Ankara’da besicilerin evleri ve ahırları yıkıldı: Çok sayıda gözaltı var

Yayın tarihi: 29 Temmuz 2021 Perşembe 6:00 pm - Güncelleme: 29 Temmuz 2021 Perşembe 6:00 pm

Ankara’nın Keçiören ilçesine bağlı Bağlum semtine 4 kilometre uzaklıktaki Köprü mevkiinde geçimini hayvancılıkla sağlayan yurttaşların ahırları AKP’li Keçiören Belediyesi tarafından yıkıldı. 10 bine yakın hayvanın olduğu, 100 ahırın yıkılacağı bölgeye sabah saatlerinde 2 TOMA, 2 dozer ve çok sayıda çevik kuvvet polisiyle gelen belediye ekipleri, yurttaşların direnmesine rağmen yıkıma başladılar. Zaman zaman yaşanan gerginlikler sırasında polis, en az 7 yurttaşı gözaltına aldı.

Keçiören’in Bağlum semtine 4 kilometre mesafedeki Köprü mevkiinde geçimini hayvancılıkla sağlayan yurttaşların ahırları hakkında, AKP’li Keçiören Belediyesi tarafından, ‘bölgenin tarıma elverişli olduğu, hayvansal atıkların çevreye zarar verdiği’ gerekçesiyle yıkım kararı verildi. Bu sabah erken saatlerde bölgeye gelen ekipler, yurttaşların direnmesine rağmen ahırları yıkmaya başladı. Yıkım işlemlerini ve yaşananları orada bulunan ANKA Haber Ajansı ekibi takip etti.

Ahırı yıkım listesindeki Demir Ay, Erzurum’dan 15 yıl önce Bağlum Köprü mevkiine taşındığını, ailece burada yaşadıklarını söyledi. Ay, ahırında 200 hayvanının olduğunu anlatarak ANKA’ya şunları söyledi:

“BELEDİYE BAŞKANI KAFASINA TAKMIŞ”

“100 hayvanı da kurbanlık olarak sattık. Şu anda 100 ineğim var. Bunların yarısı hamile. 50 buzağım var. Bu bölge hayvancılık gölgesidir. Burada herkes yatırımı yapmış yerleşmiş. Buranın halkı buradan kalkıp başka bir yere gitmek istemiyor. Neden istemiyor? Şehir uzaktadır. Şu an şehir yok burada herhangi bir şey yok. 20-30 km şehirden uzaktan. Şu anda bu bölgede sadece hayvancılık yapılıyor. Burası tarıma da yaramaz. Buranın neresi tarım alanı. Ancak hayvancılığa elverişlidir. Keçiören Belediye Başkanımız kalkmış burayı kafasına takmış. ‘burayı yıkacağım’ burayı yıkıp da bu millet bu hayvanlar nereye gidecek.

“BUGÜN BENİM YIKIMIM VAR”

Bugün benim yıkımım var. Daha önceden de gelip söylediler. Ve aşağıdaki ahırın yarısından fazlasını biz kendimiz demirimizi sacımızı attık yere. Neden attık adam durmadan baskı üstüne baskı buraya polis, zabıta gönderiyor, bu saatte yıkıma geliyor. Biz de diyoruz o gelip malzememizin hepsini kırıp da çöpe gideceğine biz kendimiz yıktık mecbur kaldık. Baskı ve zoruyla yaptık.

“DAĞA MI GİDİYORSUNUZ, NEREYE GİDERSENİZ GİDİN”

Bu vatandaşlar zor şartlarda çalışa çalışa burada yurt kurdular ahır kurdular, hayvancılık yaptılar. Bu hayvancılık da herkesin yararınadır. Şimdi Ankara’nın yarısı buraya süte, peynire, tereyağına gelir. Buradaki vatandaşın da hiç kimseye zararı yoktur. Herkes kendi ekmek parasının peşinde ve çalışıyor. Vatandaşa hizmet yapıyor. Biz istiyoruz ki belediye buradan el çektirsin. Bizim yerimiz yıkılmasın. Bizi başka bir yere göndermesin. Gönderilecek yerimiz zaten yok. Belediye Başkanına illaki yıkıyorsun bize bir yer tayin et diyoruz, ‘nereye giderseniz gidin dağa mı gidiyorsunuz nereye giderseniz gidin’ dedi. Yani bir belediye başkanı bunu söylememesi gerekmez mi? Onun vatandaşa halka sahip çıkması lazımdır.

