Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye uyarı

Yayın tarihi: 24 Ekim 2020 Cumartesi 8:28 am - Güncelleme: 24 Ekim 2020 Cumartesi 8:28 am

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) aldığı kararla Türkiye’ye, “muhalefete baskıya son ver” çağrısında bulundu.

AKPM Türkiye raportörleri, İsveçli parlamenter Thomas Hammerberg ve İngiliz parlamenter John Howell tarafından kaleme alınan, “Türkiye’de Siyasi Muhalefet ve Karşıt Görüşlü Yurttaşlara Yönelik Yeni Baskı: Avrupa Konseyi Normlarını Korumanın Aciliyeti” başlıklı rapor ve karar, video konferans aracılığıyla bugün gerçekleşen oturumda oy çoğunluğuyla kabul edildi.

Oturumda söz alan raportör John Howell, kayyım atanan belediyelerin durumu, ifade ve medya özgürlüğü, yargı sistemi, avukatların durumu ve sivil topluma yönelik “yargı tacizini” gündeme getirdi. Howell, bunlara rağmen Türkiye’nin “canlı bir demokrasiye sahip olduğunu” belirterek ve Türkiye ile diyaloğun devam etmesi gerektiğini savundu.

AKPM’nin sayıca en önemli grubu konumundaki Sosyal Demokratlar adına söz alan Alman parlamenter Frank Schwabe ise “Türk hükümetinin yanlış yolda olduğunu, ancak ülkede canlı bir sivil toplum bulunduğunu” söyledi.

KARARDA NELER VAR?

Kabul edilen kararda, seçilmiş HDP ve CHP’li bazı belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanması örnek gösterilerek “demokratik ilkeleri ihlal eden bu tür uygulamalara son verilmesi” ve bu tür uygulamalara temel oluşturan yasal mevzuatın gözden geçirilmesi isteniyor. Ayrıca kararda, seçimlerin “sadece özgürce değil, aynı zamanda adilane, ifade ve medya özgürlüğü için elverişli bir ortamda” gerçekleşmesi gerektiği vurgulanıyor.

Avukatlara yönelik tutuklamaların kınandığı kararda, avukatlık kanununda yapılan son değişikliğin “kaygı verici” olduğu belirtilerek Venedik Komisyonu’nun hazırladığı uzman görüşündeki tavsiyeler ışığında bu değişikliklerin iptal edilmesi isteniyor.

İfade ve medya özgürlüğü alanlarındaki sorunlara da değinilen kararda, Türkiye’nin “istikrarsız bir bölgede terör tehdidiyle yüzleştiği”, ancak terörle hukuk devleti ilkeleri ve insan hakları normları çerçevesinde mücadele edilmesi gerektiği hatırlatılıyor.

AİHM kararlarının uygulanmasının önemine de değinilen kararda, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararları örnek gösteriliyor. AİHM kararı gereği Kavala’nın derhal serbest bırakılması istenirken, hak savunucularına yönelik “yargı tacizine” son verilmesi talep edilerek, son zamanlarda tekrar gündeme gelen idam cezası tartışmalarının Avrupa Konseyi üyeliğiyle bağdaşmadığı mesajı veriliyor.

Kararda, askeri operasyonlar da dahil olmak üzere Türkiye’nin “dış müdahaleleri”nin Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülüklerle uyumu konusunda “ciddi kaygıların mevcut olduğu”, AKPM’nin bu konuyu önümüzdeki dönemde hazırlayacağı raporlarda ele alacağı not ediliyor.