Haber

Amasra maden faciasında sanık avukatı ölen işçiyi suçladı

Amasra 43 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının davası 2'inci gününde de adliye koridorunda görülmeye devam ediyor. AKP'ye verilen salonun madencilere verilmemesi tepki çekerken, sanık avukatının "kazaya sebebiyet veren eylem oradaki işçilerden birinin eylemidir” demesi büyük tepkiye yol açtı.

Amasra’da 43 madencinin hayatını kaybettiği iş cinayeti davasının ilk duruşması ikinci gününde devam ediyor. 14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne ait madende gerçekleşen ve 43 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşması ikinci gününde Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, tutuklu Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında yaşamını yitiren her madenci için 'olası kast ile öldürme' suçundan 25 yıla kadar hapis istendi. Yöneticiler hakkında ayrıca, 'olası kast ile kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama' suçundan da ağır yaralanan 4 kişiden her biri için 4 yıla kadar hapis talep edildi. Diğer 4'ü tutuklu, 19 kişi içinse ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep edildi.

AİLELERİN TEPKİSİ PSİKOLOJİSİNİ BOZMUŞ

Duruşmada ilk olarak işletme müdürü sanık Selçuk Ekmekçi’nin sorgusuna başlanıldı. Ancak madenci yakınlarının sanıklara gösterdiği tepkiler üzerine sanıkların avukatları madenci yakınlarının salon dışına çıkarılmasını, müvekkillerinin ‘psikolojisinin bozulduğunu’ iddia etti. Tekirdağ Baro Başkanı ve diğer avukatlar duruşmanın adliye koridorundan ziyade daha sağlıklı bir ortamda yapılmasını tekrar talep ettiler. Mahkeme başkanı bu koşullarda yargılamaya devam edeceğini tekrar belirterek talepleri reddetti. Ardından sorgusuna devam edilen Ekmekçi, 2015 yılında göreve geldiğinde iş sağlığı ve güvenliği sebebiyle madendeki faaliyetin durdurulmuş olduğunu söyledi. Göreve başladıktan sonra tüm eksiklikleri tamamladıklarını öne süren Ekmekçi, “Olay günü olan 14 Ekim 2022 tarihinde kayıtlarda hiçbir olumsuz durum gözlemlememiştik. İşçilerin kendi belirlediği ‘çalışan temsilcilerinden’ dahi tarafıma hiçbir olumsuzluk bildirilmemişti” dedi. Kendi görevini düzgün yaptığını diğer birimleri denetlediğini savunan Ekmekçi, madenci yakınlarının ‘delilleri dahi kararttınız’ sitemi üzerine şu yanıtı verdi: "Yangın olan bölgeyi söndürmek için elimden geleni yaptım. Koordinasyon gelip olaya el koyunca da geri çekildik. Hiçbir delil karartmadık. Gaz ölçümlerinde metan oranı yüzde 1.5 üzerine çıktığında elektrikler kesilir. Raporda da elektriklerin kesildiği ortadadır. MAPEG 2022 yılında 3 kere denetim geçirdik. Bize kusur atfedilen kömür tozu, havalandırma gibi hususların tamamında denetimlerden geçmişiz. Olaydan 3 gün önce olay yerini denetlemişler, -320 noktasında gerçekleşmiş, sıkıntısız demişlerdir. TTK kapsamında da aylık periyotlarda denetimler yapılmış, yine bir eksikliğimiz görülmemiş. Kusur atfedilen hususların hiçbiri raporlarda yok, hiçbir eksiğimiz görülmedi. Bu kadar denetimden geçen bir iş yerinde eksiklik olması söz konusu değildir." https://tele1.com.tr/gezi-parki-direniscilerine-palayla-saldiran-sabri-celebiye-fuhustan-248-yil-hapis-istemi-831908/

"BU KOŞULLARDA YARGILAMA YAPILAMAZ"

Müşteki vekilleri salonun uygun olmadığını, avukatların bilgisayarlara ulaşamadığını, zabıt tutulmadığını davanın ertelemesi gerektiğini söyleyerek heyete, "Burada yargılama, kayıt güvenliği yok", "Bu koşullarda yargılama yapılamaz" diye seslendi. Mahkeme heyeti ise, "Elimizden anca bu geliyor, spor salonunda olsa sadece bir tık iyi olacaktı çok da bir fark olmayacaktı. Şu an en büyük sıkıntımız müşteki yakınlarının müdahalesi" dedi. Müşteki yakınları salondan, "Sarayın avukatını uyarın" diye bağırarak sanık avukatlarını gösterdi.

