Bahçeli yıllar sonra güvenlik tehdidini değiştirdi

Yayın tarihi: 26 Aralık 2023 Salı 10:38 am - Güncelleme: 26 Aralık 2023 Salı 6:48 pm

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında CHP’yi hedef alarak, “CHP, DEM kadar milli güvenlik tehdididir” dedi. Bahçeli, Cumhur İttifakı’na katılma öncesi yaptığı bir konuşmada, Erdoğan ve AKP’yi PKK kadar milli güvenlik tehdidi olarak gördüğünü söylemişti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yıllar sonra ‘milli güvenlik sorunu gördüğü’ partiyi değiştirdi. Bahçeli iktidara muhalif olduğu AKP ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için milli güvenlik sorunu derken, iktidar ortağı olunca bu söylemini değiştirerek CHP’yi milli güvenlik sorunu olarak gördüğünü söyledi.

“ERDOĞAN’I MİLLİ GÜVENLİK SORUNU OLARAK GÖRMÜŞTÜ”

Partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Bahçeli, 12 şehidin ardından TBMM’de imzalanan ortak bildiriye imza atmayıp kendi bildirisini yayınlayan CHP’ için “DEM kadar milli güvenlik tehdididir” ifadelerini kullandı. Bahçeli AKP iktidarına muhalif olduğu yıllarda yaptığı bir konuşmada ise milli güvenlik sorunu olarak gördüğü AKP ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, “Kürt sorunu çevresinde çalışma başlattık diyen kişi Erdoğan’dır. Diyarbakır’a gidince Kürt sorunu diyen, Balıkesir’i görünce bunu inkar eden Erdoğan’ın yalan makinesi olduğu net olarak bellidir. PKK’yı silahlandırıp moral ve militan takviyesi yaparak iğrenç pazarlık masalarına kurulanlar, bunun hesabını iki cihanda da vereceklerdir. Erdoğan ve AKP milli güvenliğimiz için en az PKK kadar tehdittir” demişti.

Devlet Bahçeli çizme giyip yürüdü MHP “Kıbrıs Türk’tür” diye paylaştı

Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

“MHP olarak memnuniyetle ve gönül huzuruyla 2024 yılı bütçesine evet oyu verdik ve arkasında durduk.

Yalandan, riyadan, çarpıtmadan, iftiradan, asılsız ve akıl yoksunu iddialardan mutlak suretle kaçınan demokratik nezaketini muhafaza ederek destekleyici, yapıcı, katkı sağlayıcı bütçe görüşmelerini intikam gösterisi haline getirmekten titizlikle sakınan, kavga, kargaşa ve kriz çıkarmak için fırsat kollayan siyasetçilere prim vermeyen Türkiye Yüzyılı’nın ilk bütçesinin hazırlık aşamasından kabul safhasına varıncaya kadar mesai gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız ve kabinesi başta olmak üzere her milletvekilimiz ve her personeline tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.

Kurtuluş Savaşı dünya tarihinde enflasyonun dizginlenerek kazanılan ilk savaştır. Fırsatçılara göz açtırılmamıştır. 1923 yılında 1 dolar 1.67 riyaldi. Türkiye ekonomisi 1923’ten 1939’a kadar her yıl büyümüş ve milli gelir artmıştır. Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün ilhamıyla maruz kaldığımız ekonomik sorunların üstesinden kademe kademe geleceğimize, fiyat istikrarının sağlanmasıyla beraber milletimizin ekonomik rahatlamaya kavuşacağına inanıyorum.”

“YAYI GERİLMİŞ OK GİBİYİZ”

“Meyhane solcuları, meydan ve merdane devrimcileri kerpiç evlerden çıkan kahramanları küçük gören kokuşmuşluğun son sürümleri, dinimizi istismar eden bir avuç insanlık müsveddesi nereden geldiğimizi şükretmiş bir kalp güzelliği ile biliyoruz. Siz neyi biliyorsunuz nereye hizmet ediyorsunuz. Milli varlığımıza nefret saçıyorsunuz. Hiçbir kiralık akıl sahibine milli şerefimizi çiğnettirmeyeceğiz. Herkes dikkat etsin kurşun gibi ağır ortamda yayı gerilmiş ok gibiyiz kınından çekilmeyi bekleyen keskin bıçak gibiyiz.

Mustafa Kemal Paşa ve dava arkadaşları pek çok müşkülata maruz kalmışlardı. Aziz vatan kolay kazanılmadı. Piyangodan çıkmadı. Kan verdik can verdik bedel ödedik. Ama teslim olmadık.  İç ve dış işgal cephesi bilsin ki heyecanımız 104 yıl önce dikmen sırtlarında ayağa kalkan Seymenlerin heyecanıdır. Ankara o gün bir başka görkem ve haşmetle doluydu.”

