MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya'daki Belediye Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada "Cumhur ittifakının devamı milli beka için mecburidir" ifadelerini kullandı.  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Belek Turizm Bölgesi'ndeki kampta, her zaferin bedel, akıl, gönül isteyeceğini belirterek, kutlu mücadele esnasında, nefesi kesilenler, nefsine esir düşenler, dünyevi menfaatlere yenilenler çıktığını, bundan sonra da çıkmalarının muhtemel olduğunu söyledi.

Devlet Bahçeli şöyle konuştu:

"Hesap yapanlarla hasbi davrananları, davanın omzuna basanlarla davayı omuzlayanları tarif ve tefrik etmek zorunludur, mümkündür, elbette tecrübeyle sabittir. Ben diyen, bencilliğe gömülen, dünyanın kendi çevresinde döndüğü zehabına aldanan, ben merkezli ve çıkar odaklı tutuma savrulan nice insan bu dünyadan gelip geçmiştir. Kendini aşma iradesi olmayandan, uzak hedefleri ruh ve akıl potasında eritmeyenden dava adamı olmaz, gerçek anlamda davaya sadakat görülmez. Hiç kimse davadan daha önemli değildir. Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ne yaptığımızı, neyi amaçladığımızı, nereye varmak istediğimizi dar ufkuyla, güdük aklıyla, çürük ahlakıyla sorgulayıp demagoji ve dedikodu çarkında dönenler yoldan çıkıp yolunu şaşıranlardır. Şunu bilmenizi isterim ki; yoldan çıkan davanın önünde engeldir. Ben diyenler, sinsi plan ve tasarım yapanlar samimiyetsizliğin emir eridir. Dava insanı akıldan önce adanmış bir yüreğe ihtiyaç duyacaktır. Yürek yoksa akıl rotasızdır, gönül yoksa gövde kupkurudur."

Devlet Bahçeli: MHP, gözde gönülde dilde

Hedeflerinin Kızılelma olduğunu belirten Bahçeli, Kızılelma'yı pazarda alınıp satılan kırmızı elma sananlara da acı acı gülüp geçtiklerini söyledi. Milliyetçi Hareket Partisi için duraklama ve durgunluğun son bulduğunu belirten Devlet Bahçeli, "1 Kasım sonrası dalga dalga üzerimize gelen huşunet ve husumet akını püskürtülmüş, hatta bozguna uğratılmıştır. Çöküşümüzü bekleyenler baltayı taşa vurmuşlardır. Bitişimizi umanlar şok olmuşlar, çözülmemizi planlayanlar vurgun yemişlerdir. Türk milleti bitti demeden, bu dava bitmez. Hangi çılgın bize kefen biçecek kadar aklını kaybetmiştir? Hangi kudurmuş önümüzü kesmeye cüret edecek kadar şaşırmıştır? Milliyetçi Hareket Partisi gönüldedir, gözdedir, dildedir, dilektedir, duadadır" diye konuştu.

Devlet Bahçeli: Cumhur İttifakı Türkiye'nin güvenlik zırhıdır

Destekledikleri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve kurallarıyla olgunlaşması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, geçiş sürecinde çıkan veya çıkması muhtemel pürüzlerin zamanında yapılacak müdahalelerle bertaraf edilmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin başarısıdır. Hiçbir dış tazyik ve yönlendirme olmadan, hiçbir telkin ve baskı yaşanmadan hükümet sistemi cumhurun bizzat irade ve isteğiyle değişmiştir. Kendi kaderimize çok şükür kendimiz yön verdik, kendi söküğümüzü bizzat kendimiz diktik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin mimarı şüphesiz Cumhur İttifakı'dır. Yeni sistemin yaşaması için bu ittifakın kazasız belasız yoluna devam etmesi milli beka açısından mecburidir. Çünkü Cumhur İttifakı Türkiye'nin güvenlik zırhıdır. Cumhur İttifakı, milli birlik ve dayanışma şuurudur. Cumhur İttifakı Türkiye'nin ta kendisi, Türk milletinin ruh köküdür."

