel yokken pasaportumu neden geri vermiyor? Beni dayanaksız suçlamalarla hapse atan Devlet şimdi de Anayasa’nın 23. maddesiyle güvence altına alınmış olan seyahat özgürlüğümü gasp ediyor. Öğrencilerim aylardır dersliklerinde beni beklerken, üniversitem görevimin başına dönmemi mahkemeye de yazılmış olan resmi bir yazıyla talep etmişken Devlet Anayasa’nın 49. maddesine aykırı olarak çalışma hakkımı da elimden alıyor. Bu haksızlıklar silsilesinin son bulmasını talep ediyorum.’ dedi.