Vahşice katledilen kadınların anneleri Anneler Günü'nde konuştu. Anneler Günü'nü buruk geçiren anneler, kızlarının davaları için adalet isterken kadın cinayetlerinin durması için de çağrı yaptı.
Anneler Günü'nde kadın cinayeti sonucu kızlarını kaybeden anneler Milliyet'ten Özlem Ülkü'ye konuştu. Kadın cinayetleri için adalet çağrısı yapan, mahkeme yolunu aşındırmaya devam eden anneler buruk geçen Anneler günlerini anlattı.
Muğla'da 37 bıçak darbesiyle boksör Selim Ahmet Kemaloğlu tarafından öldürülen Zeynep Şenpınar’ın annesi Aruz Şenpınar "Benim yolum mahkeme yolu oldu. Nasıl ayakta duruyorum ben bile bilmiyorum. Dolaplarına bile dokunamıyorum, elim gitmiyor, titriyor." diye konuştu.
2015 yılında evine gitmek için bindiği serviste Ahmet Suphi Altındöken tarafından öldürülen Özgecan'ın annesi ise annelere çağrı yaparak "Evlatları yanında olan anneler bunun kıymetini bilsin, onlara değer versin, sevgi versinler. Şiddet uygulamasınlar. Sorunları olanlar tedavi olsun." dedi.
Annelerin açıklamaları ise şöyle:
"BENİM DERDİM SADECE ADALET"
Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin:
"Kızım yanımda olsaydı ona bir kere sarılabilseydim yeterdi. O hiç Anneler Günü’nü unutmazdı, illa bir şey alır, arar sorardı. Çok iyi kalpliydi bana çok düşkündü. Ben onun en çok gülüşünü özledim. Onun gülmeleri bittiği günden bu yana hiç gülmedim. Ben taş oldum, duygu kalmadı. Kızım çok neşeliydi. Eve geldiğinde çay yapar, hamur işleri yapar beraber otururduk. Yaşadıklarımı bir an bile aklımda çıkaramıyorum. Benim çevrem, komşularım hep yanımdaydı. Çok destek verdiler. Ama onlar hariç kimse bir gün bile aramadı, sormadı. Dört mahkemedir gidiyoruz hâlâ adalet sağlanamadı. Ben oraya her gidiş gelişimde mahvoluyorum. Kokusu burnuma geliyor. Benim kızımın yaşadıkları çok fenaymış çok... Artık Pınarlar ölmesin, adalet sağlansın. Peşini bırakmam, okuma yazmam yok ama bırakmam. O katil, sadece kızımı değil bizim evdeki 7 kişiyi de öldürdü. O bizim de katilimiz. Benim için o günden sonra her şey değişti. Ben gibi değilim zaten. Anneler Günü ya da başka özel gün bilmem artık. Tek dileğim artık anneler ağlamasın, üzülmesin. Katiller cezasını çeksin. Her kadın cinayetini duyduğumda ağlıyorum. Bitmiyor diyorum, haberleri izlemeye korkuyorum. Benim bu saatten sonra derdim sadece adalet."
"ANNELER GÜNÜ BURUK GEÇECEK"
Ceren Özdemir’in annesi Güfer Özdemir:
"Anneler Günü, buruk geçecek. Diğer günlerden farkı olmayacak. Zaten her gün buruk geçiyor. Kızım her Anneler Günü’nde kahvaltı hazırlar, annem diye yanıma gelirdi. Ben hediye almayın derdim, bazen hediye de alırlardı. Bana bir öpücük verin yeter derdim. Sarılırdık, gülerdik. Onun her şeyini özlüyorum. Birlikte çay içmeyi mesala... Düşünün ne kadar masum bir şey. O çayı çok severdi; ben erken yatmayayım diye çay demleyip seslenirdi. Şimdi bir sandalyeye oturduğumda o niye orada değil diye düşünüyorum. Ceren’in acısı bende hiçbir zaman sönmez. Bizim aramızda sonsuz sevgi vardı. Arkadaş gibiydik, her şeyini anlatırdı. Evin küçüğü olduğu için bebek gibi baktık. Ne o bizi kırdı ne biz onu.