Devlet Bahçeli: Yeni hükümet sisteminde geri dönüş yok

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, 95 yıllık cumhuriyeti gelecek asırlara kuruluş esaslarına bağlı kalarak taşıma, daha da güçlendirme ve geliştirme amacına kilitlendiğini ifade eden Bahçeli, "Yeni hükümet sisteminden geriye dönüş yoktur. Türkiye bütün meselelerini, bütün talep ve eksikliklerini yeni sistemin sunduğu imkanlar kapsamında çözüme kavuşturacaktır. Cumhur İttifakı bunu teminle hem tarihe, hem de geleceğe karşı mesuldür. Ülke yönetiminin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun teşkiliyle planlanan uyum süreci istikrarlı şekilde devam etmektedir. Çelişkiler aşılmakta, marazi dirençler kırılmakta, uyum sorunları giderilmektedir" dedi. MALUM ÇETE TÜRKİYE'NİN KUYUSUNU KAZIYOR Türkiye'nin bekası ve yeni hükümet sisteminin geleceği için 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin beklentilere uygun neticelenmesinin en büyük arzusu olduğunu anlatan MHP Lideri Bahçeli, şöyle devam etti: "Eğer 31 Mart'ta, 24 Haziran'ın rövanşını almak için kuyruğa girenlere gün doğarsa, yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle mahalli idareler arasında kopukluk vasat bulursa, karşımıza çok büyük risk ve tehlikeler çıkacaktır. Bunun emareleri şimdiden görülmektedir. Şayet önlem alınmazsa, yeni sistem henüz emekleme safhasında iken öldürücü bir darbe yiyecektir. Bununla da kalmayacak, kaotik tartışmalar tırmanacaktır. Türkiye belirsizliğe sürüklenecek, en başta hükümetin meşruiyeti sorgulanacaktır. Sokaktan medet uman, kargaşadan geçim sağlayan, bozgunculuktan yarar bekleyen zillet ittifakı kaldırdığı hançeri Türkiye'nin sırtına indirmek üzere tetikte beklemektedir. Bu takdirde, Cumhuriyet'in yüzüncü yılında seneler evvel gündeme getirdiğimiz lider ülke Türkiye hedefi yerine, mağlup ve mahcup olmuş bir Türkiye tablosuyla karşılaşmamız neredeyse kesinlik kazanacaktır. Zillet ittifakının amacı budur, arayışı bundan ibarettir. Bu maksada hizmetle motive olan CHP, İYİ Parti, HDP, FETÖ ve PKK boş durmuyor. Malum çete Türkiye'nin kuyusunu kazıyor, altını oyuyor. El birliği yapmışlar, güç birliği yapmışlar, söz birliği yapmışlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ölüm fermanını hazırlıyorlar. YPG'yi terör örgütü görmeyen sadece ABD, sadece HDP değildir, CHP de bu kervanın içindedir." AİHM VE DEMİRTAŞ'A AĞIR ELEŞTİRİ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) HDP'nin eski başkanı Selahattin Demirtaş'a yönelik verdiği kararı eleştiren Bahçeli, "PKK'lı Demirtaş'a el sallayan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin haksız, hadsiz, hukuksuz, mesnetsiz ve menfi kararından memnun olan yalnızca CHP ve HDP değildir, İP de bunlar arasına kaydını yaptırmıştır. PKK lobisi işbaşındadır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne çoktan nüfuz etmiştir. PKK'lı Demirtaş ile ilgili çamur ve çirkin karar rezilliktir, ancak Türkiye'nin haklı tezlerini, meşru iddialarını gölgelemeye yetmeyecektir. PKK-FETÖ ortaklığı işbaşındadır. Yıkım ekibi faaldir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devirmek, emperyalizmin alkışını kazanmak, 15 Temmuz'da yarım kalan işgali fiilen tamamlamak isteyen alçaklar son kozlarını 31 Mart'ta sahaya süreceklerdir. Bu oyunu gördük, bu tehlikeyi sezdik. Gelişmeleri okuduk, işbirlikçilerin niyet ve hedefini açıkça idrak ettik" diye konuştu. Devlet Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Konu