Ali Babacan: Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili değişiklik önerimiz yok

Yayın tarihi: 4 Ocak 2023 Çarşamba 9:40 am - Güncelleme: 4 Ocak 2023 Çarşamba 9:41 am

Ana dilde eğitim ‘ananın ak sütü kadar helal’ diyen DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, “Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili hiçbir değişiklik önerimiz yok” ifadelerini kullandı. 

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek isimli programın konuğu oldu. Ali Babacan, Anayasa’daki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür” maddesi hakkında, “Biz 66. maddeye 85 milyonun hepsini koyduk. Ana dilinde eğitim meselesi. Ana dili diyoruz. Bir hanede annenin konuştuğu dil demektir ana dili. Ananın ak sütü kadar helal bir konudur diyoruz. Anayasa’nın da o şekle getirilmesini istiyoruz.” dedi.

Babacan, Anayasa’da ilk dört maddenin değiştirilmesi hakkında değişiklik önerilerinin olmadığını belirterek şunları dile getirdi:

“6 PARTİ BİRLEŞİP TEK PARTİ OLMADIK”

“DEVA Partisi olarak Türkiye’nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söylüyoruz. Bunlar hep arkasında durabileceğimiz iddialardır. Uygulama imkanı Meclis aritmetiğiyle ilgili tabii ki. Biz DEVA Partisi’ni kurarken Türkiye’de herhangi bir siyasi partinin bu ülkenin sorunlarının çözüne inansaydık, kurmazdık. Hiçbir tabuya bağlı kalmayacağız dedik. 85 milyonun tamamını kucaklama iddiasıyla bu işe başladık. Milliyetçiliği, milletin tümünü kucaklayabiliyorsanız öyle görüyoruz. Toplumun bir kısımını iteleyerek, öteleyerek, sadece bir kısmını seviyorsanız bu milliyetçilik olmuyor. Bizim milliyetçiliğimiz 85 milyonun tamamını kucaklayabilmek. Dün sabah kamuoyuna duyurduğumuz 1,5 senelik bir emeğin ürünü, tam bir eser. 354 kalem iş var. Burada hayvan hakları, doğa hakları var. Böyle baktığınızda dünden beri tartışılan sadece 2 madde tartışılıyor. Demek ki 354 maddede bir şey bulamamışlar. Şu andaki iktidar dar siyaset yaptığı için bu çalışmaları kavraması zor. Anlasa bile şu anki siyasi çizgilerine ters düşüyor. Biz 6 Masa’ya oturduk diye, 6 parti birleşip tek parti olmadık ki. Biz taleplerimizden vaz geçmeyeceğiz. 2001 yılında AK Parti kurulduğunda, deseydik ki, ‘TRT Kürtçe kanal açmalı’ diye. AK Parti mutlaka kapatılırdı. Sonra TRT Şeş açıldığında TRT Kürdi kurulduğunda normalleşmiş bir ortam vardı. Bizim iddialarımız hayata rahatlıkla geçirilecek iddialar. Kritik konularda çok geniş istişareler yaptık.

Ali Babacan’dan “ortak politika belgesi” açıklaması! “Metne girmeyecek”

“GERÇEK FETÖ’CÜ İÇİN AF SÖZKONUSU DEĞİL”

Biz 66. maddeye 85 milyonun hepsini koyduk. Ana dilinde eğitim meselesi. Ana dili diyoruz. Bir hanede annenin konuştuğu dil demektir ana dili. Ananın ak sütü kadar helal bir konudur diyoruz. Anayasa’nın da o şekle getirilmesini istiyoruz. Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili hiçbir değişiklik önerimiz yok. En ufak değişiklik bir önerimiz var. Bunun okunması, insanların hazmetmesi, anlaşılması birkaç hafta alacak. Biz Türkiye’nin hiçbir sorunundan kaçmıyoruz, korkmuyoruz, üzerine üzerine gidiyoruz. Gerçek FETÖ’cü ise tabii ki af sözkonusu değil. Ama beraat ettiyse, savcılık soruşturmaya ihtiyaç duymadıysa, takipsizlik verildiyse onların haklarının tabii ki iade edilmelidir diyoruz. Mahkeme beraat ettirmiş, hala işten atılmış görülüyor. 1 milyon 574 bin kişi Türkiye’de terör örgütü üyeliğiyle soruşturmaya tabi tutulmuş durumda. Muhtemelen sayı 2 milyonu geçti. Bir ülkede 2 milyon terör üyeliği olabilir mi? 129 kaynaktan yararlanılarak hazırlanmış bir hukuk metni. FETÖ sisteminin merkezinde bulunan, içinde olan, karar alma mekanizmalarında olan hiçbirine af yok. FETÖ askeri darbe yapmaya kalkışacak kadar aklını yitirmiş bir örgüt. Tarikat aslında yol demektir. Allah’a ulaşma yolu.Dini özgürlükler alanıda değerlendirilmeli. Ancak bu tür yapıların şemsiyesi altında siyaset, ticaret dönüyorsa onu incelemek de devletin görevidir”

