Sevgili okurlarım, güncel olaylar o denli hızlı ve sıcak ki...
İktidar COVID-19’dan da yararlanarak Demokrasiyi bütünüyle zedeleyen o kadar çok karar alıyor ve uygulama yapıyor ki...
Adalet mekanizması iktidar tarafından o denli kötüye kullanılıyor ki...
Koronavirüs salgını hayatımızı o denli etkiledi ki...
Yine COVID-19 dolayısıyla gündeme gelen “Tekâlîf-i Milliye” konusunda Atatürk’ün ne dediğini anlattığım yazı dizisine uzun süre ara vermek zorunda kaldım.
***
İzninizle önce, bu konunun COVID-19 dolayısıyla nasıl gündeme geldiğini anımsatayım, ondan sonra devam edeyim:
İktidar CHP’li belediyelerin Koronavirüsle mücadele için başlattıkları yardım kampanyalarını engelleyip, aşevlerini kapatıp, bankada toplanmış olan paralara da el koyduktan sonra, kendisi bir yardım kampanyası başlattı.
Bu yardım kampanyasına bazı kamu kuruluşlarının zorunlu olarak katıldığı, bazı memurların maaşlarından kesintiler yapıldığı medyaya yansıdı.
İşte bu ortamda iktidar, İstiklâl Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün Kütahya Muharebesi’ndeki ricat sonrasında, Sakarya Savaşı zaferi öncesinde, kendisine verilen Başkomutanlık yetkileri bağlamında çıkardığı ilk yasa olan Tekâlîf-i Milliye Emirleri’ni anımsattı.
Oysa, mevcut durumun, yani istenen yardımların, ne İstiklâl Savaşı ile ne de Tekâlîf-i Milliye emirleri ile ilgisi vardı.
Bu gerçeği anlatmak için bizzat Atatürk’ün sözlerine başvurdum ve NUTUK’tan alıntılar yapmaya başladım.
Bugün bu yazıların altıncısı ile devam ediyorum.
(Merak edenler, Cumhuriyet’in internet sitesinde, bu yazımın yanındaki “Tüm Yazıları” seçeneğini tıklarlar ve geriye doğru giderlerse, öteki beş yazıyı da okuyabilirler.)
***
“Başkomutanlığı Fiilen Üstlendim
Muhterem efendiler, Başkomutanlığı fiilen üstlendikten sonra birkaç gün Ankara’da çalıştım.
Genelkurmay Başkanlığı’yla Milli Savunma Bakanlığı’nın kadroları ile Başkomutanlık Karargâhı’nı oluşturdum.
Bu iki makamın ortak çalışmasını Başkomutanlıkta birleştirip dengelemek için ve bundan başka, orduyu ilgilendiren ve Başkomutanlıkla çözülmesi gereken diğer bakanlıklara ilişkin işlerin yürütülmesi için de yanımda küçük bir büro oluşturdum.
Ankara’daki çalışmam, sadece ordunun insan ve ulaşım araçları bakımından kuvvetini artırmaya yönelik olan, yiyecek, içecek ve giyim gereksinmelerinin karşılanmasına ve düzenlenmesine ilişkin önlemleri almakla geçti.
Milli Vergiler (Tekâlîfi Milliye) Emirleri
Bu sözünü ettiğim sorunları çözmek için, iki gün zarfında, 7, 8 Ağustos 1921 tarihlerinde, Milli Vergiler, (Tekâlîfi Milliye) Emri adı altında yaptığım genel bildirilerden her birinin kısaca içeriğinden söz edeyim.
Bir savaşın kazanılması için ne derece küçük şeylerin bile dikkate alınması gerektiğine ilişkin bir fikir vermek amacıyla, bu emirlerin içeriğini açıklamayı önemli görürüm:”
(Emre Kongar Seçkisiyle, NUTUK, Remzi Kitabevi, İstanbul, s. 144)
***
Sevgili okurlarım, bu konudaki son yazıyı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kendi sözleriyle “Tekâlîf-i Milliye’nin 10 Emri”ni aktararak yazacağım.
Bu bunalımlı günlerde bir kez daha:
YAŞASIN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK...
YAŞASIN KURTULUŞ SAVAŞI...
YAŞASIN DEMOKRATİK CUMHURİYET!
Kaynak: Cumhuriyet