vatan olursa, konu beka olursa, konu Türklüğün varlığı olursa, değil zillet, değil bunları ağa babaları, dünya üzerimize gelse geri adım atan, telaşla geriye çekilen namerttir, nankördür, nimetsizdir. Onlardan korkan aynen onlar gibi olsun. Alayı birden gelsin, hepsi zillet şemsiyesi altında toplansın, hiç fark etmez, karşılarına gerekirse tek başımıza çıkarız, gerekirse Türkiye'yi tek başımıza savunuruz. Yok öyle üç kuruşa beş köfte yemek. Yok öyle tilki ininde yatıp aslan pozu vermek. Yok öyle karanlığa saklanıp aydınlığa taş atmak." SİYASİ RİSK VE BELİRSİZLİKLER İYİCE AYYUKA ÇIKMIŞTI İstanbul'dan aday göstermeyeceklerini daha önce söylediğini belirten Bahçeli, ancak bazı olumsuzlukların nüksettiğini, yanlış değerlendirmeler oluştuğunu söyledi. Bahçeli, "Amacımız ya anlaşılmadı, ya da anlaşılmak istenmedi. Sabote edildik, görüşlerimiz çarpıtıldı. Biz Cumhur İttifakı'na asla taktiksel bakmadık, bakmayacağız. Samimi ve dürüst davrandık, muhataplarımızdan da bunu bekledik. Yerel seçimler için sanki bir taraf istiyor da diğer taraf nazlanıyor, zamana oynuyor izlenimi doğmuştu. Bu gelişmeler karşısında yerelde ittifak çalışmaları soğumaya alındı. Eşitliğe ve hakkaniyete mugayir tavırlar, yanlış anlamalar veya yanıltıcı bilgilendirmeler Cumhur İttifakı'nın çatladı, çatlıyor polemiklerine bile kapı araladı. Bu durum karşısında siyaset farklı bir faza girmişti. Ancak ortamın müsait olduğunu gören zillet ittifakının paydaşları saklandığı inden bir bir çıkmışlar, sistematik olarak temaslara başlamışlar, netice itibariyle siyasi risk ve belirsizlikler iyice ayyuka çıkmıştır. CHP-İP arasındaki görüşmeler seriye ve sisteme bağlanmış, PKK'nın siyasi şubesi HDP de arkaya alınmıştır" dedi. "Terörle mücadelenin bu kadar yoğun ve yüksek bir moralle yapıldığı dönemde, PKK'nın İstanbul başta olmak üzere, diğer büyükşehir, il ve ilçe belediyelerine zillet ittifakı kulvarından yerleşme ve yuvalanma kepazeliğine nasıl olur da seyirci kalacaktık?" diye sözlerini sürdüren Bahçeli, şöyle devam etti: "Beka diyen, Cumhur İttifakı'na bağlılığını her fırsatta haykıran Milliyetçi Hareket Partisi bunu nasıl görmezden gelecektir? Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben demiyor muyuz? Biz Türkiye'nin suikasta uğramasına hiç duyarsız kalır mıyız? Türkiye üzerinde oyun kuranlar azıtmış, bölgesel tehditler hepten artış göstermiştir. Biz bu sürece tepkisiz kalamazdık. Gelişmeler mucibince, siyasi stratejimizde manevralar yapmak ülke yararına ise, bundan niye kaçalım, bundan neden çekinelim? ABD'nin terör örgütleriyle beraberliği, Demirtaş üzerinden yeni bir senaryo hazırlığı, ekonomik saldırılar, sosyal gerginlikler, demokrasi dışı eğilim ve özlemler tehlike sinyallerini aşırı derecede yoğunlaştırmıştır. Biz dağdaki bölücülerin gelip de büyükşehir belediyelerine konuşlanmasına razı olamazdık. Biz HDP'nin, CHP ve İP'in mihmandarlığında İstanbul'dan İzmir'e kadar yerel yönetimlerde mevzi elde etmesine tahammül gösteremezdik. İnançla söylüyorum ki, Türkiye'nin çıkarları neyi ve nereyi işaret ediyorsa oradayız. Biz Türk milleti ne diyorsa onu yaparız." Bahçeli, Mahalli İdareler Seçimleri'nden alınacak sonuçlar ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi arasında kapatılamayacak uçurumların olmaması için ellerini taşın altına koyacaklarını dile getirdi. Bahçeli, konuşmasının sonunda öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.
Muhabir: Oğuz Güven