‘Bakan Beyler nerede, Recep Bey acaba ne diyor? Hiçbir yerden tık yok’

Yayın tarihi: 2 Şubat 2020 Pazar 10:11 am - Güncelleme: 2 Şubat 2020 Pazar 10:11 am

Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden vergi kaçırarak Ensar Vakfı’na aktardığı 8 milyon doları yazdı.

Çölaşan vergi kaçırarak Ensar Vakfı’na aktarılan 8 milyon dolarla ilgili Erdoğan ve AKP hükümetinin sessizliğini şu sözlerle eleştirdi:” Bu konuda kamuoyuna somut açıklama yapması geren AK Saray nerede, hükümet nerede, muhterem Bakan Beyler nerede, Recep Bey acaba ne diyor? Hiçbir yerden tık yok…”

Kızılay Başkanı Ensar’a 8 milyon dolar verdiğini doğruladı, belge yayımlanmasını doğru bulmadı

Emin Çölaşan’ın köşe yazısı şöyle:

“Sevgili okurlarım, Türkiye’de olan bazı işleri akıl almıyor. Son olarak karşımıza Kızılay-Başkent Gaz-Ensar Vakfı üçlüsünün katakullisi çıktı…

Olay her yönüyle belgelendi.

Bunların tümü iktidar yandaşı kuruluşlar.

O yüzden iktidar kesimi yandaşları ürkütmekten korkuyor, hadisenin üzerine gidemiyor.

Ensar Vakfı’na para akıtan Kızılay’a tepki yağdı! Yönetime istifa çağrısı…

Gidemediği gibi, suskunluğunu korumak zorunda kalıyor.

Kızılay belli! Türk Milletinin sözüm ona kara gün dostu olarak bilinirdi!

Ensar Vakfı, İslamcı ve şeriatçı bir kuruluş. AKP iktidarının koruması altında yaşıyor.

Bu vakıf yine İslamcı bir kuruluşa ödeme yapacak. Türken isimli o kuruluş ABD’de, New York’ta öğrenci yurdu yaptırıyormuş!

Tezgah daha sonra şöyle kuruluyor:

Ensar, vergiden düşmek amacıyla devreye Başkent Gaz’ı sokuyor.

Başkent Gaz Ankara’da yaşayan milyonlarca insanımıza doğalgaz kazığı atan bir kuruluş. Kullanılan gaz bedeli üzerinden sürekli fark alıyor.

Skandal büyüyor! Ensar’ın ‘Türken’e gönderdik’ dediği 8 milyonluk bağış, listede yer almıyor

★★★

Çok basitçe anlatmaya çalışıyorum.

Yasa uyarınca, Kızılay’a yapılan bağışlar vergiden düşülüyor.

Gaz şirketi durumu avantaja çeviriyor, Kızılay’a bağış yapıp 8 milyon doları vergisinden düşüyor. Ayrıca, “doğalgaz fiyatlarına geriye dönük zam yapma yetkisi” veriliyor, Ankara halkının soyulmasının önü böyle açılıyor.

Sonra bu para Kızılay tarafından Ensar’a aktarılıyor.

Böylece herkes kazançlı (!) çıkıyor.

Can Ataklı, Kızılay’dan Ensar’a aktarılan paranın sır perdesini araladı…

Kızılay bu bağıştan komisyonunu alıyor, Ensar ise Türken isimli ABD’deki gerici ve yandaş kuruluşa New York’ta öğrenci yurdu yaptırsın (!) diye parayı gönderiyor.

Yani her şey kendilerince kitabına uydurulmuş durumda.

İnsan 40 yıl düşünse böyle bir kurgu aklına gelmez…

Kızılay’ın başkanı olan Kerem Kınık isimli şahıs, olay ortaya çıkınca şöyle dedi:

“Bunun adı vergi kaçırmak değil, vergiden kaçınmaktır!”

Helal olsun ona bu yollar!

Bütün dünyada vergi kaçıran kim varsa bu slogana sahip çıkmalıdır:

“Vergi kaçırmadım, vergiden kaçındım!”

★★★

Şimdi ortalıkta kıyamet kopuyor…

Vakıf sessiz, sütre gerisine çekilmek zorunda kaldı.

Başkent Gaz olayı inkâr edemiyor.

Kızılay da aynı, olanları inkâr etmesi mümkün olmuyor.

Muhalefet partileri, başta CHP olmak üzere tepki koyuyor. Söyledikleri doğru…

Peki iktidardan, hükümetten herhangi bir ses, yalanlama vesaire var mı?

Yok!

İşin püf noktası işte burası.

★★★

Ama biz kendi aralarında ne söylediklerini duymuşçasına biliyoruz:

“Bu Kızılay işini kaşımayalım, altından daha kötü kokular çıkar. Nasıl olsa birkaç güne kadar bu da unutulur gider!”

Bu konuda kamuoyuna somut açıklama yapması geren AK Saray nerede, hükümet nerede, muhterem Bakan Beyler nerede, Recep Bey acaba ne diyor?

Hiçbir yerden tık yok…

★★★

Türkiye’yi işte bu anlayış mahvediyor, büyük bataklara sürüklüyor…

Onların kafasında egemen olan düşünce şöyle:

“Bizim herhangi bir adamımızın adı yolsuzluğa ve pisliğe bulaşırsa asla üzerine gidilmeyecek.”

Bu son olayda ismi geçen bütün kuruluşlar ve patronlar, AKP yandaşlarından oluşuyor.

Ekrem İmamoğlu’nun birkaç günlük kayak tatilini bile sorun yapanlar, en büyük yolsuzlukların, pisliklerin bile üzerine, kahramanları (!) kendilerinden ise gitmiyor, gidemiyor…

İyi de, bu işin sonu nereye varacak?

İşin bu boyutunu düşünmek (şimdilik) işlerine gelmiyor.

★★★

Üstelik bu işin kapsamında sözüm ona kara gün dostumuz (!) Kızılay bile var.

Kızılay’ı particilik uğruna böylesine yıpratmaya kimin hakkı olduğunu anlamak mümkün değil.

Allah korusun, ülkemizde bir deprem daha olsa, bir büyük doğal afet daha gerçekleşse, hiç kimsenin aklına böyle bir Kızılay’a yardım yapmak gelmez.

Bazı hayır kurumlarımız dahil AKP’li belediyeler falan filan, tam kadro bu iktidarı yıpratıyor…

Zarar veriyorlar.

Hortumlama ve yolsuzluklar büyük bir hızla, emme basma tulumba gibi çalışıyor da…

İktidar partisi acaba bunları görmüyor mu!

Yılların Kızılay’ı bile bunların siyasi çıkarlarına alet edildiğine göre ya görmüyor, ya da görmek işine gelmiyor.”