MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderme yaptığı ileri sürülen Ferdi Tayfur’lu yürüyüş videosu hakkında, “Bir şeyi söylemek istersem muhatabına doğrudan söylerim” dedi.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli son günlerde gündem olan Ferdi Tayfur’lu yürüyüş videosu hakkında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, “Bir şeyi söylemek istersem muhatabına doğrudan söylerim. Dolambaçlı yollara sapmanın, kırk dereden su taşımanın Sayın Ferdi Tayfur’un seslendirdiği gibi “Hainsin diyorsam söyleten sensin” işte bu mesaj Türkiye’nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa direkt onlaradır” dedi.

Bahçeli parkurda tek başına! Fonda Ferdi Tayfur’lu manidar paylaşım

Bahçeli İYİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı sonrası neden tebrik mesajı yayınlamadığını da açıkladı. Bahçeli, “Neden tebrik etmediğimi hepinizin huzurunda açıklıyorum, ihaneti tebrik etmek bizim defterimizde yazmaz” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin konuşması şöyle:

“Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin umududur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni sorgulayan, yargılayan, karalayan çevrelerin asıl kaygı ve korkusu uyanan devin ayağa kalkması, küresel ve bölgesel hadiseler karşısında sözü geçen, ne diyeceği merak uyandıran bir Türkiye’nin doğuşudur. Doğum sancılı olsa da doğan kudret Türkiye’dir.

Mazlum toplumların tercümanı olan, haksızlık karşısında susmayı reddeden, zulme tepki gösteren bir millet bir devlet vardır ve tarihin tekerrürüne şahit olunmaktadır. Dünya gelse de böyle gitmez diyen, doğruya doğru, yanlışa yanlış bir irade dirilmiş ve sivrilmiştir. İsrail’in Gazze’de işlemiş olduğu soykırım suçunun takipçisi bilhassa Türkiye’dir. Çocukların, kadınların, masum ve sivil hakkın dökülen kanları inşallah yerde kalmayacaktır.”

ALMANYA CUMHURBAŞKANI’NIN İMAMOĞLU ZİYARETİNİ HEDEF ALDI

“Bu esnada Türkiye’ye ziyaret düzenleyip önce İstanbul’a gelen, alelacele belediye başkanıyla görüşme yapan Almanya Cumhurbaşkanının da döner diplomasinin yanı sıra, Türkiye’nin terörle mücadelesine destek vermesi samimi dileğimizdir. Ankara’ya gelmeden ve Cumhurbaşkanımızla görüşmeden İstanbul Belediye Başkanına koşan Almanya Cumhurbaşkanı’nın niçin böyle bir program akışına ihtiyaç duyduğu bizim nezdimizde soru işaretleriyle doludur. Döner edebiyatını kullanarak iç siyasete dahil olan, CHP’li belediye başkanlarını ayağının tozuyla ziyaret eden Almanya Cumhurbaşkanı’nın vermek istediği potansiyel mesajları şaibeli ve şüphelidir. Gene de Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin hedeflenen seviyelere tırmanması halisane temennimizdir. Avrupa Birliği ülkelerinde faaliyet gösteren bölücü terör örgütü uzantılarına müsamaha gösterilmemesi şarttır. Dostluk ve müttefiklik hukukunun icabı da, icrası da bunu gerektirmektedir.”

“SİSTEMATİK TAHRİKLER”

“31 Mart seçimlerinden sonra Kürt kökenli vatandaşlarımızla ilgili pek çok iddiada bulunulmuştur. Türk milletinin eşit, onurlu ve muhterem mensubu olan bu kardeşlerimizin Cumhur İttifakı’na yüz çevirdikleri dahi ileri sürülmüştür. DEM’lenmiş belediyelerdeki devir teslim törenlerinde de sistematik tahriklerin, devlete ve millete parmak sallayan iğrenç sahnelerin yaşandığı hafıza kayıtlarımızdadır. Evvela tarihe not düşerek şu görüş ve düşüncelerimizin herkes tarafından bilinmesi dileğimdir: Sadece Cumhuriyet’in kuruluşunda değil, tarihin her döneminde millet kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev görmüştür. Hiçbir zaman etnik köken, dil ve din gibi farklılıklara itibar edilmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti devletini Türk milletinin birlikte yaşama ülküsü ve aynı kaderi paylaşma iradesi kurmuştur. Partimiz, ülkemizde yaşayan her insanımızı “Türk milleti” tanımı içinde kucaklamakta, hepsine aynı gözle bakmaktadır. Soy ve ırk temelinde bir üstünlük bizim nazarımızda yok hükmündedir. Kaldı ki üstünlük sadece takvadadır. Türkiye’nin milli birliği ve bütünlüğü, dil, soy ve din unsurlarının da üstünde sosyolojik, kültürel ve tarihi bir gerçektir. Kültürlerin üst kimlikle buluşması bizim için asıl ve esastır. Bu ise asla bir dayatma ve asimilasyon değildir. Türklüğün insanlığa yön vermek isteyen fütuhat arayışıyla, İslam’ın kutsal mesajları birleşmiş, kahraman ve muzaffer bir irade meydana gelmiştir. Bu duygu ve ülkülerle beslenerek kurulan Türk Cihan Devletleri tarihe damga vurmuşlardır.”