“TAHLİSİYE EKİBİ NEREDEYDİ”

İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi'nin savunmasıyla devam eden duruşmada Ekmekçi, hiçbir ihmalin olmadığını öne sürdü. Bazı günler barutçuların gaz ölçüm cihazı taşımadığını söyleyen Ekmekçi, işçileri sorumlu göstermeye çalıştı. "Mesleğinde tecrübe açısından yeterli olduğunu söyleyen Ekmekçi, “Olay günü, post 2 vardiyasında metan gazı ve havalandırma ile ilgili herhangi bir sorun tespit edilmemiştir. Çalışan temsilcilerinden iş yeri ile ilgili herhangi olumsuz bir durum da gelmemiştir iş yeri ile ilgili. Herhangi olumsuz bir durum tarafımca tespit edilmemiş ve tarafıma gelmemiştir. Olaydan 20 gün önce kartiyeye gittiğimde barutçunun üzerinde gaz ölçüm cihazı yoktu, yazılı tutanak tuttum. Bu zincirlemede bir halka görevini yapmazsa kaza kaçınılmazdır. Ben denetim görevimi yerine getirdim. Vicdanım bu konuda rahattır. Olay bana bildirildikten sonra kurtarma çalışmasına katıldım. Kastım olsaydı yangın riskine rağmen ocağa girmezdim. Olayın olduğu düşünülen -320 kotunda 5 adet alarmlı ışıklı cihaz bulunmaktadır. Barutçularda gaz ölçerler vardır. Ocakta bir eksik müfettişlerce de tespit edilmemiştir. Bu kadar tespitten denetimden geçen iş yerinde eksiklik söz konusu değildir. Bilirkişi raporu yer altını görmeden afaki değerlendirmelerde bulunmuştur" diye konuştu. Ekmekçi havalandırmanın yetersiz olamadığını söyleyerek, bilirkişinin bilimsel olamayan verilerle rapor hazırladığını öne sürdü. "Olay günü vantüplerin yandığını gördüğünü söyleyen Ekmekçi, “ Bu olmamalıydı. Onun alev almaz özellikte olması gerekir. Bu patlama sonrası yangının diğer bölgeye taşınmasına neden olduğunu düşünüyorum. Bu sorumluluk TTK genel müdürlükteki satın alma müdürlüğünün sorumluluğudur" dedi. Sanığın, tüm yönetim ekibi olarak kurtarma çalışmalarına katıldığına dair ifadelerine aileler tepki gösterdi: "Kurtaracak kimse yoktu, itfaiye soktunuz oraya. Tahlisiye ekibi neredeydi." 20 Eylül günü -320 sağ kalın damar üst taban bölgesinde metan birikmesi sürecinde üretimi durduklarını Ekmekci'ye hatırlatan müşteki vekili Derviş Emre Aydın, 14 Ekim günü pervane arızası olmasına rağmen neden üretimi devam ettirdiklerini sordu. Sanık Ekmekci, "Bu arıza hakkında olay günü bilgim yoktu, ben 15.00 tertibine katılmadım. Bu sorun o vardiyadaki nezaretçilerce çözülebilecek sorundu" dedi.

