Arınç’tan yeni parti kuracaklara rüşvet teklifi: Sayın Cumhurbaşkanımız size görev verir

Yayın tarihi: 24 Ağustos 2019 Cumartesi 9:10 am - Güncelleme: 24 Ağustos 2019 Cumartesi 10:17 am

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç yeni parti kurma hazırlığındaki Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na yüklendi. Eğer itildiklerini, kakıldıklarını düşünüyorlarsa bu noktaya getirmemek lazım, bu hepimizin görevi” diyen Arınç, “Biz ona bu zararı verecek insanların içinde olmayalım. Söyleyin eksikleri beraber giderelim. Bir yerde bir eksiklik varsa bunu biz kapatalım. Ama mutlaka bir görev isteniyorsa, bunu da ifade edersiniz, Sayın Cumhurbaşkanımız size uyan hizmetleri mutlaka verir. ” dedi.

Biz ona bu zararı verecek insanların içinde olmayalım. Söyleyin eksikleri beraber giderelim. Bir yerde bir eksiklik varsa bunu biz kapatalım. Ama mutlaka bir görev isteniyorsa, bunu da ifade edersiniz, Sayın Cumhurbaşkanımız size uyan hizmetleri mutlaka verir.

Bülent Arınç Habertürk canlı yayınında Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun yeni oluşum iddialarını değerlendirdi. Arınç şu ifadeleri kullandı:

“Bu konulara girmek istemiyorum aslında. İsmi geçen insanlarla çok uzun yıllar beraberliğimiz oldu. Sayın Abdullah Gül benden önce Refah Partisi’nden milletvekili olmuştu. Acıları, sevinçleri paylaşan insanlardık. Sayın Ahmet Davutoğlu ile çok önceden beri bir düşünce adamı olarak fikirlerinden istifa ederdik. 2005 yılında İslam Konferansı Örgütü’nün Mekke’de zirve toplantısı vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer buraya katılmayı reddetti. Sanıyorum laiklik ilkesi çiğnenir diye. Ben katıldım. Benim arkamda sayın Abdullah Gül ve sayın Ahmet Davutoğlu vardı. Bu tablonun ölünceye kadar devam etmesini isterim. Bugün AK Parti’nin karşısına geçip muhalefet yapmayı düşünecek, sayın Cumhurbaşkanımızın otoritesini sarsacak bir düşünceyi doğru bulmam.”

 

 

Erdoğan’ın tehdidine Davutoğlu meydan okumayla yanıt verdi

 

“İKTİDAR OLMA ŞANSLARI YOK! YÜZDE 1’İ HEDEFLİYORLARSA…”

Kendilerine ‘yanlış yaparsınız’ dedim. Şimdi muhalefette eleştirdiğinde ‘Sen onlarla beraberdin’ diye vatandaşlar düşünmeyecek mi? Siz bu zaafınızdan kurtulamazsınız. Siz AK Parti’de hizmetler yaptınız. Bugün bu imkanları bulamıyorsanız bize ve size yakışan şey kendi hayatınızı yaşamak ve Türkiye için doğru bildiklerinizi yazmak ve söylemektir. Muhalefeti CHP, İYİ Parti, HDP yapsın. Onlara ‘muhalefet olmak size yakışmaz’ dedim. Onları dinlemek, empati yapmak anlamak lazım. Gelin konuşalım, hakikaten doğru fikirleriniz varsa beraber yapalım. Ben son zamanlarda Anadolu’yu gezmeye başladım. Malatya’da halkla birlikte oldum. Gördüm ki insanlar benim AK Parti’de kalmamı istiyorlar. Bu arkadaşlarımız yıllarca AK Parti’ye hayat verdilerse, şimdi nefsani sebeplerle veya şahsi duygularla bu partileri kurmasınlar. İktidar olma şansları yok yüzde 1’i hedefliyorlarsa onlara yakışmaz. Ben Tayyip Erdoğan Bey’e bakıyorum 10 tane eksikliği varsa benim 50 tane eksikliğim var. O şu anda halk kahramanı. Onu o kadar çok seven insan var ki. Yurt dışında da milyonlar onu seviyor.

“MUTLAKA BİR GÖREV İSTENİYORSA…”

Bir zamanlar Erbakan da özellikle dindar insanlar içinde çok büyük sevgiye sahip birisiydi ama onu on binlerle yüz binlerle ifade ederdiniz. Bugün Sayın Erdoğan’ı milyonlar hem duaları hem fiili destekleriyle ona bir zarar gelmesin diye koşuyorlar. Biz ona bu zararı verecek insanların içinde olmayalım. Söyleyin eksikleri beraber giderelim. Bir yerde bir eksiklik varsa bunu biz kapatalım. Ama mutlaka bir görev isteniyorsa, bunu da ifade edersiniz, Sayın Cumhurbaşkanımız size uyan hizmetleri mutlaka verir.

“BU ARKADAŞLARIMIZA KARŞI RENCİDE EDİCİ DİL KULLANMAYALIM”

AK Parti çok büyük ve güçlü parti. 8-9 milyon üyesi var. Yeni bir dinamizmle başladığımız zaman yüzde 55’leri bile bulabiliriz, uzak ihtimal değil, gövde sağlam. Arkadaşlarımızın taleplerini, düşüncelerini makul bir şekilde dinleyebilmeliyiz. Bu insanlara karşı kötü bir dil kullanmamalıyız. Yağan yağmurda beraber ıslandık. Yaptıklarını yanlış bulalım, şahıslarını rencide edecek hiçbir kelime kullanmayalım. Gözyaşları ile birbirimizi kucaklayarak doğrunun yanlışın nerede olduğunu birbirimize gösterelim.

“BİR PARTİ KURARLARSA ONLAR VE KENDİM ADINA ÇOK ÜZÜLÜRÜM”

Demokrasi ve özgürlük için eleştirileri var, başka eleştirileri var. Bunları dinlemek lazım. Doğruysa teşekkür ederiz deriz. Doğru değilse ‘kusura bakma’ deriz. Bunları başka sıfatlarla kötülemek doğru değil. İnsanları iten şeylerin başında bu tür hitaplar geliyor. Bunu sayın Cumhurbaşkanımız yapmaz, aynı çeşmeden su içtik, aynı hedeflerden koştuk. Bu kadro fedakâr ve feragatkâr bir kadro oldu. Bizim prensibimiz var, kendi içimizde eleştirilerimizi yaparız. Bunları dışarıda çok tekrarlamayız. Dışarıda bunları tekrarlamak partinin gücünü düşürebilir. O yüzden kamuoyuna ekranlardan değil görüşme zeminleri arayarak bu düşüncelerimizi iletebiliriz. Bir yanlışa kapılıp da bu sebeplerle başka parti kuracak olurlarsa çok üzüleceğim, onlar adına da kendi adıma da inşallah böyle bir yanlışa düşmeyecekler.”