“TÜRKİYE’NİN KÜRT SORUNU YOKTUR”

“Kökeni, dili, dini, mezhebi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan her insanımız bizim özbeöz kardeşimiz, milletimizin de asli unsurudur. Her türlü ayrımcılık, bölücülük, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ayaklarımızın yedi kat altındadır. Milliyetçi Hareket Partisi milli birlik ve kardeşliğin yılmaz müdafisidir. Buna da artan bir şevkle devam edecek, etnik bölünmenin önüne set çekecek, provokasyonlara gelmeyecektir. Türkiye’nin bir Kürt sorunu yoktur, buna mukabil çok tehlikeli bölücülük ve terör sorunu vardır. Kürt kökenli kardeşlerimizin sosyal, ekonomik ve benzeri hak kayıplarından mülhem sorunlarını konuşmak başka; kolektif mahiyetli ve etnik bölücülüğü silahlı eylemlerle takviye ve tahrik eden yapay sorunları konuşmak başkadır. Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni arasında uçurumlar oluşturmaya demokrasi, özgürlük ve insan hakkı kisvesine bürünerek hizmet edenler alçakların en alçağı, hainlerin en hainidir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne hançer sallayanlar Türk’ün de, Kürt’ün de, Alevi’nin de, Sünni’nin de can düşmanıdır.

Düşmandan medet ummak teneşire uzanmaya razı olmaktır. Türk ile Kürt’ü, Alevi ile Sünni’yi birbirinden koparmanın emelini taşıyanlar emperyalizmin tasmalı yanaşmalarıdır. Bölücü terör sorunu yeni yüzyılda kesinlikle bitecektir. Üç aşamalı yeni terörle mücadele stratejisinin neticesinde, PKK/YPG/PYD terörü mücavir topraklardan kazınacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Irak ziyareti bu açıdan çok güçlü bir iradenin doğumunu müjdelemektedir. Hazırlanmasını temenni ettiğimiz “bölücülükle mücadele ve stratejik eylem planı”yla ülke içindeki yıkım cephesi çökertilecektir. Türkiye, milli birlik ve kardeşlik gücünün ivmesiyle çağların üzerine sıçrayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi terörü bir hak arama vasıtası gören, bölücülüğü demokratik mücadele şeklinde gösteren bölücü mihraklara direnecek, Kürt kökenli kardeşlerimizi amasız, fakatsız, bin yılın hatıralarıyla kucaklayacaktır.

Türk milletinin; kökünden, kültüründen ve tarihinden kopmuş, geçmişinden utanan, kişiliksiz ve bilinçsiz, tepkisiz, ürkek ve itaat eden, bir toplum haline getirilmesi, daha açık bir ifadeyle, ezik ve silik bir topluluğa dönüştürülmesi mümkün değildir. Bunun tam tersini düşünenler hüsrana uğrayacaktır.

“ŞİRRET KAMPANYA”

“Türkiye’de bazı sermaye gruplarının, bir kısım medya organının ve akademik çevrenin dillendirdiği, çözülmemizi ve dağılmamızı esas alan hain projeyi ilerletmek için teşvik edilen aldatma kampanyasında üç sahte klişe slogan ön plana çıkmaktadır: Bunlar; küreselleşme dinamikleri, Avrupa Birliği sürecinin gerekleri, Türk toplumunun değişim ihtiyacı ve çağa ayak uydurma zorunluluğu olarak sunulan safsatalardır.

