AYM’nin ‘Barış Akademsiyenleri’ kararına yandaş yazardan destek: Farkı görmenin zamanı geldi

Yayın tarihi: 2 Ağustos 2019 Cuma 11:03 am - Güncelleme: 2 Ağustos 2019 Cuma 11:03 am

Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak, Anayasa Mahkemesi’nin “Barış İçin Akademisyenler” bildirisi hakkında aldığı ‘ihlal’ kararı hakkında “a”rtık teröre destek vermekle, düşüncesini ifade etmek arasındaki farkı görmenin zamanı gelmiş gibi gözüküyor” dedi.

Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak, Anayasa Mahkemesi’nin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri nedeniyle mesleklerinden ihraç edilen, haklarında disiplin cezaları verilen, ‘terör örgütü propagandası’ suçundan dava açılarak hapse mahkûm edilen ve bir bölümü cezaevine konulan akademisyenlerin bireysel başvurusunda ‘hak ihlali’ kararı vermesini değerlendirdi. Albayrak, “Hukukta suçla ceza arasındaki oran doğru tesis edilemediğinde ve evrensel hukuk ilkeleri içselleştirilemediğinde bu tür manzaralar ortaya çıkıyor” diyerek, “Artık teröre destek vermekle, düşüncesini ifade etmek arasındaki farkı görmenin zamanı gelmiş gibi gözüküyor” ifadesini kullandı.

AYM’den Barış Akademisyenleri kararı

Albayrak “O bildiri hakkındaki karar yanlış mı?” başlığıyla (2 Ağustos 2019) yayımlanan yazısının bir bölümünde şunları kaydetti:

(…)Bugünlerde herkes, kullandığı çifte oyla, imzacı akademisyenlere hak ihlali yapıldığı yönünde karar çıkmasını sağlayan AYM Başkanı Zühtü Arslan’a demediğini bırakmıyor. Karara tepkiler o düzeyde ki, birkaç gün önce 1071 akademisyen AYM kararına karşı bir karşı bildiri yayınladı. Bildiride, “Terörle mücadele ettiği için devleti suçlayan açıklamalar yapmak dünyanın hiçbir ülkesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmez” denildi.

Hedef alınan AYM, ‘hak ihlali’ kararının gerekçesini açıkladı

Oysa, kendilerine “barış imzacıları” diyen o akademisyenlerin bildirisi -bizim hoşumuza gitmese de – terör desteği olarak değil, şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi olarak da değerlendirilebilirdi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin o davalar hakkında, hak ihlali kararı vermesi de, o bildirideki ifadeleri onayladıkları anlamına gelmez. Tıpkı bu yazıyı yazan benim bildiriyi haklı, gerekli, adaletli, tarafsız bulmadığım gibi…

Sonuçta, hukukta suçla ceza arasındaki oran doğru tesis edilemediğinde (bu kişiler sadece fikir serdettiler, şiddete teşvik etmediler; karşılığında bir kısmı tutuklanıp hapse atıldı, bir kısmı ömrünü verdiği mesleğinden ihraç edildi) ve evrensel hukuk ilkeleri içselleştirilemediğinde bu tür manzaralar ortaya çıkıyor.

Sözün özü, artık teröre destek vermekle, düşüncesini ifade etmek arasındaki farkı görmenin zamanı gelmiş gibi gözüküyor. Ne dersiniz?

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN