Bahçeli: Yönetim sistemi ayet değildir

Yayın tarihi: 2 Temmuz 2019 Salı 11:21 am - Güncelleme: 2 Temmuz 2019 Salı 11:21 am

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  adı yeni parti iddialarıyla konuşulan Abdullah Gül’ü hedef alarak, “Birden bire yüksek sesle konuşmaya kamuoyu hazırlamaya başlamışlardır. Bunların eleştirdikleri iktidar partisinin düne kadar tam göbeğinde olması gariptir. Ya yeni bir hal ya da izmihlal davranışı yeni bir siyasete vurgu yapması zamanlama itibariyle manidardır. Yıllarca susma orucu tutmuş bu kişinin yıllarca ülkemizin başına ne çoraplar ördüğünü herkes biliyordur.” dedi.

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

“Yönetim sistemi ayet değildir.”

“Cumhuriyetin kuruluşundan 93 sonra Türkiye FETÖ işgal teşebbüsüne muhatap olmuştur. 251 evladımız şehit düşmüştür. Kaleyi içten yıkmak isteyen ülkeyi iç savaş ortamına sokmak isteyen Pensilvanya’lı teröristler devreye girmişlerdir. Hamdolsun Türk milleti tankların önüne yatarak, helikopterlere meydan okuyarak istikbaline sahip çıktı.”

“Bağımsızlık onurumuzu ayağa düşürmeyiz. Milli bekamızı yedirmeyiz, çiğnetmeyiz. Bu şartlar altında milli birlik ve bekamız yoğun bir tehdide maruz kalmıştır. Tarihin omuzlarımıza yüklediği görevle kollarımızı sıvadık. 15 Temmuz’da parlamenter sistemle sonuç alamayacağımız belli olmuştu. Yasama yürütme ve yargı arasında silikleşen çizgilerin belli edilmesi, bu üç erk arasındaki demokratik ayrımın belirginleşmesi zorunluluktur. Milli güvenliğimiz ağır baskı altındaydı. Devlet yönetiminde varlığı malum olan fiili düğümün çözülmesi gerekiyordu. Sonuç olarak Türk milleti 16 Haziran’a cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine evet demiş, geleceğini görmüş ve kabullenmiştir. Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi keyfi olarak kurulmadı. Cılız ve çıkarcı emellerle çatısı örülmedi. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi TC.’nin yaşama azminin, payedarlık iradesinin, bölünmez bütünlüğünün aynen tescilidir. İlaveten siyasi istikrarın teminatıdır. Barajın yüzde 50+1’e çıkması müstesna bir uzlaşmayı, muazzam bir kucaklamayı sağlamıştır. Değişim rejim değildir. Aksini iddia edenler müptezeldir. Sistem değişikliğini ‘rejim elden gitti’ diyerek kötülemeye çalışanlar kötü niyetli bozgunculardır. Kuskusuz cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilke ve esaslarıyla oturması, kurumlarının oturması zaman alacaktır. Sistem tartışmasını yeniden açmanın ne ülkeye ne demokrasiye hiçbir yararı olmayacaktır.”

“Bunlar ne istiyorlar, neyi amaçlıyorlar, koalisyonlar dönemine geri mi dönülsün,. Bu şaşkın ve şuursuzlar nereye ulaşmayı düşünüyorlar?”

“Türkiye durup durup referandum mu yapacak? 16 Nisan’da halk iradesini göstermedi mi? Daha neyden bahsediyor. Kılıçdaroğlu aklı varsa kendine saklasın. HDP ile aynı yerde olandan bizim öğreneceğimiz bir şey olamayacaktır. FETÖ’ye itiraz edemeyen, S-400 konusunda Türkiye’nin tezlerini savunamayan Kılıçoğlu’nun tarafsızlık çağrısı bize göre nevrotik bir vakadır. CHP önce suyu bulandırmakta sonra da bundan rahatsız olduğunu açıklamaktadır. Bu siyaset tarzı düdüktür, çürüktür.”

“31 Mart seçimlerine derin anlamlar yüklemiş, her ortamda seçim ortamında stratejik analizlerimizi samimiyetle ifade etmiştik. Zillet ittifakı tutunacağı bir dal bulursa 31 Mart’tan sonra bir kez daha sistem tartışması başlatacak, bu nedenle 31 Mart seçimi önemliydi. Mahalli iradeler yönetimleriyle merkezi yönetim arasında gerilim ve çelişkinin olmaması toplumsal huzur açısından önemliydi.”

“AKP’li partili bazı yöneticilerin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin eğer varsa aksayan yönleriyle ilgili kendi aralarında tartışması normaldir. Nitekim bunu kamuoyu önünde dile getirmeleri CHP’nin yoluna su taşıyacaktır, yanlıştır, bunu yapmalarına onayımız yoktur.”

“Sudan bahane üretenleri aziz milletimiz bilmekte ve görmektedir. Sistem tartışmaları demokratik vasıtalarla bitmiştir.”

“31 Mart ve 23 Haziran’da sadece mahalli iradeler seçilmiştir. CHP’nin fırsatçılık yapması, İP’in bundan medet umması gafilliktir.”

Abdullah Gül’e: Ülkemizin başına ne çoraplar ördüğünü herkes biliyor

“(Eski Başbakan Abdullah Gül’e tepki) Birden bire yüksek sesle konuşmaya kamuoyu hazırlamaya başlamışlardır. Bunların eleştirdikleri iktidar partisinin düne kadar tam göbeğinde olması gariptir. Ya yeni bir hal ya da izmihlal davranışı yeni bir siyasete vurgu yapması zamanlama itibariyle manidardır. Yıllarca susma orucu tutmuş bu kişinin yıllarca ülkemizin başına ne çoraplar ördüğünü herkes biliyordur. Açıklamaları talihsizliktir trajikomiktir.”