Son dönemde, Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Cumhur İttifakı’nı hedef alan şirret kampanyanın arkasında da bu hain projenin taşeronları bulunmaktadır. Bu husumet cephesi, Türk milliyetçiliği şuurundan, düşünce sisteminden, milli duruşun temsil ettiği değerlerden ve başkent Ankara merkezli politikalardan rahatsızdır. Türk milli kimliğini, birliğini ve değerlerini koruma, yüceltme azmi ve iradesi, bu hain projenin hayata geçirilmesinin önünde en büyük engel olarak görülmektedir. Bunlar için Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı zapt edilmesi, kontrol edilmesi, iradesinin kırılması, sesinin kısılması gereken son milli direnç kalesidir. Türkiye’nin milli birliği ve kardeşliği, geçmişte olduğu gibi bugün de, en büyük güç ve güven kaynağımızdır. Milli birliğimizi hedef alan hain saldırıların amacı, Türk milletini düşman kamplara bölerek bir çatışma ortamına sürüklemektir. Türk milleti, bir bütün olarak ve ortak milli değerler etrafında kenetlenerek hain projeyi boşa çıkaracak sabır, akıl, ahlak ve kahramanlığa sahiptir. Türk milliyetçileri bedeli ne olursa olsun, Türkiye’yi böldürmemeye kararlıdır.”

“SİYONİZME YAKIT OLANLAR”

“Üç beş belediye almak, siyasi ikbal ve ihtiraslarını tatmin etmek maksadıyla her türlü kılığa girenleri inanıyorum ki milletimiz hoş görmeyecek Allah da affetmeyecektir. Ayranları yok içmeye atla gidiyorlar çeşmeye. Cumhur İttifakı’nı zaafa uğratmak dışında gayeleri yok. Öyle insanlar vardır ki kalbi kof, dışı dost görünür. Öyle yaklaşırlar ki dışı hoş, özü boştur. Bilinmelidir ki Cumhur İttifakı hesap yapanlara mecbur ve mahkum değildir. Biz siyaseti adam gibi yaparız, muhataplarımızın da böyle davranmalarını bekleriz. İsrail’in safına geçip Cumhurbaşkanlığı kabinesini yaylım ateşine tutan müflisleri önce millete sonra da Allah’a havale ederiz. Jet yakıtı üzerinden siyonizme yakıt olanların Türkiye’yi engelleme heveslerinin kursaklarında kalacağını cesaretle söyleriz.”

İMAMOĞLU’NU HEDEF ALDI

“Hamas’a terör örgütü demek katledilen bebeklere, kuşatmaya alınan Gazze’ye sırt dönmek demektir. Ne utanç verici bir durumdur ki İBB Başkanı, küresel emperyalizmin eli ve vicdanı kanlı yüzlerine ‘Alın beni tepe tepe kullanın’ mesajı vermiş, her emrinize, her tavize amadeyim çağrısı yapmıştır. Kulun bir hesabı olabilir ama Allah’ın da bir hesabı vardır. Galip olan da Allah’tır. Demlenenlerin PKK ittifakıyla gelecek planlayanların günü geldiğinde nasıl maskaraya döneceğini, milli ve manevi değerlere şaşı bakmalarının nasıl ağır sonuçları olacağını aziz milletimiz bizzat görecektir.”

YEREL HALK AÇIKLAMASI

“Altını çizerek uyarıyorum ki Türkiye’de yerel halk yoktur. Türk milleti vardır. 23 Nisan mesajının adresi demciler ve demlenmiş yerel halk tabirini referans almış bazı CHP’li belediye başkanlarıdır. Kimse niyet okuyuculuğu yapmasın. Hazine ve Maliye Bakanımızın da her zaman arkasındayız. Türk vatandaşından kaldığı otelde 120 euro alan otelle görülecek işimiz vardır ve nefesimiz bunların siyasetteki ayaklarının ensesindedir.”

“BİRİNE BİR ŞEY SÖYLEYECEKSEM YÜZÜNE SÖYLERİM”

“Ferdi Tayfur’un şarkısının arka fonda çaldığı ve benim de yürüyüş yaptığım videodan zoraki anlamlar çıkaranlar, polemik üretenler kulağınızı açıp beni dinleyin. Adını bile hatırlamadığım bir küsurat partisinin sözde başkanı Kobanili Ahmet sende dersini almalısın.  Bir şeyi söylemek istersem muhatabına doğrudan söylerim. Dolambaçlı yollara sapmanın, kırk dereden su taşımanın Sayın Ferdi Tayfur’un seslendirdiği gibi “Hainsin diyorsam söyleten sensin” işte bu mesaj Türkiye’nin ayağını kaydırmaya yeltenen kim varsa direkt onlaradır.”

