“Aşı olmamış çalışanlar 200-250 liralık PCR testi maliyetiyle karşılaşabilir”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından önceki gün yapılan açıklamada, işverenlerin istemesi halinde aşı olmamış çalışanların PCR testi yaptırması gerekeceği duyurulmuştu. Konu ile ilgili detaylar netleşmeye başlarken, TESK Başkanı Palandöken, “Aşı olmamış çalışanlar PCR testinin maliyetini karşılamak zorunda kalabilir” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın koronavirüs aşısı yaptırmamış çalışanlar için işverenlerin artık PCR testi isteyebileceği açıklamasının ardından uygulamanın detayları da netleşmeye başladı. Bu hafta itibarıyla işverenlerin aşı yaptırmış ve yaptırmamış çalışanların bilgilerini toplamaya başlaması bekleniyor. Türkiye Esnaf Ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ise aşı olmamış çalışanların 200-250 liralık PCR testi maliyetleriyle karşılaşabileceği uyarısında bulundu.

Esnafın da aşı olmamış çalışanlarından PCR testi isteyeceğini belirten Palandöken, “Biz zaten bir süredir aşılamaya teşvik ediyoruz. Okulların açılması öncesinde kantinlerin, servislerin aşılanması hayati düzeydeydi. Burada mesafe kat ettik. Restoran çalışanların aşılanması zaten sektörün varlığını sürdürebilmesi için elzem. Şimdi getirilen PCR testi uygulamasına bizim üyelerimiz de dahil olacaktır. Yaptığımız kampanyalar, hastalığın verdiği zararların herkes tarafından görülmesi, sonbaharın yaklaşması.. Bunların hepsi aşı oranlarını artırdı. Biz ciddi anlamda aşı yaptıran sayısında kıpırdanma görüyoruz” diye konuştu.

Daha önce kuryeler için de aşının zorunlu olmasını istediklerini vurgulayan Palandöken şöyle devam etti: “Şimdi ise tüm sektörlerin yaşaması için aşı bir nevi zorunluluk haline geldi. Bir de ücret durumu var. Aşı yaptırmayan çalışanlar, 200-250 liralık PCR testi ücretiyle karşı karşıya kalabilir. Bu test zorunlu olmadığı için, kamu tarafından PCR ücretinin karşılanmaması söz konusu olabilir. Kısacası, PCR testinden ücret alınmasının önünde bir engel yok. İşverenlerin hepsinin bu maliyeti yüklenebilmesi de mümkün gözükmüyor. Böyle bir durumda çalışan olarak test maliyetini üstlenmek ve koronavirüs kaynaklı sağlık riskini taşımak ne kadar doğru, bunu insanların vicdanına bırakıyorum. Sevindirici olan ise, şu anda bizim üyelerimizde aşılama oranının yüzde 95’lere çıkmış olması, sadece yüzde 5’lik bir kesim için tereddütten bahsediyoruz. Bu oranın da son alınan kararlar sonrası hızla gerilemesini bekliyoruz. Üçüncü doz aşısını yaptıran çalışanlarımız da bir hayli fazla. Bu bilinç noktasına gelinmesinden memnuniyet duyuyorum”

İşyerlerinde yeni döneme uyum, yapılan işe, çalışanların durumuna, işyerinin fiziki olanaklarına göre farklılaşacak. İşyeri hekimi, işyeri sahibi ve iş güvenliği uzmanları her işyeri için ayrı bir planlama yapabilecek. Çalışanlardan aşı olmamaları durumunda PCR testi istenmesinin yanı sıra, aşı olmayan çalışanlarla, aşı olan çalışanların fiziki mekanlarının ayrılması, farklı vardiyalarda çalıştırılması veya uzaktan çalışma yaptırılması gündeme gelebilecek. Bu süreçte çalışanlara, koronavirüse yakalanması durumunda yaşayabileceği olumsuzluklar da yazılı olarak iletilecek.