Aydan Çelik’in ‘Nazım Hikmet’in Bisikleti’ kitabı raflarda yerini aldı. Bu kitap yalnızca bir bisiklet veya Nazım Hikmet kitabı değil… Yazarın; sayısız korelasyon, sayısız ilişki bulduğu ve okura aktarmak istediği bir kitap.

Aydan Çelik’in kaleme aldığı ‘Nazım Hikmet’in Bisikleti’nde sadece büyük şairin kendi yazdıkları, yaşadıkları değil; ona dokunan yüzlerce insanın bisiklete dair hikayelerini bulacaksınız. Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Che Guevara, Muhsin Ertuğrul, Mehmet Ali Aybar, Oktay Rıfat onların sadece birkaçı…

tele1.com.tr’den Nilay Göl‘e konuşan Aydan Çelik, “Bu kitabın yazılma nedenlerinden biri şu; 3 Haziran 1963’ü 61 yıldır Nazım Hikmet’in ölüm yıl dönümü olarak biliyoruz. 3 Haziran 2018’de BM ‘Dünya Bisiklet Günü’ ilan etti. Son 6 yıldır 3 Haziran ‘Dünya Bisiklet Günü’ olarak da kutlanıyor. Bu kitabın yazılma nedenlerinden bir tanesi de bu tarihi buluşmadır” dedi.

‘Nazım Hikmet’in Bisikleti’, Çelik’in bisiklet temalı dördüncü kitabı. “Bisikletin sadece bisiklet olmadığını anlatmaya gayret ediyorum” diyen Çelik,  bu kitabın da onlardan bir tanesi olduğunu söyledi.

Kitabın hikayesini anlatan Çelik, özetle şunları söyledi:

KİTABIN KAPAĞINDAKİ FOTOĞRAFIN HİKAYESİ

“Nazım Hikmet’in meşhur otobiyografi şiirinde 3 yaşında Halep’te paşa torunu dediği günlerden kalma bir fotoğrafı var. Kitabın kapağında kullandığımız fotoğraf odur. Aileden aldım ben o fotoğrafı. Nazım Hikmet’in hayattaki yeğeni olan Ayşe Yaltırım ve Murat Germen’in oğlu, onlardan aldım.

“ŞAİRİN İZİNDE İSTANBUL’U GEZELİM DİYE BİR FİKİRLE YOLA ÇIKTIM”

Bir de ‘İstanbul Bisiklet Rehberi’ yazmıştım vaktinde. Bir de Nazım Hikmet İstanbul rehberi yazmak istedim, şairin izinde İstanbul’u gezelim diye bir fikirle yola çıktım. Aslına bakarsanız bu basılan kitap o kafamdaki projenin ilk aşaması. Şu anda bu kitapta o gezi rehberi yok, o ikinci kitap olarak gelecek bir süre sonra. Ama bu mevcut kitapta hem Nazım Hikmet’in eserlerinde, sadece şiirlerinde değil, yazdığı köşe yazılarında, tiyatro oyunlarında, film senaryolarında ve daha birçok mecrada bisikletle ilişkini takip ettim, izledim. Ve çok şey buldum.

BİSİKLET FABRİKASI ETRAFINDA GEÇEN FİLM: TOSUN PAŞA

Bir tanesi mesela; 1939’da Muhsin Ertuğrul’un yönettiği ‘Tosun Paşa’ diye bir filmin senaryosunu yazıyor. O bile bir bisiklet fabrikası etrafında geçiyor.

“BİSİKLET ŞAMPİYONU BİR DAYISI VAR”

Bunun dışında araştırdıkça çok ilginç şeyler buldum. En ilginç olanlardan bir tanesi şu; Nazım Hikmet’in dayısı Mustafa Celalettin. Mustafa Celalettin Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk bisiklet yarışçılarından, hatta bazı kaynaklar ilk bisiklet yarışçısı diyor. 1890’ların sonunda Selanik’te ve İstanbul’daki yarışmalara girip şampiyonluklar kazanmış bir dayısı var Nazım Hikmet’in. Bisiklet şampiyonu bir dayısı var.

“FAŞİZMDEN BİSİKLETLE KURTULUYORLAR”

Onun dışında iki kuzeni Mehmet Ali Aybar ve Oktay Rıfat… 1940 Haziran’ında Naziler Belçika sınırından Fransa topraklarına girip Paris’e ilerlerken çok sayıda insan şehri bisikletle terk ediyor. Bu terk edenler arasında çok iyi tanıdığımız üç kişi var. Bir tanesi Mehmet Ali Aybar ki biz Aybar’ı politik kişiliğiyle tanıyoruz. Daha çok Türkiye İşçi Partisi’nin efsane başkanı olarak tanıyoruz ama Mehmet Ali Aybar aslına bakarsanız 1928 Amsterdam Olimpiyatları’nda da milli forma giymiş bir büyük atlettir ve sayısız Türkiye rekoru vardır. O ve Oktay Rıfat Nazım Hikmet’in kuzenleri. Bir de bunlara ek olarak Cahit Sıtkı Tarancı. Bu insanlar Paris’ten bisikletle kaçıyorlar. Yani faşizmden bisikletle kurtuluyorlar. Bu hikayeyi yazdım, Mehmet Ali Aybar’ın kızı Güllü Aybar ile konuşarak.

“CHE’NİN NAZIM HİKMET’İ ÇOK SEVDİĞİNİ BİLİYORUZ”

Ernesto Che Guevara’nın  Nazım Hikmet’i çok sevdiğini biliyoruz. Mektuplarında da bol bol bahsi geçiyor Nazım’ın.  Biz Che Guevara’yı daha çok ‘Motosiklet Günlükleri’ filminden ve kitabından biliyoruz. Ama aslında Che bu motosiklet gezisini yapmadan iki yıl evvel önce Arjantin’i bisikletle dolaşıyor. Ve o zaman henüz “Che” değil tabii ki, General Ernesto Guevara. O bisikletin rotasını da çıkarttım. Hem anlattım hem de isteyenler kitabı aldıklarında oradaki bir QR kodu okutarak benim oluşturduğum Che Guevara rotasını görebilecekler. Motosikletten önce bir bisiklet yolculuğu var, onu anlattım. 

“TEVFİK FİKRET İLK BİSİKLET ŞİİRİNİ YAZAN ŞAİRİMİZ”

Tevfik Fikret’ten çok etkilendiğini, çok sevdiğini, yer yer eleştirdiğini de biliyoruz. Tevfik Fikret aynı zamanda ilk bisiklet şiirini yazan şairimizdir. Ve genç bir kadına yazılmış bir bisiklet şiiri var. Bunu da kitaba koydum.

Böyle sayısız korelasyon, sayısız ilişki bulduğum, keşfettiğim ve okura aktarmak istediğim bir kitap oldu.”