ŞEYH SAYİD TARTIŞMASI

“Şeyh Said’in isyan girişimi boşuna değildi. Terörist Rıza’nın kalkışması sömürgecilerin Türkiye ve mücavir bölgeler üzerindeki senaryolarından bağımsız değildi. Benzerlerine bugün de şahit olmuyor muyuz. Türkiye’nin güçlenen imajına itibarına gölge düşürmek için terör kartını tedavüle sokmuyorlar mı? Gazze’de süren soykırıma haklı itirazımız ABD’den Avrupa Birliği’ne kadar milli tezlerimizi başkent Ankara vizyonuna Türk ve Türkiye Yüz Yılına hedeflerine muvvaffık şekilde ileri sürmemiz küresel hasım çevrelerini ürkütmüyor mu?”

“NE ZAMAN ZULME HAYIR DESEK YUMUŞAK KARNIMIZDAN DARBE ALIYORUZ”

“12 kahraman evladımızın şehit olması İsrail’den ABD’ye Bazı Orta Doğu ülkelerinden Avrupa ülkelerine kadar müştereken kurulan saldırı ve saldırı ve suikast düzeneğinin kahredici sonucudur. Hedeflerin farkındayız. Tetiği çeken PKK’lı teröristtir ancak mermiyi, silahı veren hedefi gösteren güçlerde terörü ve terörizmi himaye eden alçaklardır. Türkiye’nin hızını yavaşlatmak yeni yüzyıl heyecanını azaltmak milli birlik ve kardeşliğimizi yaralamak için bir operasyon devrededir. Bu operasyonda CHP’nin demlenmesi amaçlanmıştır. Sözde aydınlar satılmış gazeteciler kimliksiz ve vatansız, sivil toplum kuruluşları atın arabaya koşulduğu gibi koşulmuşlardır. Ne zaman Türkiye başını kaldırsa sözü geçen bir ülke olsa çok geçmeden farklı kaynaklardan olsa da aynı gayeye hizmet eden musibetlerle karşılaşıyoruz.  Küresel zeminlerde zalime zulme hayır desek yumuşak karnımızdan darbe alıyoruz. Ne zaman koşalım diyoruz karanlık oyunlarla alçak operasyonlarla engellenmek daha korkuncu boğulmak istiyoruz. Son günlerdeki tartışmalara baktığımızda hepsinin provokasyon olduğunu görmek mümkünüdür. Terörizme güzelleme yapıyorlar ya sabır diyoruz. Estirilen tahrik kampanyası sağ duyulu duruşumuzu sarsıyor.”

“DEM VEKİLLERİNİN MAAŞLARI ŞEHİT YAKINLARINA VERİLSİN”

“Öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi bölücülerin aklanma, barınma, sığınma ve meydan okuma mekanı değildir. Aksini iddia eden hasmımızdır vatan hainidir. Yavrularımızı yetim bırakan teröristlere hangi milletvekili hoşgörü ile yaklaşıyorsa hasmımızdır ve millet önünde hesap vermekten kurtulamayacaktır. Biz TBMM’de düşman, terörist, katil istemiyoruz. Canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz.

PKK’nın lehine gözetleme kulesi işlevi gören, Türk bayrağını hazmedemeyen İstiklal Marşımızı söyleyemeyen milli ve manevi ortak değerlerimizi kabullenmeyen sözde Kürdistan havariliğinden vazgeçmeyen Türkçe’ye rakip dil çıkartmak için her fırsatı ganimet bilen devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti veya partilerin cumhuriyeti kuran TBMM’de bulunması hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, cinayettir, zillettir. Milletimize karşı en aşağılayıcı muameledir.

İlk önerim 56 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek hazine yardımının kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim teröre yardım ve yataklık yapan sözde milletvekillerinin görüşülmeyi dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkartılmasıdır.”

ANAYASA MAHKEMESİNE SESLENDİ: BATSIN SİZİN ADALETİNİZ

“Üçüncü önerim yeni anayasa sürecinde Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısının yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır.

Dördüncü önerim de TBMM genel kurulunda anlam ahlaki bağlayıcılığını temelden kaybeden kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeni baştan çizilmesidir. Anayasa Mahkemesi’nin  malum başkanı ve üyeleri yüreklerimizi kavuran şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir. Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır? Anayasa mahkemesinin önünde görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken hatta bazılarına yıllardır sıra gelmemişken Mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı vermesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır. Aynı hassasiyet neden HDP’nin ve devamı partilerin kapatılma davasının ikmalinde gösterilmemektedir. Bu anormal çelişkiyi nasıl yorumlayalım.

