Erzincan İliç'te siyanür sızıntısıyla ve 9 işçinin hayatını kaybettiği liç kaymasıyla gündeme gelen Anagold Madencilik, CHP’nin hazırlayıp TBMM İliç Araştırma Komisyonu’na sunduğu rapora ilişkin açıklama yaptı. Şirket yaptığı savunmada, "faaliyetlerinin insan sağlığına veya çevreye kalıcı bir zarar vermediğini" iddia etti.
Anagold Madencilik, CHP’nin hazırlayıp TBMM İliç Araştırma Komisyonu’na sunduğu rapora karşı yaptığı savunmada, “İkinci bir şirket üzerinden entegre tesisinin ünitelerini farklı projeler halinde göstererek ÇED’e ayrı ayrı başvuruda bulunulduğu, mevzuata aykırı işlem yapıldığı" tespitine ilişkin, "Özellikle, her iki proje için kümülatif etki değerlendirmesi gerçekleştirilmiş olup, bu sayede projelerin birbirini nasıl etkilediği ve çevresel etkilerin bölgesel ölçekte nasıl şekillendiği ortaya konmuştur" dedi.
Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen 9 işçinin ölümüne sebep olan facianın “toprak kayması” olarak ifade edilen açıklamada, firmanın "222 milyon TL vergi borcunun silindiğine" ilişkin CHP'nin raporundaki bilgiye ilgili olarak, “Şirketimiz, tüm vergi mükellefiyetlerini eksiksiz yerine getirmekte ve hiçbir yükümlülükten kaçınmamaktadır. Bu sorumluluk bilinciyle, 2023 yılı içinde 2022 vergilendirme dönemine ait olarak toplamda 10,3 milyon ABD doları tutarında ek deprem vergisi ödenmiştir. Bu tutar, yapılandırma kapsamında düzenlenen vergi borcundan daha yüksek olup, şirketimizin yasal ve ahlaki yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymaktadır” görüşü dile getirildi.
Maden sahasında bugüne kadar "birçok iş kazası yaşanmasına rağmen bir kısmının kamuoyundan gizlendiğine” yönelik 13 Şubat 2024 tarihinde yaşanan facianın "bu zamana kadar ilk ölümlü kaza” olduğu kaydedilen açıklamada, “Bununla birlikte, herhangi bir iş kazasının meydana gelmesi halinde, kazalar en kısa sürede ilgili yetkili makamlara ve kamuoyuna şeffaf bir şekilde bildirilmektedir. Tüm süreçlerimiz kanunlar çerçevesinde, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine uygun olarak yürütülmektedir. Gizlilik veya bilgi saklama gibi bir yaklaşım, şirket politikamızla kesinlikle bağdaşmamaktadır. İş kazalarıyla ilgili tüm kayıtlar, mevzuatın öngördüğü şekilde yetkili denetim kurumlarına eksiksiz olarak iletilmektedir” ifadesine yer verildi.
"HER İLİ PROJENİN ÇED RAPORLARI KAPSAMLI DEĞERLENDİRİLDİ"CHP'nin raporundaki, “Liç sahasına oksitli cevheri getirip yığan Kartaltepe Madencilik adında ikinci bir şirket daha olduğu entegre tesisinin ünitelerini farklı projeler halinde göstererek ÇED’e ayrı ayrı başvuruda bulunularak”, “hile yapıldığına” ilişkin ise herhangi bir değerlendirme yapılmayan açıklamada, “Her iki projenin ÇED raporları, faaliyetlerin bölge ekosistemi üzerindeki olası etkilerini birlikte değerlendirerek, çevre üzerindeki toplam etkilerin kapsamlı bir analizini sağlamıştır” denildi.
"HEDEDİMİZ, HALKIN KENDİ GELENEKSEL GEÇİM KAYNAKLARINA GERİ DÖNÜŞ YAPMASINI DESTEKLEMEKTİR"Açıklamadaki, CHP'nin raporundaki ''Bölgede yöre halkının tarım ve hayvanacılıktan uzaklaştırılarak madenciliğe bağımlı hale getirilmesine'' ilişkin de, “Yöre halkının madencilik dışı sektörlerde çalışmak zorunda bırakıldığına dair iddiaların aksine, Anagold Madencilik olarak hedefimiz, halkın kendi geleneksel geçim kaynaklarına geri dönüş yapmasını teşvik etmek ve bu alanlarda büyümeyi desteklemektir” değerlendirmesi yapıldı.
CHP'nin raporundaki "Altın madenlerinde oluşan yüksek miktarlardaki toprak, atık, kaya ve liç yığınları potansiyel çevresel kirlenme kaynaklı olduğu aynı zamanda kanserojen gibi sağlık sorununa neden olmasına" ilişkin açıklamada, şu görüşler ileri sürüldü:
"Şirketimizin faaliyetleri, ulusal ve uluslararası çevre mevzuatına uygun olarak düzenli bir şekilde denetlenmekte ve tüm atık yönetim süreçlerimiz, doğaya ve halk sağlığına zarar vermeyecek şekilde tasarlanmaktadır. Siyanür ve ağır metaller gibi maddelerin çevreye yayılmasını önlemek amacıyla izleme sistemleri, sızdırmazlık önlemleri ve düzenli çevre ölçüm programları yürütülmektedir. Yeraltı suyu, yüzey suyu, toprak ve hava kalitesi üzerinde yapılan sürekli izleme çalışmalarıyla çevre üzerinde olumsuz bir etki tespit edilmemiştir. Madencilik faaliyetlerinden önce bölgede yapılan incelemelerde, yeraltı suyu, yüzey suyu ve toprak kalitesinin zaten düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle çevresel etkilerin başlangıçtaki durumla karşılaştırıldığında, madencilik faaliyetlerinden kaynaklı bir kirlenmeden bahsedilmemektedir. Ayrıca, madencilik faaliyetlerimizin her aşamasında toplum sağlığını korumaya yönelik uluslararası kabul görmüş standartlar uygulanmakta olup şirketimizin faaliyetlerinin insan sağlığına veya çevreye kalıcı bir zarar verdiği yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.''
CHP'nin raporunda yer alan "Firmanın, 2021 tarihli nihai ÇED raporuna aykırı olarak facianın başladığı Faz 4B’yi inşa ederek üretime açmasına” yönelik tespitine ilişkin de açıklamada, "Anagold Madencilik olarak, faaliyetlerimiz her zaman yasal çerçevede ve ilgili ÇED raporları doğrultusunda yürütülmektedir. 2021 tarihli nihai ÇED raporunda belirtilen yığın liç projeleri, gerekli tüm izin ve onay süreçlerine tabi tutulmuş olup, her aşamada yasal yükümlülüklerimize uygun şekilde planlanmıştır. İddia edilenin aksine, Faz 4B’nin inşası ve üretime açılması, 2021 ÇED raporunda öngörülen süreçlere aykırı değildir. Projelerimizin tamamı titizlikle değerlendirilmiş ve ilgili mevzuatlara uygun şekilde yürütülmüştür'' görüşü ileri sürüldü.
https://tele1.com.tr/new-york-belediye-baskani-eric-adams-yargic-karsisina-cikti-olay-dogrudan-akpye-uzaniyor-1148177/