Avrupa Konseyi Temsilcisi: Osman Kavala’nın tutukluluğu gözdağı için sürdürülüyor

Yayın tarihi: 14 Nisan 2022 Perşembe 7:39 pm - Güncelleme: 14 Nisan 2022 Perşembe 7:39 pm

Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi, Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın AİHM kararına rağmen serbest bırakılmaması sebebiyle Türkiye aleyhine ihlal süreci başlattı. İhlal sürecinde AİHM duruşmalarına katılan AK İnsan Hakları Temsilci Mijatovic, Kavala’nın tutukluluğunu Türkiye’deki insan hakları savunucularına gözdağı verilmesi için sürdürüldüğünü öne sürdü.

Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi tarafından iş insanı Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına rağmen serbest bırakılmamasıyla ilgili Türkiye aleyhine başlattığı “ihlal sürecinde” AİHM duruşmalarına müdahil taraf olarak katılan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Dunja Mijatovic, mütalaasını yazılı olarak AİHM’e gönderdi.

Bugün kamuoyuna açıklanan mütalaaya göre Mijatovic, Kavala’yı serbest bırakmayarak, “Türkiye’nin AİHM kararlarına uymadığı” suçlamasında bulundu.

Eurones’in haberine göre; Mijatovic, Kavala’nın tutukluluğunun, ”Türkiye’de insan hakları savunucularının korkutularak gözdağı verilmesi amacıyla sürdürüldüğü” yolundaki daha önceki görüşlerini yineledi.

Türkiye’de üst düzey yetkililerin Kavala’nını serbest bırakılmamasına yönelik açıklamalarına dikkati çeken Mijatovic, bunun suçsuzluk karinesi ve yargının bağımsızlığı ilkelerine aykırı olduğu gibi, AİHM kararında da belirtildiği gibi yetkililerin, “bu konuda iyi niyetli davranmadığının tespiti olarak görülmesi gerektiği” görüşünü dile getirdi.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala ile ilgili 2 Şubat’ta Türkiye aleyhine başlattı.

AİHM, tarafından daha sonra yapılan yazılı açıklamada, Bakanlar Komitesi’nin Türkiye ile ilgili “ihlal süreci” başlatılmasıyla ilgili davaya 17 yargıçtan oluşan Büyük Daire’nin bakacağı duyuruldu.

GÖRÜŞLER 19 NİSAN’DA GÖNDERİLMEK ZORUNDA

AİHM’in Büyük Dairesi Başkanı’nın belirlediği tarih olan 19 Nisan’a kadar davanın taraflarıyla birlikte Bakanlar Komitesi görüşlerini yazılı olarak bildirmek zorunda olacak.

AİHM’in Büyük Dairesi yeniden ihlal kararı alırsa Türkiye aleyhinde alınacak yaptırımlara karar vermek üzere davayı Bakanlar Komitesi’ne geri gönderecek.

TÜRKİYE’YE YAPTIRIM GELİR Mİ?

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2 Aralık 2021’de AİHM kararına rağmen Kavala’yı serbest bırakmayan Türkiye için bir oylama yaparak ihlal sürecinin ilk aşamasını başlattı.

Avrupa Konseyi aldığı bu kararla, Türkiye’den AİHM’nin Kavala kararını uygulayıp uygulamadığının tespiti hususunu AİHM’ye havale etme niyetini içeren bir bildirimde bulundu ve konuya ilişkin Ankara’nın görüşünün iletilmesini talep etti.

Ankara’nın yanıtını yeterli bulmayan Bakanlar Komitesi, bugünkü kararıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesinin kendisine verdiği yetki uyarınca Türkiye’yi toplu bir şekilde AİHM’ye şikayet etmek için ayrı bir karar aldı.

AİHM’nin ihlal yapıldığı yönünde görüş bildirmesi durumunda da Komite, Türkiye’ye karşı alınacak önlemleri değerlendirerek. Bu önlemler arasında Türkiye’nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.

BEKİR BOZDAĞ:  AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ KAVALA KONUSUNDA ÇİFTE STANDART UYGULUYOR

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında Avrupa Konseyi’nin çifte standart uyguladığını öne sürdü. Bozdağ, Türkiye’nin AİHM kararlarına uyma taahhüdü olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Türkiye bugüne kadar, bu taahhüdüne bağlı kalmıştır. Türkiye’nin hakkında 4 bin 259 dava da AİHM kararlarının uygulanmadığına ilişkin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine şikayette bulunur. Bunlarla ilgili Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 3 bin 750 dosya da Türkiye’nin AİHM kararlarını uyguladığını kabul etmiş ve dosyaları kapatmış. Sadece 509 dava ile ilgili şu anda inceleme devam ediyor. Orada da Türkiye’nin uygulamadığına dair kararlar çıkacağını düşünmüyoruz. İnceleme bittikçe orada da Türkiye hakkında bu kararlarda Türkiye tarafından uygulanmıştır kararının tespit, tescil ve ilan edileceğini inanıyoruz çünkü biz uyguladık.

Osman Kavala ile ilgili konuya gelince Türk mahkemesi bu kararı uyguladı, Osman Kavala AİHM’in hakkında verdiği ihlal kararına konu olan davada tahliye edildi. Ama başkaca devam eden yargılaması nedeniyle o dosyadan şu anda tutuklu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine giden konuda da bu sanki önceki tutukluluğun devamı gibi bir değerlendirme yapılıyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bu konuda Türkiye de çifte standart uyguluyor.

Bizim uyguladığımız bir kararla ilgili bu tutuklamayı önceki kararın devamı gibi niyet okuyarak yorum yapıyor. Başkalarına uygulamadığı şeyi Türkiye uyguluyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, burada infaz edilmedi kanaatine varıp, konunun İnsan Hakları Mahkemesi tarafından değerlendirilmesini istiyor, mahkeme değerlendirdi. Biz bu çifte standardı kabul edemeyiz. Yunanistan’a gelince isminde Türk kelimesi geçiyor diye, derneğin kuruluşunu engelleyeceksiniz, hak ihlali verecek AİHM. Yunanistan hesap edin yaklaşık, 2008’den bu yana ne yapıyor, 14 yıldır bu kararı infaz etmiyor ve siz ona hiçbir şey yapmayacaksınız. Ama Türkiye de infaz edilmiş bir karar üzerinden, niyet okuyuculuğu yaparak sen bunu infaz etmedin diye, Türkiye’yi haksız yere suçlayacaksın. Biz bunu kabul etmeyiz.

Türkiye’nin hak ve menfaatin hukukun korumak benim görevim ama benim dışımda muhalefetin de görevi, herkesin görevi. Yani biz verilmiş bir ihlal kararı var, Türk Mahkemesi bu ihlal kararının gereğini yerine getirmiş. Başka bir dosyadan tutukluluğu var, siz o tutukluluğu ihlal kararı verilen dosyanın tutukluluğu gibi değerlendiremezsiniz. Niyet okuyuculuğudur bu. Çifte standarttır bu. Maalesef onu yapıyor. Türkiye’nin böyle bir haksızlık karşısında Türkiye’nin susmasını beklemek Türkiye’yi yönetenlerin Türk Milletinin hak ve menfaatini korumadığı anlamına gelir.”