Ceren’in yokluğu yüreğimde büyük bir boşluk. Hep keşke yanımda olsaydı, keşke geriye gitsem, bırakmasam onu diyorum. İnsan anne olunca, onun yerine giden ben olsaydım diyor. Arkadaşları onların annesiymişim gibi arıyor, soruyor. Hiç bırakmadılar beni. Hepsiyle diyalog halindeyiz. Zaten kızıma arkadaşların eve gelsin derdim. Çok dikkat ettim ama yine de çocuğumun gitmesine engel olamadım.
Tüm annelere sesleniyorum; sarılın çocuklarınıza. Her şey bomboş, tek gerçek sevgi. Ancak sevgiyle yetişen çocuklar sevgi aşılayabilir. Herkes çocuğunu sevgiyle kucaklayabilseydi o kötüler de olmazdı. Onları da yetiştiren bir anne. Toplumda büyük bir nefret var. İnsanlar nefretle büyüyor, sevgi dilimiz yok malesef. Sevgiyle yaklaşsak her şey çözülecek aslında."
"ZEYNEP OLMADAN KOLUM KANADIM KIRIK"
Zeynep Şenpınar’ın annesi Aruz Şenpınar:
"Ben hâlâ kızımın öldüğüne inanmıyorum. Hâlâ onun türkü söylediği videoları izliyorum. Yanımda olsa doya doya sarılırdım. Ben onu uykulardan kaldırmaya kıyamazdım, katil canını aldı. Bir yıl oldu ama ben inanmıyorum. İki oğlum var. Bu süreçte beni arayan kimse olmadı. Sürekli Zeynep’in sesini dinliyorum. En çok sesini özlüyorum. Balkonda ders çalışırken mutfaktayken her yerde duyduğum sesini, türkü söylediği sesini özlüyorum. Onun sesini duyamamak çok zoruma gidiyor, içeride duramıyorum. Ben ne yapabilirim ki? Zeynep olmadan kolum kanadım kırıktır.
Şimdi olsaydı asla yanımdan ayırmazdım. Hiçbir annenin çocuğu ölmesin. Hele hele bir katile denk gelmesin. O adam Allah’ından bulsun. Anneler, çocuklarına sahip çıksın. Benim kızım kötü değildi; kızımı kandırdı. Evinde kanları görünce şoka girdim. Kızım kaçmış ama kimse görmemiş bu nasıl kaderdir? Benim yolum mahkeme yolu oldu. Nasıl ayakta duruyorum ben bile bilmiyorum. Dolaplarına bile dokunamıyorum, elim gitmiyor, titriyor. Ben kendi ellerimle yıkadım kızımı ama yine de kabul edemiyorum öldüğünü. Kardeşleriyle konuşuyorum, onları da üzüyorum. Onlar gurbette ben yalnız kalıyorum. Kızım Anneler Günü’nde çiçek getirirdi, kazak getirirdi. Ama sesi bile yeterdi. Şimdi ne zaman o gün bilmiyorum bile. Ben mezarlığa giderim. Ben sadece senesini bilirim. Dünyanın malı dünyada kalır ben sadece Zeynep’imi isterim. Ama olmaz bilirim, yanarım.
"HER DAKİKA HER SANİYE İÇİMİZDE KIZIMIZ"
Özgecan Aslan’ın annesi Songül Aslan:
"Her dakika her saniye içimizde kızımız. Yanımda olması için dünyaları feda ederdim. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sarılmak bile ne kadar güzelmiş. Çok zor durdum ayakta ama iki evladım daha var. Onlar için yaşamalıydım. Aile çok önemli. Herkes ailesine sığınsın, kıymet versin. Normal olmayanları aileleri doktorları götürsün, tedavi ettirsin. Bir aileyi aile yapan sevgi. Kızım, bir gün bile kalbimizi kırmadı. O çok masum, namusu için canını verdi. Bana gün gelecek bütün dünya beni tanıyacak anne derdi, psikolog olacaktı. Ama Rabbim öyle değil de böyle tanıttı. Dayanışmayı çok hissettim yıllardır. Onlara hep dua ediyorum.
Evlatları yanında olan anneler bunun kıymetini bilsin, onlara değer versin, sevgi versinler. Şiddet uygulamasınlar. Sorunları olanlar tedavi olsun. En ufak şeyde çocuklarına şiddet uygulamasınlar ki onlar da bunları normalleştirmesin. Tek dileğim şiddetin bir gün sona ermesi. Özge’mden sonra kaç yavru gitti, günahsız kaç can yok oldu. Her birinde yandım yeniden."