Ali Babacan’dan ‘seçim ittifakı’ açıklaması

Yayın tarihi: 15 Mart 2021 Pazartesi 11:51 am - Güncelleme: 15 Mart 2021 Pazartesi 11:51 am

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin seçim ittifakıyla ilgili kararı ‘seçim zamanında alacağını’ söyledi. Babacan, ‘Hangi ittifak?’ olacağına ilişkin ise, “Seçim kararı alındığında… Ama olumlu-olumsuz, hangi ittifakla bilemiyorum” dedi.

Cumhuriyet’ten İpek Özbey’e konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İttifaklara ilişkin bir soruya Babacan, kararın seçim zamanında alınacağını belirterek, “Ama olumlu-olumsuz, hangi ittifakla bilemiyorum” ifadesini kullandı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı, eski Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın ilk milletvekili listesine konulurken parti içinden de itirazlar geldiğini söyleyen Babacan, “Kendisi çok ısrarcı oldu. O günkü başbakan mecbur kabul etmek zorunda kaldı. Bütün bu olanların faturasını tek bir kişiye yıkmak doğru değil. Onun için mesela bu Merkez Bankası rezervlerinin erimesi konusunda, ‘Taraflı cumhurbaşkanı, akraba bakan beraber yaptılar’ diyorum” dedi.

Babacan, Erdoğan’ın açıkladığı ekonomi paketini, “Önemli ölçüde bir hayal kırıklığı” yorumunu yaptı, şöyle devam etti: “Fiyat istikrarını artık bir kenara koyuyoruz” açıklamasının enflasyonun tek haneye indirme hedefiyle 180 derece farklı olduğunu söyleyen Babacan, “Fiyat istikrarı, fiyatların zikzaklanmaması demek. Yasal düzenlemelerimize baktığımızda temel görevlisi Merkez Bankası. Para politikalarının ana hedefinin fiyat istikrarı olduğunu söyleyerek geldik bugüne kadar. Bir yandan metinde yazdığı gibi tek haneli enflasyon sözü verirken bir yandan da Merkez Bankası’yla, para politikalarıyla olan kavgalı duruşun devamının izlerini gördük.”

Babacan’ın bazı sorulara yanıtları şöyle oldu:

*Cumhurbaşkanı paketi açıklarken “İnşallah Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece gündüz çalışarak hedeflerimize ulaşacağız” dedi. Sahi, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilir mi?

Açıklanan paket önemli ölçüde bir hayal kırıklığı. İçinde belki teknik anlamda bazı sorunların farkına varılmasıyla ilgili izleri görüyoruz ama bu sorunların farkına varanların daha çok teknisyen ekip olduğunu anlıyoruz. Enflasyonun tek haneye indirileceği yazılıyken Cumhurbaşkanı’nın çıkıp da “Fiyat istikrarını artık bir kenara koyuyoruz” açıklaması birbiriyle 180 derece farklı bir konu. Fiyat istikrarı, fiyatların zikzaklanmaması demek. Yasal düzenlemelerimize baktığımızda temel görevlisi Merkez Bankası. Para politikalarının ana hedefinin fiyat istikrarı olduğunu söyleyerek geldik bugüne kadar. Bir yandan metinde yazdığı gibi tek haneli enflasyon sözü verirken bir yandan da Merkez Bankası’yla, para politikalarıyla olan kavgalı duruşun devamının izlerini gördük.

*Herkes ‘damat’ derken, siz neden ‘akraba bakan’ diyorsunuz?

Yani bugün damat olur, yarın başkası olur, nepotizm hastalığı sadece kayınpeder-damat ilişkisi değildir. Daha genel anlamda akraba görevlendirmenin yanlış bir şey olduğunu vurguluyoruz. Damat diyerek tek bir kişiyi hedef alıyorsunuz, oysa bizim burada problemimiz yakın akrabanın bakan olarak atanması. İsterse en başarılı kişi olsun… Onu bile yapmaması lazım. En başarılı kişiyi bile sırf yakın akraba olduğu için oraya koyarsanız, o insana da yazık. Ben bazen bakıyorum, damada yüklenme çok fazla oluyor. Onu görevlendiren kişi… sanki onun hiç suçu yokmuş gibi. Herkes damatla uğraşıyor, onu göreve getiren kim? İlk milletvekili listesine konulurken bile “Yapmayın bunu, yanlış” dedik.

