Haber

Bahçeli, DEM Parti'ye çağrısını yineledi: İmralı görüşmesi sonucunda terör lağvedilmeli

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisi tarafından düzenlenen programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. PKK elebaşı Abdullah Öcalan ve DEM Parti'ye yaptığı çağrıyı üstü kapalı bir şekilde yineleyen Bahçeli, "Biz seçimi yaptık, tarafımızı belirledik. İnsan insanın cenneti olsun, insan insana can olsun diyoruz. Sevgide, buluşalım. Hoşgörüde uzlaşalım. Karşılıklı anlayış ve sevgi şemsiyesi altında hiç ayrılmamak üzere toplanalım" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin düzenlediği “Siyaset ve Liderlik Okulu 20. Dönem Sertifika Töreni”ne katıldı.

Burada konuşma yapan Bahçeli, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 

PKK elebaşı Abdullah Öcalan ve DEM Parti'ye yaptığı çağrıyı üstü kapalı bir şekilde yeniden gündemine alan Bahçeli, "Biz seçimi yaptık, tarafımızı belirledik. İnsan insanın cenneti olsun, insan insana can olsun diyoruz. Sevgide, buluşalım. Hoşgörüde uzlaşalım. Karşılıklı anlayış ve sevgi şemsiyesi altında hiç ayrılmamak üzere toplanalım" ifadelerini kullandı. 

Bahçeli'nin açıklamasından öne çıkanlar şöyle: 

-Sırf muhalefet için muhalefet yapanlar, ağızlarını yalan için açanlar esasta siyasetin konusu değildir. Patolojik vakalardır. Histeri krizine yakalanmışlardır

-Sayısız enstrümanla çalışan, çatlak sesler çıkarmanın planlarını yapanlar başarılı olamayacaktır.

-Kendimizi, milletimizi, vatanımızı, tarihimizi, ecdadımızı, dostumuzu biliyoruz. Düşmanlarımızı tanıyoruz.

-Bireysel çıkarları öne almıyoruz, siyasi hırslara boyun eğmiyoruz. Kardeşliğin, kalleş tertiplerle tahribine müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.

“BİZ SEÇİMİ YAPTIK, TARAFIMIZI BELİRLEDİK”

-Merhum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şu altı çizilmesi gereken sözleri takdirinize sunuyorum. Diyor ki, ‘Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu, insanoğlunun cehennemidir. Bazen en büyük kavgalarımızı birbirimizle yaparız, en derin yaralarımızı birbirimizden alırız. Sözler, davranışlar, beklentiler cehennemi aratmayan bir yük haline gelebilir ama cehennemi yaratıyorsak cenneti de yaratabiliriz. Birbirimize yük olmak yerine, destek olabiliriz. Kırmak yerine iyileştirebiliriz. Küçük bir anlayış, bir parça empati, bir damla sevgi… Bütün farkı bunlar yaratır. Seçim sizin’.  Biz seçimi yaptık, tarafımızı belirledik. İnsan insanın cenneti olsun, insan insana can olsun diyoruz. Sevgide, buluşalım. Hoşgörüde uzlaşalım. Karşılıklı anlayış ve sevgi şemsiyesi altında hiç ayrılmamak üzere toplanalım.

-Kalıcı diyalogları başlatmadan bitiren sabitleşmiş ön yargıları, görüşme ve temasları zehirleyen değersiz tartışmaları, hiç hesapta yokken incinen gururları, endişe ve kıskançlıkları, olgun, anlayışlı ve sorumlu bir yaklaşımla telafi etmek pekala mümkündür. Birlikte beraberce, huzur ve kardeşlik içinde yaşamanın akla yatkın başka bir yolu da sanmıyorum yoktur.

-Barıştan herkes bahseder. Ancak simgelediği muazzez anlam üzerine düşünen, bunun gereğini soylu mizacıyla yerine getiren ne hikmetse çok azdır. Demokrasiyi, insan haklarını, önüne gelen, işine geldiği şekliyle diline pelesenk eder de hakiki mesajlar, parmakla gösterilecek kadar sınırlıdır.

-Kendi bildiğini okuyan, her şeye muhalefet eden çarpık zihniyetler görmese de Türkiye kabuğunu kırmış, bölgesel ve küresel kuvvet dengesini terse çevirmiştir.