Anayasa Mahkemesi’nin başkan ve üyeleri, şehitlerimizin omuzlarında vatan toprakları emanet edildi. Onların kanları ve destekçileri aramızda dolaşıyor. Hala adaletin ve hukukun onurunu sahiplenmeyecek misiniz. Uzaktan kumandalı yargı da yargıçta olmaz diyen bay Zuhtü senin kumandan senin ipin kimin elindedir.

Vatanımızı kundaklıyorlar gencecik fidanlarımız şehit ediliyor. Ey mahkeme üyeleri ne yapıyorsunuz şayet buna adalet diyorsanız batsın sizin adaletiniz buna hukuk diyorsanız olmaz olsun böyle hukukunuz.”

“TBMM’DE TERÖRİST GÖRMEYE TAHAMMÜLÜMÜZ KALMAMIŞTIR”

“DEM’in soysuz bir eş başkanı demiş ki, ‘Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağ’lı  Trabzon’da huzur bulamayacak’ DEM’in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de onurlu çözümü bebek katiliyle diyaloğun başlatılmasıyla açıklamış. Bize göre çözüm bellidir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması yer alması toplumsal tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne mağarada ne de TBMM’de terörist görme tahammülümüz kalmamıştır.”

“CHP, DEM KADAR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR”

“TBMM’de grubu bulunan partilerin milletimizin hissiyatlarını ortaklaşa seslendirmeleri dünyaya birlik ve beraberlik mesajı vermeleri bundan dolayı hazırlanan metinlere ön şartsız imza atmaları milli ve demokratik bir tahammüldür. Geçmişte pek çok örneği de yaşanmıştır. Gazi Meclis’te yer alan hiç bir parti Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tepkiye sessiz kalamaz. İşlenmiş suç ve cinayetlere göz yummuş onay vermiş sayılacaktır. Hiçbir parti grubunun terör sorunu karşısında bir bakalım araştıralım bahanesine sığınma hakkı da yoktur. DEM ve CHP’nin haricinde TBMM’de grubu bulunan 4 siyasi parti hazırlanmış ortak açıklama metnine imza koyarak milletin ve devletin iradesine ses olmuşlar terör saldırılarını şiddetle kınamışlardır. Sormak lazımdır ki CHP bu metnin neresini beğenmedi. Niçin telaşa kapıldı. DEM’in siyasi kolonu olmayı nasıl hazmetti. CHP, DEM’in peşinde yuvarlana yuvarlana siyasi kimliğini, tarihi mirasını kaybetmiştir. CHP yönetimi Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısına geçmiştir. Özgür Özel zıvanadan çıkmış zırvaya gömülmüş zirzop siyasetiyle bindiği dalı kesmeye başlamıştır. Terörist Demirtaş’ı selamlayıp bölücülerin elini, eteğini öpen bu gafilin sonunda kafese alınıp bölücülük narkozuyla uyuşturulduğu ortadadır. Gemlenmiş ve Demlenmiş CHP yönetimi utanç kaynağına dönüşmüştür. TBMM’nin ortak açıklamasına imza atmayarak PKK’nın safına geçen bugünkü CHP, DEM kadar milli güvenlik tecdididir. CHP yönetimi bizim için yok hükmündedir. CHP Türkiye düşmanlarının eline geçmiştir. Terör saldırılarından hemen sonra Milli Savunma Bakanımızdan Meclis’i bilgilendirmesini isteyen zihniyet sorumsuzdur. Memleketi Manisa’da protesto edilen bu şahıs, aklını başına almazsa sokakta dahi yürüyemeyecektir.”

“ALAYININ AKLINI ALIRIM”

“CHP Genel Başkanı’nın Tuzla Piyade Okulu’nda olanlardan sonra Milli Savunma Bakanına saldırması alçaklıktır. Terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve Polis Teşkilatımızın her kademesinde görev yapan kahramanlarımızın dilinin, elinin, gözünün, parmağının hesabını sorar bedelini misliyle ödetiriz. Alayının aklını alırım. Milli Savunma Bakanı’nın Kahraman asker ve polislerimizin sonuna kadar arkasındayız. Tuzla Piyade okulunda 10 Kasım’da yakasına Atatürk portresi takmayan şahısla ilgili gereği yapılmış gösterilen tepkiler de bizim için gerekli bulunmuştur. Terör örgütlerine gıcığını çıkartmayan Özgür Özel’in asker düşmanlığı düşmanlara askerlik özentisinden başka bir şey değildir. 3 kuruşluk aklıyla 5 kuruşluk açıklamalar yapan Özel’in gittiği yol yol değildir. ”

Kaynak: TELE1