*İttifak içinde yer almıyorsunuz ama bir yandan da ittifaka yakın duruyorsunuz…

Kuruluşumuzdan sonra tüm siyasi partilerle diyalog içinde olmaya gayret ettik. Bütün siyasi partilerle bayramlaşmak için adım attık, iktidardan ret, muhalefetten kabul aldık. Pandemi nedeniyle Zoom üzerinden bayramlaştık. Biz siyaseti kavga üzerinden değil, diyalog üzerinden yürütmek istiyoruz. Ama iktidar kapıyı kapattı. Arkasından geçen sene “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışması başlattık. Genel merkezimizi açtıktan sonra muhalefet partileri ziyaretimize geldi, onlara çalışmamızdan bahsettik. Sizin de varsa çalışmanız, arkadaşlarımız konuşsun dedik. Partilerin bu konuda görevlendirdiği kişiler en az bir defa görüştüler… Kim, ne hazırlamış, istişare ettik.

*Diyelim yarın seçim oldu, tüm bu çalışmalarınızı bir mutabakat olarak seçmene duyuracak mısınız?

Mutabakata ulaşabilir miyiz bilmiyorum. Bütün partiler bir arada çalışmıyoruz. İkili görüşmeler bunlar…

*Niye bir araya gelmiyorsunuz?

Bu kadar erken bir aşamada bir ittifak görüntüsünün doğru olmayacağını düşünüyorum.

*Niçin?

Çünkü ittifak bir seçim ittifakı. Seçim bitince ittifak anlamsızlaşıyor. Kaldı ki son bir ayda diğer muhalefet partilerinin yaptıkları açıklamalara bakarsanız ittifak konusunda çok somut şeyler duymuyorsunuz. Örneğin Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Karamollaoğlu’nun yaptığı basın toplantısını dönüp bir izleyin. İkisi de “Seçim yaklaşınca bunu konuşuruz” diyorlar. Bizim de kendimize özel bir sebebimiz var. Kendi özgün kimliğimizi öncelikle oluşturmamız lazım. Erken aşamada herhangi bir siyasi partiye yakın görünür, erken aşamada ittifakın içinde gibi algılanırsak vatandaşlarımız bizi anlamak için çaba göstermez, “Bunlar onlarla beraber” derler, bitti. Kendi zihinlerinde bizi bir torbaya atarlar. Halbuki bizim yeni bir parti olarak kendi özgün kimliğimizi oluşturmamız gerekir.

*Peki, ittifaklarla ilgili kararınızı ne zaman vereceksiniz?

Seçim kararı alındığında… Ama olumlu-olumsuz, hangi ittifakla bilemiyorum.

*Sahiden bir öngörünüz yok mu?

Yok, çünkü işler çok çabuk değişiyor. Siyasi partiler arasındaki diyalog çok önemli. Birbirimizi anlama egzersizi çok önemli. Siyasi partiler de değişiyor, yeni partiler kuruluyor. Ayrılmalar oluyor, işler de değişiyor. Güven de çok önemli. Bir kader ortaklığı yapılacak karşılıklı güven de çok önemli. Birbirlerini tanımadan, anlamadan bu güveni nasıl sağlarsınız. Sürekli şekil değiştiriyor siyasi partilerimiz, evrile evrile gidiyor. Bir yıl önceki durumla bugünkü durum farklı, muhtemelen bir sene sonra da biraz daha değişir. O gün geldiğinde, günün şartlarında değerlendireceğiz. Bugünden adını koymayı doğru bulmuyoruz.

SÖYLEŞİNİN TAMAMI