SURİYE'DEKİ GELİŞMELER 

-Komşu ülke Suriye’de 13 yıldır süren iç çatışma, yerini yeni bir gerçekliğe bırakmıştır. 61 yıllık Baas melaneti 54 yıllık Esed zilleti sona ermiş, Suriye yeni bir siyaset kulvarına girmiştir. Bu siyasetin dengeli ve kapsayıcı olması, çok acılar çeken Suriye halkını layık olduğu mertebeye ulaştırması yegane dileğimizdir. Suriye’nin istikrarı, Türkiye’nin güvenliği açısından olmazsa olmaz önemdedir. Suriye’nin toprak birliğinin muhafazası, iç huzur tesisi, hem komşuluk hukukumuz hem de bölgesel sükûnet ve güvenlik bakımından ihmal edilemez bir ihtiyaçtır.

-Suriye’nin geleceğine karar verecek olan Suriyelilerdir. Ancak bu karar sürecinde, samimi, dostane ve yapıcı bir şekilde Türkiye’nin paylaşacağı pek çok tecrübesi olduğu muhakkaktır. Tüm rejim muhaliflerinin öncülüğündeki geçiş dönemi mühim bir eşik olacaktır. Geçiş dönemini takip eden önümüzdeki aylarda, anlaşılan geçici yönetim tezahür edecek, ardından Anayasa hazırlığı ile beraber siyasi partilerin kurulup seçim yapılması gündeme gelecektir. Suriye’nin demokrasiye intikali ile birlikte uluslararası topluma entegre edilmesinde Türkiye her türlü katkıyı vermeye hazırdır.

-Yerin onlarca metre derinliğinde hücrelere kapatılan, ölüm preslerinde işkenceyle katledilen masumların hesabı katil Esad’dan mutlaka sorulmalıdır. Bu alçak, cani Netanyahu ile en yakın sürede yargılanmalıdır. Baas vandallığı, zulüm olum halkın üzerine yağmıştır. 

“SURİYE TERÖRDEN ARINDIRILMALIDIR”

-Yanı başımızda yeni bir siyasal sistem kurulacak. Bunu kuracak Suriye halkıdır. Bizim beklentimiz Türkiye-Suriye diyaloglarının altın çağını yaşamasıdır. Suriye toprakları bölücü terörden tamamen arındırılmalıdır. Suriye’de bölücü PKK-YPG’ye yer olmamalıdır. Bu örgütler, silahlarını Suriye’nin geçici hükümetine devretmelidir. Suriyeli olmayan örgüt üyeleri sınır dışı edilmelidir. Tek bir terörist, sınırlarımızda nefes dahi almamalıdır. Artık bölücü teröre tahammülümüz asla yoktur. Teröristler elini kolunu sallayarak asla dolaşamayacaktır.

DEM PARTİ'YE ÇAĞRI

-Kürtler kardeşimizdir. Terör örgütü iki cihan hasmımızdır. DEM Parti ise CHP’nin istismar siyasetine alet olmadan Türkiye partisi olma yönünde kararlı adımlarla yürümelidir. İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır. Terör örgütü için sona gelinmiştir. Cinayet örgütünün miadı dolmuştur. Türkiye ve Suriye kazanacaktır. Emperyalizm kaybedecektir."

"ŞAM'A GÖZÜNÜ DİKEN OSMANLI ŞAMARINI YER"

-İsrail’in korsan ve haydut yayılmacılığı durdurulmalıdır. Golan Tepeleri’nden çekilmediği takdirde, geniş bir yaptırım ve mücadele stratejisi geliştirilmelidir. İsrail’in, işgal girişimi derhal engellenmelidir. Siyonist barbarlık, Türkiye’nin sabrını zorlamaktan uzak durmalıdır. Bu en azından kendisi adına hayırlı bir adım olacaktır. Şam’a gözünü diken, Tel Aviv’de, Kudüs’te Osmanlı şamarını yiyeceğini hiç kimse unutmamalıdır. Tarih bize diyor ki Kudüs'ün ilk durağı Şam'dır. Şam güvendeyse, günü geldiğinde Kudüs de güvende olacaktır.

-Şam fethedilmişse, Kudüs’ün fethi de yakındır.