Gazeteci Uğur Dündar'ın babalık davası Isparta 3.Aile Mahkemesi'nde görüldü. Uğur Dündar ile D.G. duruşmaya katılmazken taraf avukatları hazır bulundu. Hakim dosyayı karara bağlayacaklarını belirterek Adli Tıp Kurumu'nun DNA incelemesi yaptığını biyolojik babalık durumuna ilişkin delil bulunmadığını aktardı. Kararını açıklayan mahkeme, "Uğur Dündar'ın D.G.'nin biyolojik babası olmadığı" sonucuna vararak davayı reddetti.
D.G.'nin avukatları Ahmet Furkan Uludağ ile Ferihan Polat ise “Dündar her ne kadar süreç tamamen sona ermiş gibi açıklama yapmış ve bazı gündüz kuşağı programlarında da bu yönde söylemlerde bulunulmuş ise de DNA raporuna yapmış olduğumuz itirazlarımız bakidir. DNA testi ve raporlama aşaması usule uygun yapılmamış ve hatalarla doludur. Bu da bizlere raporun gerçeği yansıtmadığını düşündürmektedir. Bu nedenle dosyayı üst mahkeme olan İstinaf Mahkemesine götüreceğiz. İstinaf Mahkemesi itirazlarımızı değerlendirip bir karar verecektir. Özetle; karşı tarafın ‘gereksiz' olarak tanımladığı ancak müvekkilin hayatına mal olan davada henüz kesin bir karar yoktur. Hukuki mücadelemiz devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
D.G.'nin itiraz edeceğini bildirmesinin üzerine yandaş medya Dündar'ı hedef aldı. Dündar hem D.G.'nin itirazına hem de yandaş medyanın hedef almasıyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.
"ŞİMDİ SIRA HESAP SORMAYA GELİYOR"
Dündar bu süreçte ailesinin travmalar yaşadığını belirterek, "Şimdi sıra hayatımda hiç tanımadığım bir kadından ( bekarlık yıllarımda) çocuğum olduğu iftirasını atanlardan ve kesin DNA sonucuna rağmen halâ bunda ısrar edenlerden yargı önünde hesap sormaya geliyor" dedi.
Dündar kendisine babalık davası açan D.G.'nin annesi hakkında kendine ulaşan belgeleri ARENA programında yayınlayabileceğini belirterek, "Şahsıma babalık davası açan D.G 'nin hayatımda hiç tanımadığım annesi Suphiye (Sofi) Orancı hakkında ARENA'ya ulaşan yüz kızartıcı belgeleri yayınlamaya başlayabiliriz" dedi.
Dündar'ın paylaşımı şöyle:
"D.G. adlı kişi tarafından şahsıma açılan "babalık davası"nda Adli Tıp Kurumu DNA incelemesi yapmış ve biyolojik babalık iddiasını kesin olarak reddetmişti.
Bu rapor için mahkemece sevk edildiğim, her koridoru kamera ile görüntülenen devlet hastanesinde kan ve saç örneğim alındı. (Saçımdan çeke çeke, sökerek kopartılan bir tutamın yerinde halâ boşluk var!..)
Adli Tıp Raporunun sonuçlanması 7 ay sürdü.
Bu manevi işkence sürecinde ailem travmalar yaşadı.
Ben yandaş medyanın ve sosyal medya trollerinin iftira ve linçlerinin hedefi oldum.
Şimdi sıra hayatımda hiç tanımadığım bir kadından ( bekarlık yıllarımda) çocuğum olduğu iftirasını atanlardan ve kesin DNA sonucuna rağmen halâ bunda ısrar edenlerden yargı önünde hesap sormaya geliyor.
Zira nihayet mahkeme kararını verdi ve bu gereksiz davayı reddetti.
Kamuoyuna saygıyla duyurur, değerli Avukatım Murat Ergün'e çok teşekkür ederim...
İşlerine gelen sonuç çıkmayınca, yolunu bile bilmediğim, hiçbir mensubunu tanımadığım, yan yana gelmediğim, telefonla konuşmadığım Adli Tıp Kurumu'nun değerli uzmanlarını itibarsızlaştırma, kararlarına duyulan güveni sarsma ve şaibe altında bırakma kampanyası başlattılar.
Bunu ben yapmış olsam devlet kurumu hakkında alenen yanlış bilgi yaymak suçlamasıyla kendimi içeride bulabilirdim. (Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın suç duyurusunda bulunması gerekir.)
Bugüne kadar sustum, davayı açana kader vurmuş, bir de ben vurmayayım dedim ve alttan aldım. Çalıştığım gazete ve televizyonda haber bile yaptırmadım.
Ama bir yere kadar. Bizim de mağduriyet yaşayan ailemiz, çocuklarımız var. Bizim de onurumuz var.
Mahkeme kararı lehimize çıktığına ve buna rağmen iftiralarını sürdürdüklerine göre; artık konuşabilirim.
Örneğin Çarşamba akşamı, şahsıma babalık davası açan D.G 'nin hayatımda hiç tanımadığım annesi Suphiye (Sofi) Orancı hakkında ARENA'ya ulaşan yüz kızartıcı belgeleri yayınlamaya başlayabiliriz. (Bizde yalan, iftira vs. yerine belge konuşur.)
Bunlar arasında öyleleri var ki ekrana getirdiğimizde içinizden tükürme duygusu geçecek...
Şimdilik bu kadar...
(Not: Kendisi yandaş gazetelere açık kimliğiyle boy boy fotoğraf verip konuşuyor.
Ama etik değerlere saygımız nedeniyle biz ondan D.G. diye söz ediyoruz. Takdir kamuoyunun.)"
KAMUOYUNA DUYURU (2):
— Uğur Dündar (@ugurdundarsozcu) November 25, 2024
İşlerine gelen sonuç çıkmayınca, yolunu bile bilmediğim, hiçbir mensubunu tanımadığım, yan yana gelmediğim, telefonla konuşmadığım Adli Tıp Kurumu'nun değerli uzmanlarını itibarsızlaştırma, kararlarına duyulan güveni sarsma ve şaibe altında bırakma…