MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli, geçtiğimiz haftalarda yaptığı ve yeni açılım süreci tartışmalarına neden olan 'Öcalan gelsin Meclis'te konuşsun' çıkışının arkasında olduğunu ima ederek, "MHP siyasetteki tutarlılık ve ahlaki çizgisinden kopmadan dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden milli birlik ve kardeşliğin müdafaasından yanadır" dedi.

Bahçeli, Esenyurt, Batman, Mardin ve Halfeti Belediyelerine atanan kayyımla ilgili yaptığı konuşmalarında ise CHP ve Özgür Özel'i hedef aldı. Bahçeli kayyımlar ve DEM Parti üzerinden Özel ve CHP'ye şu ifadeleri kullandı:

Esenyurt'ta kayyım 3 kişiyi daha görevden aldı Esenyurt'ta kayyım 3 kişiyi daha görevden aldı

"Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasından sonra CHP ile DEM’in nasıl da tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir. DEM’in otobüsüne binip, fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı, siyasi istikbalini PKK’nın emellerine devretmiştir"

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

"Başta bölgemiz olmak üzere yerkürenin her köşesine hızla kayan tehdidi yaygınlaşan anlaşmazlığı tedbirli şekilde takip etmeliyiz. Baş döndüren kaotik gelişmelerin ilerleyişini lehimize çeviremeyiz. Tarihe mühür vurmalıyız ve bunun için de gerilmiş yay gibi pozisyon almalıyız. Nefret, şiddet ve ihanet ile hastalıklı güruhu önümüzden ve ömrümüzden cesaretle ayıklamalıyız. 6 Kasım 2024'te Kırgızistan'da toplanan Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi heyecanlarımızı kamçıladı. Türk dünyası vizyonunun tezahürü maksadı ile MHP'ye ne düşüyorsa yapmanın azmindeyiz."

"34 HARFLİ ALFABE TARİHİ ADIMDIR"

"Ülküde birliğin Türk devrinde gerçekleşeceğine canı gönülden inanıyorum. Türk devletleri teşkilatı dünya çapında huzur refah ve barış markası olmaya, karanlıkta güneş gibi parlamaya sonuna kadar namzettir. 34 harfli alfabede uzlaşma sağlanmıştır ve bu gelişme tarihi bir adımdır. Aynı zamanda Türk kültür hayatının diriliş beyannamesidir. Türk dünyasına birlik ve beraberliğin cemresi düşmüştür. KKTC'nin Bişkek zirvesinde onur konuğu olmasının kısa zamanda resmi üyelikle taçlanması dileğimdir. Teşkilattaki devlet başkanlarına takdirlerimi sunuyorum."

"İSRAİL KANLI SALDIRILARI BÖLGEYE YAYMA HEVESİNDEDİR"

"Dünya çapında sıcak çatışmalar çıta yükseltiyor. İnsanlık dehşet sarmalına hapsedildi. Mazlum milyonlar can çekişmekte. İsrail kanlı saldırılarını bölgenin tamamına aşama aşama genişletme hevesindedir. İsrail'in durdurulması ateşkes rejiminin temini, iki devletli çözüm sükunet gereğidir. Barışa geçilmesi yalnızca savaşan tarafların değil başta Türkiye olmak üzere tüm ülkelerin çıkarınadır."

TRUMP'IN ABD BAŞKANI SEÇİLMESİ HAKKINDA

"Dünya adeta bir ateş hattında, namlu ucundadır. Küresel statüko sarsılmaktadır. Avrupa'da artan siyasi belirsizlikler, ABD'deki seçimlerle gün yüzüne çıkan kaygılı bekleyişler dikkat çekicidir. ABD'de yapılan seçim, bu seçimde görevi devralacak Trump'ın ne yapacağı elbette günlerdir tartışmaların ağırlık merkezinde. Türkiye'de bazı çevrelerin fil ile eşek arasına sıkışması Trump'ın seçilmesi ile karalar bağlaması akıl ve mantıkla izah edilemeyecek garabettir. Bu utanç duyulacak köksüzlüktür. Biden işbirlikçileri ile dayanışma halinde sayın cumhurbaşkanını devirme planları tuzla buz oldu. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır düşüp de kalkamayan Biden ve Kamala'dır. Trump'ın ilk döneminden farklı profil sergilemesi iki ülkenin de hayrınadır. Siyaset denkleminde ikili veya çoklu diyaloglarda köklü dostluk ve düşmanlıktan bahsetmek kabul edilemez. Asıl doğru milli çıkarlarımızdır."

“PKK İÇİN SON YAKLAŞMIŞTIR”

Terör ve bölücülük sorunuyla daha fazla yaşamamız, katlanmamız imkansızdır. Bölücü terör örgütü PKK için son yaklaşmıştır. Hiçbir terörist için emniyetli bir alan kalmamıştır. Terör örgütünü kaynağında imha etmek milli beka meselesidir. Hem siyaset alanında boy gösterip, hem de teröristlere sırt dayamak başı ezilmesi gereken bir çelişkidir.

