Uzmanlar, Medyascope’a konuşarak Türkiye’de domuz etinin insanlara nasıl ulaştığını anlattı. Ayrıca denetimlerin yapıldığını detaylı şekilde açıkladı.

“Firmalar kalite departmanı kurup kendilerini denetliyor”

Gıda güvenliği tartışılırken Gıda Mühendisi ve Başdenetçi Aslı Sazoğlu, Türkiye’deki gıdaların denetimlerine yönelik çarpıcı bilgiler verdi.

Sazoğlu, işletmelerin denetim için bir firma ile anlaşabileceğini ve bu firmaların, işletmelerin isim hakkını alarak denetim yapabileceğini belirtti. Ayrıca, bazı işletmelerin kendi bünyelerinde kalite departmanı kurarak, çalışanlarını kendilerinin denetlediğini söyledi. Sazoğlu, Türkiye’de bu uygulamanın, işletmelerin dışarıdan bir denetim yapılıyormuş izlenimi yaratmak amacıyla kullanıldığını aktardı. Bunun da objektif karar alma sürecini olumsuz etkilediğini söyledi.

Büyük firmaların daha fazla denetim ihalesine çıktığını anlatan Sazoğlu, denetim yapacak personelin deneyimli olmasının önemine dikkat çekerek, “Denetim için ya domuz etini tespit edebilecek bir uzmanla çalışırsınız, ya da sadece fiziksel koşullara bakarak yapılan denetimlerle yetinirsiniz” dedi. Bazı firmaların sadece yüzeysel denetimlere odaklandığını, bazılarının ise nitelikli personel çalıştırmayı tercih ettiğini belirtti.

Bozcaada'da feribot seferlerine fırtına engeli Bozcaada'da feribot seferlerine fırtına engeli

Sazoğlu, yapılan sözleşmelerin denetim sıklığının değişebileceğini, bunun da firmanın gıda güvenliği ve standartlara uyum konusundaki önceliklerine bağlı olduğunu ifade etti. Denetimlerin her ay, 15 günde bir ya da yılda bir yapılabileceğini vurguladı.

“Bakanlığın denetimleri yetersiz ve etkin değil”

Sazoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kurumların denetlendiğini belirtti. Ayrıca işletme açılmadan önce de Bakanlık personelinin yerinde inceleme yaptığını ve ruhsat verdiğini anlattı. Sazoğlu, işletmenin açıldıktan sonra da yetkililerin belirli periyotlarda denetimi yapmak zorunda olduğunu aktardı. Ancak hiç etkin denetim yapılmadığı bilgisini verdi. Bu konuda bildiği örnekleri anlatan Sazoğlu sözlerine şöyle devam etti: