Ankara Barosundan ‘işkence’ raporu!

Yayın tarihi: 29 Mayıs 2019 Çarşamba 3:00 pm - Güncelleme: 30 Mayıs 2019 Perşembe 3:13 pm

Ankara Barosu, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosundaki işkence iddialarına dair rapor hazırladı. Ankara Barosu’nun Ankara Mali Suçlar Soruşturma Bürosundaki işkence iddialarına dair raporunda, işkenceye maruz kaldığını anlatanların beyanları yer aldı ve kolluk görevliler hakkında soruşturma başlatılması istendi.

Baronun Avukat Hakları Merkezi, Cezaevi Kurulu ve İnsan Hakları Merkezi’nin imzası bulunan raporda, gözaltında bulunan kişilerin maruz kaldığı işkenceye dair iddiaları yer aldı.

“İşkenceyle ifade imzalatılmaya çalışıldığı iddiası”

26 Mayıs 2019’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Twitter hesabından “Ankara Emniyetinde işkence iddiaları var” şeklinde paylaşımda bulundu.

Bu paylaşımı takip eden günlerde Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda gözaltında tutulan, KHK ile ihraç edilmiş Dışişleri Bakanlığı personeli olduğu ifade edilen ve yaklaşık 100 kişi olduğu söylenen diplomatlarla ilgili işkence iddiaları basına da yansıdı.

İddialar arasında, “bayılıncaya kadar dövme, taciz ve işkenceye maruz kalanları izletme, en az dört ayrı vakada insanlık onuruna yakışmayacak işkenceler yapıldığı, dövülen bir diplomatın hastaneye kaldırıldığı, doktorların buna dair herhangi bir rapor düzenlemediği, işkencenin halen devam ettiği ve işkenceyle ifade imzalatılmaya çalışıldığı” yer aldı.

Darp ve cinsel işkence tehdidi

Ankara Barosundan avukatlar 27 Mayıs’ta Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda gözaltında bulunanlarla görüştü. Buna dair raporlarını da baronun internet sitesinden yayınladılar.

Raporda şu tespit ve değerlendirmeler yer aldı:

“Görüşülen 6 kişinin tamamı ‘mülakat’ adı altında görüşmelere götürüldüklerini, burada itirafçı olmaya zorlandıklarını, tehdit ve hakaretlere maruz kaldıklarını ifade etti. Birden fazla defa mülakata çıkarıldıklarını, mülakatta kendilerine psikolojik baskı uygulandığını, mülakatı gerçekleştiren kişileri görseler teşhis edebileceklerini ifade ettiler.

“Görüşülen 6 kişiden 5’i mülakatlar haricinde işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade etti. Bir kişi de işkence yapıldığına dair tanıklığını anlattı.

“İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ifade eden 5 kişi şunları anlattı: Gözaltındaki tutuldukları koğuşlardan çıkarıldıklarını, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosunun giriş katında bulunan bölümü getirildiklerini, büronun girişindeki dar koridorda kapısında ‘girilmez’ yazılı kapıdan içeri sokulduklarını, buradan karanlık bir odaya sokulduklarını, karanlık odaya bırakan kişilerin çıktıklarını, karanlık odada yüzlerini karanlık sebebiyle göremedikleri kişilerin, kendilerini önce duvara yasladıklarını, gözlerini bağladıklarını, ters kelepçe takıldığını, sonrasında diz çöktürdüklerini, bir süre süründürdüklerini, dövüldüklerini ve cinsle işkenceyle tehdit edildiklerini ifade ettiler.

“Biz dışarıdan geldik, profesyonel bir ekibiz”

“Kendilerine işkence ve kötü muamele uygulayan kişilerin Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda yüzünü gördükleri ve sesini duydukları kişilerden olmadığını, birinin kendilerine ‘biz dışarıdan geldik, profesyonel bir ekibiz’ dediğini anlattılar.

“İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 5 kişi günlük doktor muayenesi sırasında yanlarında bir kolluk görevlisinin bulunduğunu, can güvenliklerinden duydukları korku ve kaygı sebebiyle yaşadıkları doktora anlatamadıklarını ifade ettiler.”

Doktordan “darp cebir izi yoktur” raporu

“İşkenceye maruz kaldığını anlatan bir kişi, gözaltı uzatım kararının ardından götürüldükleri muayenede daha önce darp izini rapora yazan doktorun bu kez ‘darp cebir izi yoktur’ diye rapor yazdığını, diğer raporun akıbeti konusunda bilgisi olmadığını ifade etti.

“İşkence ve kötü muameleye maruz kaldığını ifade eden 1 kişi işkence ve kötü muameleye başlanmadan önce kendisine ‘Burada cop sokuyoruz, bunları duymuşsundur, hepsi doğru’ denildiğini ve devamında yukarıda anlatılan işkence ve kötü muamele işlemlerine maruz kaldığını aktardı.

“Bir kişi gözaltı süresinin uzatılması için Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldıklarında Sulh Ceza Hakimine kötü muameleye maruz kaldığını söylediğini, hakimin kendisine cevaben ‘bir tek sen mi niye başkasında yok’ diye cevap verdiğini, bunun üzerine diğer bir kişinin de ‘ben de işkenceye uğradım’ dediğini, hakimin cevaben ‘ben doktor değilim, bu benim işim değil, doktora anlatın bunları’ dediğini aynı sorguda bulunan iki kişi anlattı.”

“Kolluk görevlileri soruşturmadan el çektirilmeli”

Baronun raporunda, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası sözleşmelerde de yazılı olduğu üzere doktor raporunun varlığı tek başına işkence ve kötü muamele yaşanmadığının göstergesi değildir” dendi.

Anlatımların birbiriyle uyumlu olduğunun ifade edildiği raporda, “Anlatımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilerin darp, cebir izi bırakılmayacak şekilde işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını doğrulamaktadır” değerlendirmesi yer aldı.

Talepler şöyle sıralandı:

* Gözaltında olan kişiler yönünden soruşturmayı yürüten kolluk görevlilerinin muhtemel bir işkence, kötü muamele soruşturmasının şüphelileri olabilecekleri değerlendirildiğinde, gözaltındakilere yönelik işkence ve kötü muamelenin devamının engellenmesi ve soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için soruşturmadan el çektirilmeleri,

* Günlük hekim muayenelerinin Türkiye’nin de taraf olduğu İstanbul Protokolüne uygun olarak yapılması gerekmesine rağmen, protokole aykırı bir şekilde muayenede kolluk bulundurulması sebebiyle, muayene işlemlerinin İstanbul Protokolüne uygun olarak yapılması için gerekli talimatların verilmesi,

* Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosunda gözaltında bulunan tüm şüphelilerin emniyet ifadelerinin tamamlanması beklenmeksizin savcılık karşısına çıkarılması,

* İşkence suçunu işleyen kişilerin tespiti için re’sen soruşturma başlatılması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve faillerin tespiti açısından etkin ve yeterli bir adli soruşturmanın yürütülmesi, emniyet birimlerinin ve mensuplarının ise bu soruşturmada doğrudan görevlendirilmemesi,

* Tüm kamera kayıtlarının ham görüntülerinin ivedi olarak toplatılması,

* İşkence beyanı karşısında hiçbir işlem tesis etmeyen ve gözaltı süre uzatım kararı veren ilgili Sulh Ceza Hakiminin tespit edilerek hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılmasının sağlanması