ÖCALAN ÇIKIŞININ ARKASINDA

MHP siyasetteki tutarlılık ve ahlaki çizgisinden kopmadan dün söylediklerini bugün tekzip edecek zaaf emaresi göstermeden milli birlik ve kardeşliğin müdafaasından yanadır.  Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız.

Aziz milletim, vatan tehdit altındayken oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek bizim kitabımızda yazmayan alçalma halidir. Terörün bitmesi milli ülküdür. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak, milli kardeşlik hukukunu, Türkiye’nin düşmeyecek kudret mevzi haline getirmek, geleceğe ve geçmişe sadakat nişanemizdir. Enternasyonal Marşı söyleyen, orak çekiçli gelecek tasarlayan, PKK’nın, DEM ve seleflerinin kayığına binenlerin yakamızdan ve yarınlarımızdan tarla kongreleriyle düşen maskaraların, mücadelemizi kundaklamasına, kararlılığımızı köreltmesine müsaade etmeyeceğiz."

KAYYIMA DESTEK

"Özellikle Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmalarından sonra CHP ile DEM’in kent uzlaşması çatısı altında nasıl da tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir. DEM’in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı siyasi istikbalini PKK’nın hunhar emellerine ve mağara deliklerine devretmiştir.  DEM Eşbaşkanı’nın Seyh Said ve Seyyit Rıza güzellemesi, Kürt kardeşlerimiz adına malum rezilliğe sözcülük yaptığını iddia etmesi, kimin nerede durduğunu ve terörle nasıl bir ortaklık içinde olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kapanmış meselelerin açılması, kabuk bağlamış yaraların deşilmesi Türkiye’nin toplumsal barışını hazmedemeyenlerin sinsiliği ve art niyetliliğidir. Şeyh Said ve Seyyit Rıza, yaşadıkları dönemin hainleridir, bölücü teröristleridir; cumhur, Cumhuriyet ve devlet düşmanlarıdır, hak ettikleri gibi de cezalandırılmışlardır."

DEM’in silahtan ve terörden uzaklaşmaya yanaşmaması, azgın tahrik ve tacizlerini yaygınlaştırması, elbette Türk Ceza Kanunu gereğince ele alınmalıdır, konunun ise Kürt kardeşlerimle hiçbir ünsiyet, hususiyet ve illiyet yakınlığı yoktur. PKK’lı Bese Hozat’ın Kandil ve kent uzlaşması bahanesiyle CHP’nin ve DEM’in sokağa çıkmasını kışkırtması, bu hain siparişe CHP’den de herhangi bir itirazın gelmemesi ayıplı ve ahlaken yitik bir siyasetin içyüzünü deşifre etmiştir. CHP’li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çekmeleri, israfa gömülmeleri, sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorba ile bir tabak pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir."

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ HEDEFİNDE

Neymiş, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon lira değil de, 45 milyon liraymış. Bu kafa normal bir kafa değildir. Bu tevil hamulesini kaldırmaya kimsenin takati de yetmeyecektir. Suçluların telaşıyla kıvrananların şifreli özrü kabahatlerinden büyüktür. Haydi halkımızdan utanmadınız, be hey densizler, be hey sonradan görmeler Allah’tan da mı korkmadınız? Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp bugünden Cumhurbaşkanı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavralarıyla caka satmaları en başta İstanbul ve Ankara’ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir.

"KÜRTLER VE ALEVİLER CANIMIZ"

Türkiye, etnik ve mezhebi toplulukların gevşek koordinasyonuyla, gelip geçici karar ve koalisyonuyla kurulmamıştır. Ne Kürt kardeşlerimiz ne de Alevi kardeşlerimiz hiçbir zaman göz ardı edilecek değersizliğe havale edilmemiştir. Kürtler de, Aleviler de bizim canımız, cananımız, kardeşimiz ve milli birliğimizin ana damarlarıdır. Etnik ve mezhep temelli hassasiyetlerin yoğun krizlere dönüşünü basiretle engellemek, Türkiye karşıtlarının koz olarak kullanmasını tümüyle bertaraf etmek için toplumsal ayrışma kanallarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kaynaştırıcı ve kuşatıcı mekanizmalarıyla işlevsiz ve tesirsiz hale getirilmesi elbette mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti devleti milletimizin bütün güzelliklerinin, bütün değerlerinin, bütün miras ve emanetlerinin kucaklaşma asaletiyle temsil edilmelerini hukuki ve siyasi esaslara bağlayabilecektir. Yüksek demokrasi standardının ihyası, ebedi kardeşliğin, tarihi ve kültürel beraberliğinin temelleri bu doğrultuda daha da tahkim ve takviye edilmiş olacaktır. Bizim anımız ve acımız bir olduğu kadar, geleceğimiz bir, dostumuz bir, düşmanımız da aynıdır. Ayrımız, gayrımız hiç yoktur. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü sözleşmesi 4 Kasım 1946’da 44 ülke temsilcileri tarafından imzalanmıştı. 

Kaynak: HABER MERKEZİ