Ankara kulisleri hareketlendi: Üçüncü ittifak konuşuluyor

Yayın tarihi: 23 Haziran 2021 Çarşamba 9:45 am - Güncelleme: 23 Haziran 2021 Çarşamba 9:49 am

Abdulkadir Selvi, gazeteci Zafer Şahin’in DEVA ve Gelecek Partisi’nin birleşeceği iddiasına ilişkin “Ama bunun ikinci bir aşaması daha var. O da birleştirilen Deva ve Gelecek Partisi ile Saadet Partisi’nin üçlü ittifak yapacağı…” ifadesini kullandı.

Milliyet yazarı Zafer Şahin, DEVA, Gelecek Partisi ile Saadet Partisi’nin üçlü ittifak yapacağı yönündeki iddiayı ortayı attı. Konuyla ilgili bugün Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi de bir yazı kaleme aldı.

Selvi, Şahin’in iddiasını hatırlatarak, “Ama bunun ikinci bir aşaması daha var. O da birleştirilen Deva ve Gelecek Partisi ile Saadet Partisi’nin üçlü ittifak yapacağı yönünde” ifadesini kullandı, yazısının bir bölümünde şunları kaydetti:

“Zor görünüyor ama eğer birleşmeyi başarırlarsa önerim başa Abdullah Gül’ü geçirmeleri. Böylece Erdoğan’ı sırtından hançerleyen Troyka’nın toplumdaki karşılığını görmüş oluruz. Hem de onlar AK Parti’yi kurduğu günden bu yana her seçimi kazanıp, iktidardan iktidara koşan Erdoğan’ın büyüklüğünü anlamış olurlar.”

“Birleşmeden ziyade üçüncü bir ittifakın ayak sesleri işitiliyor. Temel Karamollaoğlu, CHP ile ittifak yapmaktan dolayı Saadet Partisi’nde koltuğunu kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya. Karamollaoğlu cephesinde bir formülden söz ediliyor. Buna 1991 modeli deniliyor. Refah Partisi, IDP ve MÇP’nin yaptığı ittifaktan söz ediyorum. Erbakan, Türkeş ve Aykut Edibali ‘Kutsal İttifak’la yüzde 10 barajını aşıp Meclis’e girmişlerdi. Seçim barajının yüzde 5’e düşecek olması bunları heyecanlandırdı. CHP ile ittifak yapmak, HDP ile yan yana durmak gibi damgalardan kurtulmak için Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nin üçlü ittifakı konuşuluyor. Geçmişteki kutsal ittifaka benzer. Bunun tabanda bir sinerji meydana getireceği yayılıyor. Olur mu bilmem. Temel Karamollaoğlu ve Davutoğlu ister. Ama Abdullah Gül, CHP’siz ve HDP’siz bir ittifaka yeşil ışık yakar mı, ondan emin değilim. Dikkat ederseniz Abdullah Gül dedim, Ali Babacan demedim.”

“Abdullah Gül ve ekibi, AK Parti’de en önemli koltuklarda oturdular ama Gezi süreciyle başlayan Erdoğan’ı tasfiye operasyonlarına sempati ile yaklaştılar, destek verdiler. Gezi’de Gezicilerin, 17-25 Aralık’ta FETÖ’cülerin yanında yer aldılar. Erdoğan, muhtıralara, Cumhuriyet mitinglerine, 367 kararına rağmen Abdullah Gül’ün arkasında dururken, Abdullah Gül her defasında Erdoğan’ı tasfiye planlarına destek verdi. En sonunda da Erdoğan’a karşı aday olmak için muhalefetle işbirliği yaptı. Ali Babacan’la süre sınırlaması konulmayan bir TV programı yapılsa da başka hangi operasyonlarda gizli muhalif olduklarını öğrensek.”

YAZININ TAMAMI