“CUMHUR İTTİFAKI SONUNA KADAR VARDIR”

“Şu bazı gazete manşetlerine ve kalem sahiplerinin tefrikalarına bakar mısınız?

“Cumhur İttifakı’nda ipler koptu mu?”

“Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış:”

“Bahçeli, Erdoğan’a savaş açtı.”

“AKP-MHP kavgası yükleniyor.”

“Bahçeli, AKP’ye Balans Ayarı Çekti.”

“Bahçeli, Erdoğan’ı Şimşek’le vurdu.”

“Bahçeli iktidara ne demeye çalışıyor?”

“MHP, AK Parti’ye atanmış kayyumdur.”

“Siyasi ömrü bitmiş bir ittifakı ayakta tutma çabası.”

“Devlet bahçeli herkesi şaşırtan çıkışlar yapmaya başladı.”

“Can ile canan arasında bir hadise var.”

“Türkiye’nin yeni bir siyasi iklime ihtiyacı var.”

Bu kütük kafalı iddia sahiplerinin hepsi baltayı taşa vurmuştur. Cumhur İttifakı’nın tasfiyesine umut bağlayanlar size kötü bir haberim var Cumhur İttifakı sonuna kadar vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızla olan dostluk ve kardeşlik hukukumuzu anlamayabilmeniz için balığın kavağa tırmanmaktan başka yolunuz kalmamıştır. Kobanili Ahmet senin de klinik vaka olduğunu değerlendiriyor insan ve toplum sağlığı adına tedavi edilmeni temenni ediyorum. Endişem odur ki sana bir zaman sonra hiç bir aşı sana fayda etmeyecektir.”

“CUMHUR İTTİFAKI VE MHP SİYASETİN MERKEZİDİR”

“Siyasette merkez olma iddiasına söylemek isterim ki MHP ve Cumhur İttifakı toplumsal siyasetin merkezidir. Merkez kavramını genel politik kavramın kabul ettiği gibi her eylemin temsil edildiği fikirler koalisyonu değildir. Milli ve manevi değerler bir merkez değer olarak nasıl Atatürk döneminde devletimizin ve milletimizin gelişmesinde belirleyici olmuşsa Cumhur İttifakı’nın siyaseti de yine ülkemizin temel dinamiğini oluşturmaktadır.

Milli duruş ve ortak değerlerin merkezde yer aldığı siyaset arenasında her siyasi parti kendisini buna göre kendini konumlandırmak zorundadır. MHP ve Cumhur İttifakı milletimizin tamamını kucaklayan siyasetiyle devlet ve millet uyuşmasını sağlamış, birey ile toplumu uzlaştıran tek siyaset olarak öne çıkmıştır.”

“MİLLETİN VARLIĞINA KASTTETMEK VATANA İHANETTİR”

“Yeni anayasa sürecinde taviz vermeyeceğimiz ilkeler bunlardır. Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini tartışmaya açmak, etnik köken farklılıklarına dayanarak bunları yıkmaya çalışmak milletin varlığına kast etmekle eş değerdir. Bunun bizim kitabımızda yazan da vatana ihanettir.”

“TÜRKİYE 10 YIL İÇİNDE EKONOMİK OLARAK HAK ETTİĞİ YERDE OLACAK”

“Fiyat ve finansal istikrarla beraber insanımızın mağdur olduğu hayat pahalılığı doğru politikalarla potansiyel imkanlarımızla telafi edilecek, fırsatçıların karaborsacıların aç gözlülerin yakasından tutulacaktır. 100 milyon nüfusu bin ilçesiyle Türkiye 10 yıl içinde ekonomik kudret olarak hak ettiği mevkiye ulaşacaktır.”

“1 MAYIS MESAJI”

“1 Mayıs’ın emniyet içinde geçmesini diliyor tüm emekçilerimizin Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum.”

“İHANET’İ TEBRİK ETMEK BİZİM DEFTERİMİZDE YAZMAZ”

“Son günlerde bir siyasi partide olağan üstü kongre yapılmış bir yönetim değişikliği de söz konusu olmuştur. İç işlerine karışma gibi bir hevesimiz yoktur. MHP niye tebrik etmedi suçlamasıyla karşı karşıya bırakılıp camiamız içinde fineyle iyiyi daha da iyileştirme cabası içine giriliyor. 104 siyasi parti var her bir parti kongresini yapar bunları tebrik eden etmeyen olabilir

Neden tebrik etmediğimi hepinizin huzurunda açıklıyorum, ihaneti tebrik etmek bizim defterimizde yazmaz”