‘AYM olası bir seçimin manipüle edilebilmesinin önünü açıyor’

Yayın tarihi: 20 Haziran 2021 Pazar 2:30 pm - Güncelleme: 20 Haziran 2021 Pazar 2:30 pm

CHP’li Onursal Adıgüzel, Anayasa Mahkemesi’nin kişisel bilgilerin İletişim Başkanlığı ile paylaşılması kararındaki tehlikeye dikkat çekti. AYM’nin (Anayasa Mahkemesi) kendi eliyle vatandaşların kişisel verilerini riske attığının altını çizdi. Adıgüzel “AYM, olası bir seçimin manipüle edilebilmesinin önünü açıyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, Anayasa Mahkemesi’nin geçtiğimiz günlerde verdiği, İletişim Başkanlığı tarafından genel ve muğlak bir ifade ile kişisel veri toplanabilmesine imkan veren kararına tepki gösterdi.

Adıgüzel “İletişim Başkanlığı’na 83 milyon vatandaşımızın kişisel verilerine sınırsız erişim yetkisi verildi. İletişim Başkanlığı hiçbir hukuki sınırlama olmadan, istediği her vatandaşın sağlık verisinden pasaport bilgilerine kadar tüm kişisel bilgilerine ulaşabilecek. İletişim Başkanlığı’nın uluslararası sözleşmeler ve KVKK ile koruma altına alınmış kişisel veriler ile ne işi olabilir?” diye sordu.

İletişim Başkanlığı’nın “dijital gözetim”in tepesine oturmak istediğine vurgu yapan CHP’li vekil, meselenin bir başka boyutuna daha dikkat çekti.

Onursal Adıgüzel, “Tüm dünyada büyük veriye (big data) bağlı algoritmaların seçimlere nasıl yön verdiği tartışılırken, bir siyasi partinin ‘propaganda’ misyonunu üstlenmiş, bağımsız olmayan bir kuruma kişisel verileri teslim etmek düpedüz iş bilmezliktir. Ya AYM dünyadaki tartışmalardan, olan bitenden bihaber ya da bile isteye önümüzdeki olası bir seçimde seçimlerin manipüle edilebilmesinin önünü açıyor” dedi.

BANKA BİLGİLERİNE DE ERİŞEBİLECEK

Anayasa Mahkemesi’nin kendi eliyle vatandaşların kişisel verilerini riske attığının altını çizen Adıgüzel, şunları söyledi:

Öncelikle hukuki açıdan baktığımızda, AYM bu kararla kişisel verilerin hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan vatandaşların kişisel verilerine ‘sınırsız’ erişimin önünü açmıştır. Zaten karara muhalefet eden üyeler de bu sınırsızlığa vurgu yapmaktadır. Bu düzenleme ile  ‘kişisel verilerin toplanması, kullanılması, ne kadar süre ile tutulacağı, amaca uygun kullanılıp kullanılamadığının nasıl denetleneceği, bu verilerin nasıl imha edileceği’ gibi hususlar açık ve net bir şekilde düzenlenmemektedir.

İletişim Başkanlığı vatandaşın ‘gerekli gördüğü’ tüm bilgilerine – ki buradaki gereklilikten ne kast edildiği de net değildir- ulaşabilecek. Buna göre, kamu ve tüzel kurumlar vatandaşlar hakkındaki tüm verileri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na vermek zorunda kalacak. İletişim Başkanlığı istediği takdirde vatandaşın sağlık bilgisine de, pasaport bilgisine de, tapu bilgisine de, banka hesap bilgilerine de erişebilecek.