“TARİKAT VE CEMAATLER DERNEK OLARAK YAPILANSINLAR”

Babacan, tarikat ve cemaatlerin yasal olarak dernekleşmesini savundu. Babacan şunları sarf etti:

“İktidarla bu tür yapılar arasında bir pazarlık bir al-ver ilişkisi olmuş. Sizin mensuplarınız bize oy versin biz de size şunu verelim. Verilen imtiyazdır, mahkemeye işi düşünce müsamaha göstermektir, şudur budur. Biz cemaatler, tarikatlar, dini gruplar şeffaf ve açık bir şekilde dernek olarak yapılanabilsinler dedik. Şu anda yasak. Bazı ticari faaliyetler, ekonomik gereklilikler sebebiyle tüzel kişiliğe ihtiyaç duyuyorlar, dernek kuruyorlar. Niye kayıt dışı olsun ki? İnancı doğrultusunda örgütlenebilme örgütlüğü insan hakkı. Ama resmen yapabilmeliler. İbadethanelerini açabilsinler. O kanunlar gerçekten yasaklayabilmiş mi? Yeraltına inince devletin denetleme imkanı kalmıyor. Biz şeffaf olsun, açık olsun diyoruz. Devrim kanunlarının o gün için bir mantığı var, anlıyorum. Ama bugünün şartlarına göre tekrar bakmamız gerekiyor. Vakıf ya da dernek içinde ‘biz dini örgütlenmeliyiz’ desinler. Vakıflara bağlansınlar. Diyanet’in iç yapılanmasının değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnsanlar ‘hükümetin propagandasını dinlemek istemiyorum’ diye cuma namazına gitmiyor. Bunun vebalini düşünebiliyor musunuz? Şu anda yasak olduğu için kayıt dışına gitmek zorunluluğunu hissediyorlar. Açık olsun, işlerini kurallarına uygun yapsınlar. Devlet denetlesin”

“6’LI MASA BENİ ADAY GÖSTERSİN EN İYİ ŞEKİLDE YAPARIM”

Babacan, Altılı Masa’nın kendisini aday gösterme ihtimali hakkında şunları dile getirdi:

“Biz hiçbir siyasi partiyle adaylar konusunda, olası isimler konusunda ‘olur’ ya da ‘olmaz’ demiyoruz. 6’lı Masa’da hiçbir isimle ilgili olumlu/olumsuz hiçbir görüş zikredilmedi. 6’lı Masa böyle bir mutabakata varırsa hem seçilebilme sorunu olmaz hem de en iyi şekilde ben yaparım, sorun yok. Bizim öncelikle ortak yönetim modeli ve geçiş yol haritasında mutabık kalmamız önemli. Seçilecek cumhurbaşkanı yetkilerini nasıl kullanacak, 6’lı masa ile mutabakat nasıl olacak bunlar etraflıca hazırlanıyor. 6’lı Masa’nın mutabakat ruhu var. Onun için dikkat ederseniz bizden hiçbir açıklama yapılmadı. Benim görüşüm şahsi görüş olmamalı. Partide çok kıymetli insan kaynağımız var. Ortada dolaşan genel başkanlar var, belediye başkanları var, bir de toplumda dillendirilen isimler var. Topu topu 15-20 kişilik isim havuzu var.”

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GERİ DÖNERİZ”

Çok açığız. 19 No.lu eylem planı. Cumhurbaşkanı yemin ettikten sonraki ilk imzalardan birisi olarak İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar dönmek olacaktır.”