Ayda 'Annem niye öldü' diye soracak? Cevabınız ne olacak sağlık bakanı

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ....

Bugün twiterda sağlık bakanının kendi hesabından paylaştığı iki videoyu izledikten sonra, yazıyorum bu satırları… Video ambulansın içinden çekilmiş. Acil yardım görevlisi, enkazdan 91 saat sonra kurtarılan, 3 yaşındaki zeytin gözlü Ayda’ya soruyor. “Ne yemek istersin? Neyi özledin?” Küçük kızın bedeni, sedyenin ancak üçte birini kaplıyor. Ambulansa götürülürken “annemi istiyorum” diyen yürek burkan sesi kulağımdan çıkmıyor. Yanında istediği tek insan, annesi Fidan hanım ise enkaz altında kurtarılmayı bekliyor… küçük kız, oksijen maskesinin ardından buruk sesiyle cevap veriyor yine de..”Köfte, ayran”.. Sağlık bakanının twiterda paylaştığı bu video, haber kanallarına servis ediliyor. Türkiye’nin tüm haber kanallarında saat başı gösteriliyor. Sağlık Bakanı’nın şahsi twiter hesabından paylaştığı insanın içini çok farklı duygularla dolduran videoyu izlerken, ister istemez sormaya başlıyor insan.. Bu duygusal paylaşımı yapan sağlık bakanı, çok yakın bir zamanda “İmar barışı” nı çıkaran partinin mensubu değil mi? İmar barışı, kaçak yapılaşmaya izin vermek değil mi? Nitekim, AKP’nin çıkardığı imar barışına en çok başvurunun İzmir’den geldiğini biliyoruz. İzmir’de 811 bin kaçak bina, imar barışıyla ruhsat almış, yasal hale gelmiş. Videoyu izlerken, Van Depremi’ni hatırlıyorum. 9 yıl önce aynı günlerde olmuştu. Ekim sonuydu..Depremin ikinci gününde Erciş’teydim. 7.2’yle yıkılmıştı. Enkazın başından ayrılmayan anaların saatler süren ağıdını unutamıyorum. 600 insanımızın hayatını kaybettiği Van Depremi’nde iki gece Bayram otelinin 2. katında kaldım. Başka otel yoktu. Bütün kent, evler, okullar, hastanelerin duvarları derin yarıklar içindeydi. Yerlli, yabancı gazeteciler, arama kurtarma ekipleri tek hasar almayan otel olduğu için Bayram otelini seçmiştik. Meğerse, dış cepheye yapılan perdeleme gerçek hasarı örtmüş. Bayram oteli ben İstanbul’a döndükten 11 gün sonra, artçı bir depremle yerle bir oldu. “Tost oldu” tabiriyle verdi haber kanalları. İki gazeteci arkadaşımızı kaybettik… Aradan 9 yıl geçti.. Ne yazık ki “İnsan canı, kader, mukadderat” anlayışımızda hiçbir şey değişmedi. Kendisine oy veren milletin bu anlayışı da iktidar partisinin işine geldi. Önlenebilir ölümler kader değildir! “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, insanlarının nasıl öldüğüne bakın” demiş Albert Camus. Bulunduğumuz yıl (2020) içinde, dünyada 6.5 büyüklüğünün üzerinde 22 deprem yaşandı. En çok ölümün yaşandığı ülke, ne yazık ki Türkiye! Diğer ülkelerde gerçekleşen büyük depremler insanları öldürmüyor veya çok az kayıp veriliyor. Neden? Çünkü insan hayatı herşeyden önce geliyor. 91 saat sonra enkaz altından sağ olarak çıkarılan 3 yaşındaki Ayda’nın videosunu paylaşan sağlık bakanı, Ayda’nın ambulansa binmeden önce “annemi istiyorum” haykırışını duymuş muydu?Aydan’ın annesi Fidan Hanım’ın cansız bedeni, bakanın bu görüntüleri paylaştığı sırada enkaz altından çıkarılıyordu. Sağlık bakanı, mensubu olduğu partinin, 2000 yılında kurulan, saygın bilim adamlarından oluşan Deprem Konseyi’ni 2007 yılında lav ettiğini biliyor muydu? 2004’te yapılan deprem master planını 2012’de rafa kaldırdığını? Halktan 20 yıldan bu yana toplanan, 71.7 milyar tl tutarındaki deprem vergilerinin nereye harcandığını? Mensubu olduğu partinin imar barışı ilan ederek, asıl beklenen İzmir Depremi’nde daha büyük bir yıkıma sebep olacağını biliyor mu? “Ayda’nın acıyan bir yeri yok. Köfte ve ayran istiyor” twitini paylaşan sayın Sağlık Bakanı;

BİLİYOR MUSUNUZ?

Ayda büyüdüğünde, bir gün gelip kapınızı çalacak ve size bu soruyu soracak; “Annem niye öldü?” Cevabınız, bu ülkenin bütün çocuklarını ilgilendiriyor… Ki onlar, “kader kısmet” kandırmacalarına inanmayacak kadar akıllılar....