KAÇAK ÜRETİM YAPILDIĞINI İTİRAF ETTİ

Selçuk Ekmekci’nin ifadelerinde “Lavara sokmadan kuyunun dibine çıkardıkları yığılı kömürü çıkarmamızı TTK Genel Müdürlüğü, Müessese Müdürüne söylemiş kendisi bana iletti. Lavara sokmadan en fazla 300-400 ton kömür çıkarmışızdır. Kazım Eroğlu biliyordu bu şekilde kömür çıkardıklarımızı, emekli olan müdür yardımcısı da biliyordu” diyerek kaçak kömür üretildiğini söyledi. Ekmekçi'nin sorgusu, avukat Evren İşler'in sorularıyla devam etti. İşler, "Amasra'da herkes, kaçak üretim sonucu çıkarılan kömürün Bartın Valiliği tarafından yardım amacıyla dağıtıldığını söylüyor. Bu iddia doğru mu?" diye sordu. Ekmekçi "Bilmiyorum, ocağın önüne yığılan kömürler paketlenmedi" yanıtını verdi. O sırada salonda bulunan madenci yakınları "Yalan söylüyor, iddia doğru" diyerek tepki gösterdi. Mahkeme başkanı, İşler'in sorusuna, "Aynı şeyleri sormayın" diyerek müdahale etti. Avukat Evren İşler, fazla çıkarılan kömürün üretim baskısı yaratıp yaratmadığını, siyasi çıkar amaçlı dağıtıldığına ilişkin iddiaları sordu, sanık bunu bilmediğini kendisine gelen talimatlara göre hareket ettiğini söyledi. Müşteki avukatı Ceren Yılmaz, “Dün sanık Cihat Özdemir -350 kota kadar ancak projelendirme olduğunu belirtti” sorusuna, sanık Ekmekci, “-360 ve -365’e kadar faaliyetimiz sürüyordu” dedi. Müşteki vekilleri tarafından bir ses kaydı dinletildi. Ses kaydında -370 ve -390 kota kadar faaliyet yapıldığı belirtildi. Kaçak kota ilişkin soruya cevaben sanık Selçuk Ekmekci konuşan gaz izleme operatörünün durumu bilmeden konuştuğunu belirtti. Projede -350’ye kadar faaliyet yapabilecek bir alanda, proje dışı kaçak kot çalışmaları yapılması sorularına Ekmekci, “Buralarda denetim gerçekleşti, raporlarda bunlar yer almıyor. Konumuz iş güvenliği mi faaliyetimiz mi, anlamıyorum” diye cevap verdi.

TEPKİ GÖSTEREN AİLELER DIŞARI ÇIKARTILDI

"İş güvenliği eğitimleri yeterlidir" diyen Ekmekci'ye, 19 işçinin zehirlenerek öldüğünü, işçilerin maskelerinin takılmadığı, maske eğitimlerinin sadece teorik olduğuna dair tanık ifadelerini hatırlatan Ankara Barosu avukatı Emine Ak'a Ekmekci'nin yanıtı, “Maske eğitimleri maket üzerinden, maskeler açılmadan yapılmaktadır, doğru. Çünkü gerçek maskelerin maliyeti çok yüksektir. Bunun kararını verecek merci ben değilim” dedi. "Hangi güçler var arkanda, kimi aldın arkana" diye Selçuk Ekmekci'ye tepki gösteren aileler arasından bir kadın mahkeme başkanının talimatıyla dışarı çıkarıldı.

ÖLEN İŞÇİYİ SUÇLADI

Sanık avukatlarının savunmasında kullandığı “Belki de kazaya sebebiyet veren eylem oradaki işçilerden birinin eylemidir” ifadeleri tartışma yarattı. Aileler duruma tepki gösterirken; sanık avukatları madenci ailelerinin duruşmadan çıkarılmasını talep etti. Bunun üzerine duruşmada bulunan CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu da madenci ailelerini sakinleştirmeye çalıştı. Sanık avukatlarından Av. Çağla Dursun “Burası siyaset arenası değil, vekil aileleti kışkırtıyor, duruşmadan çıkarılsın” dedi. Dursun’un Bankoğlu’na yönelik sözleri ailelerin tepkisine neden oldu. Bankoğlu, “Sayın başkan sarayın avukatlarını uyarın, ben burada oturmaya devam ediyorum” diyerek sanık avukatlarının ifadelerine tepki gösterdi.

NE OLMUŞTU?

Bartın’ın Amasra ilçesinde, 14 Ekim 2022 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne ait madende gerçekleşen patlama sonucunda 43 işçi hayatını kaybetmiş, 10 işçi de yaralanmıştı. Amasra Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 24 kişi gözaltına alınmıştı. Aralarında müessese yetkililerinin de olduğu 8 kişi tutuklanmış, 16’sı adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Bartın Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan 195 sayfalık iddianame, Bartın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. 116 müştekinin yer aldığı iddianamede, tutuklu Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında yaşamını yitiren her madenci için ‘olası kast ile öldürme’ suçundan 25 yıla kadar hapis istenmişti. Yöneticiler hakkında ayrıca, ‘olası kast ile kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama’ suçundan da ağır yaralanan 4 kişiden her biri için 4 yıla kadar hapis talep edilmişti. Diğer 4’ü tutuklu 19 kişinin ise ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapsi talep edilmişti. Dava, sanıkların ifadelerinin alınması için ertelendi.