“BÖLGEDE EN AZINDAN 10 BİN HAYVAN VAR”

Bu bölgede en azından 10 bin hayvan var. Burası da hep hayvancılık yeridir. Elektrik bağlanmış, herkes kendi yolunu yapmış su için kuyular açılmış. Yıkıcı olacağına yapıcı ol. Buraya bir alt yapı yaptır bir şebeke suyu getir. Buraya bir havuz yapsın bir zararı varsa bunları birlikte yapalım. Çözüm bulmadan sadece ‘yıkacağım’ diyor.

“CUMHURBAŞKANI ‘HAYVANCILIK YAPIN’ DİYOR, BELEDİYE İSE ÖNÜNÜ KAPATIYOR”

Buraya sahip çıksınlar bize acımıyorlarsa bu hayvanlara acısınlar şimdi bu buzağılar daha küçüktür bu sıcakta güneşin altında nasıl duracaklar. İnsan bir saat dayanamıyor bunlar nasıl dayanacaklar. O zaman kendilerini bizim yerimize koysunlar bakalım bu iş kolay mı zor mu? Anlamadım Bakanlar hayvancılığa destek veriyor. Bu belediye başkanı hayvancılığın önünü kesiyor. Hayvancılık yapmayın diyor. O zaman Bakanlar Cumhurbaşkanı çıksın desin ‘Türkiye’de hayvancılık kimse yapmasın. Hayvancılığa son versin’. Cumhurbaşkanı ‘hayvancılık yapın’ diyor destekliyorlar, belediye ise gelip önünü kapatıyor.”

Ekipler, yıkıma ilk olarak Demir Ay’ın ahırlarından başladı. Ay’a ait iki ahır, güvenlik güçlerinin yoğun önlemleri içerisinde Keçiören Belediyesi ekiplerince yıkıldı. Ay’ın ailesi, gözyaşları içerisinde Kürtçe ağıt yaktı.

“RESMEN IRKÇILIK”

Polisle yurttaşlar arasında gerginlik yaşanırken, bölgede bazı yurttaşların ahırlarına yıkım kararı çıkmazken kendilerine çıktığını ifade ederlerken, “Kürt’üz diye bu yapılıyor. Bu resmen ırkçılık” diyerek tepki gösterdiler.

“BİZE YER GÖSTERSİN”

Kendilerine belediyenin yeni bir yer göstermediğini ve ne yapacaklarını bilmediklerini söyleyen yurttaşlar, ahırlarının yıkılması durumunda hayvanlarının sıcağa dayanamayacağını, her ahırda en az 20 buzağı olduğunu anlattı. Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’a seslenen yurttaşlar, “Bize yer göstersin. Belediye Başkanı’na yalvarıyoruz, adam diyor ki, ‘burada yapamazsınız. Nereye giderseniz gidin'” dedi.

Yurttaşlar, belediye yetkililerinden, yıkım sırasında malzemeleri zarar göreceği gerekçesiyle yalnızca bir hafta süre talep ederken, ahırdaki sac, demir ve ahşapları kendileri sökmek istediler. Fakat sonuç değişmedi ve yurttaşlar gözyaşları içinde izlerken belediye ekibi ahırları dozerlerle yıktı.

“İNEK GEBE BUNUN HESABINI KİME SORACAĞIM?”

Bir ahırın yıkımı sırasında besici bir yurttaş içeride hamile hayvanların olduğunu söylerken, yetkililere düşük yapma ihtimalini hatırlattı. Besici, “İnek gebe, buradan çıktı, düşük yaptı, bunun hesabını ben kime soracağım” diye sitem etti.

Ahırı yıkılacaklar listesinde yer alan bir başka besici ise, ahırın yanında yaşadığını, evini ekiplere göstererek ikna etmeye çalıştı. Eşyaları evin içerisinden boşatılan bu yurttaşın evi ve ahırı da yıkıldı. Ekiplerle arasında yaşanan gerginlik nedeniyle yurttaşı polisler gözaltına aldı. Eşinin gözaltına alınmasına sitem eden kadın, bölgede bazı ahırların yıkım kapsamında olmadığını ifade etti. Evinin yıkılacağını duyan kadın, fenalık geçirdi. Bölgede hazırda bekleyen ambulansta müdahale edilen kadın, sakinleştirilemedi. Eşinin astımı olduğunu ve ilacın evin içerisinde kaldığını söyleyen kadın, ilacın eşine ulaştırılmasını istedi.

Evinin 2 oda 1 salon olduğunu ifade eden kadın, eşyaları evden çıkarılırken yeniden fenalık geçirdi. Kadın, daha sonra polis ekipleri tarafından plastik kelepçe takılarak gözaltına alındı.