Anayasa Mahkemesi’nden Osman Kavala kararı

Yayın tarihi: 15 Aralık 2020 Salı 2:47 pm - Güncelleme: 18 Aralık 2020 Cuma 9:55 am

Anayasa Mahkemesi (AYM) Osman Kavala’nın hak ihlali ile ilgili başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etti. Kurul, bireysel başvuruyu ise daha sonra ele alacak.

AYM, 1 Kasım 2017’de tutuklanan ve 3 yılı aşkın bir süredir cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu görüştü. AYM Birinci Bölümü, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevki”ne karar verdi.

Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü’nün 28. maddesinin 3. fıkrasında, “Bölümlerden birinin görülmekte olan bir başvuruya ilişkin olarak vereceği karar, bölümlerin önceden vermiş olduğu bir kararla çelişecekse ya da konunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görülürse ilgili bölüm dosyadan el çekebilir. Bölüm başkanı başvuruyu Genel Kurul önüne götürmek üzere başkana iletir” hükmü yer alıyor.

Bu karar gereğince, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, bireysel başvuruyu daha sonra ele alacak.

NE OLMUŞTU?

Gezi davasından beraat eden fakat ‘casusluk’ suçlaması nedeniyle tutukluluğu devam eden iş insanı Osman Kavala, “tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurmuştu.

AİHM, 10 Aralık 2019’da Osman Kavala’nın haksız yere cezaevinde tutulduğuna hükmederek serbest bırakılmasına karar vermişti. Gezi olayları ile bağlantılı suçlamalar nedeniyle 1 Kasım 2017’de tutuklanan Kavala, 3 yılı aşkın süredir cezaevinde bulunuyor.

Daha önce de Hakimler ve Savcılar Kurulu, hakkında bir kez beraat iki kez tahliye kararı verilen, AİHM kararına rağmen serbest bırakılmayan ve hakkında yine dava açılan Kavala’ya ait tüm evrakları, İstanbul Adli Yargı Komisyonu’ndan istemişti.

KAVALA’NIN YARGILAMA SÜRECİ

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs”, “mala zarar verme”, “nitelikli yağma”, “tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirilmesi”, “kasten yaralama”, “ağırlaştırılmış yaralama” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlarından İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanan Kavala’nın 18 Şubat’ta, suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraati ve tahliyesine karar verilmişti.

Kavala aynı gün FETÖ’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında gözaltına alınmış, bir gün sonra sevk edildiği hakimlikçe “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan tutuklanmıştı.

Kavala hakkında ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında sevk edildiği mahkeme tarafından 9 Mart’ta “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” suçundan tutuklanma kararı verilmişti.

“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan 2 yıllık tutukluluk süresinin dolduğu gerekçesiyle 20 Mart’ta tahliyesine karar verilen Kavala, casusluk suçundan tutuklu bulunduğu için cezaevinden çıkamamıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Osman Kavala ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “siyasal veya askeri casusluk” suçundan ise 20’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. İddianamede, Kavala ve Barkey’in “FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları” belirtilmişti.

İddianameyi kabul eden İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi, bu davanın ilk duruşmasının 18 Aralık’ta yapılmasını kararlaştırmıştı.