Merkez Bankası’nın faiz kararı: Seçime kadar idare edelim yeter

Yayın tarihi: 27 Mayıs 2022 Cuma 10:15 am - Güncelleme: 27 Mayıs 2022 Cuma 10:25 am

Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu dün aldığı kararla faiz kararını 5’inci kez sabit tuttu. 5’inci kes pas kararı alınan faiz 6’ıncı ayda da uygulanmaya devam edilecek. Ekonomi Yazarı Alaattin Aktaş Merkez’in kararını ‘Seçime kadar idare edelim yeter’ diye yorumladı.

Merkez Bankası faizde pas kararı aldı. Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, Merkez Bankasının kararı için, “Dünkü karar, seçimin ekonomik zorluklar daha da tırmanmadan bu yıl yapılma ihtimalinin giderek arttığının bir işareti” dedi. Aktaş Dünya Gazetesinde yayınlanan yazısında, “Dünkü karar göstermiştir ki, ekonomik açıdan ne kadar tahribat yaratırsa yaratsın artık faize dokunulmayacak, başka formüller denenecek, başka icatlar çıkarılacaktır. Öyle görünüyor ki hedef şudur, ‘Seçime kadar idare edelim, yeter’ ” ifadelerini kullandı.

Aktaş yazısının bir bölümünde de Merkez Bankasının Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası gibi hareket ettiğini oysaki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası gibi çalışması gerektiğini vurgulayarak, “Bu ayrıntının gereğine uygun hareket etmemekten ötürü rahatsızlık duyuyor musunuz?”

Merkez Bankası’nın yanında “Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır” yazdığını söyleyen Aktaş, TCMB’ye 6 soru yönelterek ‘Fiyat istkrarını sağlayamıyorsanız, ki sağlayamıyorsunuz, hata (şimdilik) Ankara Ulus’ta bulunan başkanlık binasının önünden geçen otobüsün şoföründe mi?”

Merkez Bankası beşinci kez pas geçti

Aktaş’ın yazısından ilgili bölüm şöyle:

Politika faizinin değiştirilmemesi kararının altında sanki seçim takvimi yatıyor. Daha önce de dile getirdiğimiz görüşü koruyoruz. Dediğimiz şuydu:

-Kur artışını ve bu artışın enflasyonu daha da tırmandırmasını önlemeye dönük adımlar, zaman kazandırıcı adımlar olur ve bu durumda seçimin öne alınması gerekmez. Bu adımlar faiz artışı olur (olabilirdi) ya da enflasyona endeksli borçlanma kağıdı çıkarılması olur. Birincisi yapılmadı, sırada belki ikinci seçenek vardır.

-İkinci olarak da şunu söylemiştik. Ne faiz artırılır, ne enflasyona endeksli kağıt çıkarılır, ekonomik durum daha da bozulmadan en kısa sürede yani sonbaharda seçime gidilir.

Şimdi muhtemelen şu yapılacaktır: Dövizin önümüzdeki günlerdeki seyri izlenecek ve enflasyona endeksli kağıt çıkarılıp çıkarılmayacağına karar verilecektir. Dünkü karar göstermiştir ki, ekonomik açıdan ne kadar tahribat yaratırsa yaratsın artık faize dokunulmayacak, başka formüller denenecek, başka icatlar çıkarılacaktır. Öyle görünüyor ki hedef şudur:

“Seçime kadar idare edelim, yeter!”

YA O İFADEYİ KALDIRIN YA GEREĞİNİ YAPIN!

Enflasyon yüzde 70, bu ay sonundaki oran muhtemelen yüzde 75’i de aşacak. Merkez Bankası’nın dünkü PPK toplantısından sonraki gerekçelerine bakıyorsunuz, sanki enflasyonun buralara gelmesinin sorumlusu tümüyle başkaları…

Yok uluslararası fiyatlar, yok arz kısıtlamaları falan filan…

Geçen ay da bel bağlanmıştı, şu savaş bitse, enflasyon düşecek de, Putin yanaşmıyor ki bir türlü! Gerçi savaşan o iki ülkenin enflasyonu bile bizimkinden çok çok düşük ya, neyse…

PPK açıklama metnini okuduktan sonra Merkez Bankası sayfasındaki bir ifade gözümüze çarptı. Biliyorduk orada ne yazdığını da, bir kere daha çarptı işte…

Merkez Bankası’nın web sayfasının en üstünde, Banka isminin yanında şu yazıyor:

“Merkez Bankasının temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır.”

“Fiyat istikrarı” da dikkat çeksin diye koyu renk yazılmış.

Peki fiyat istikrarı ne demekmiş, onu da Merkez Bankası’nın tanımından öğreniyoruz:

“Fiyat istikrarı para politikasının uzun dönemli temel amaçları olan büyüme ve istihdama yönelik ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder.”

Tanımı öğrendik, güzel… Peki Türkiye’deki durum neymiş:

“Türkiye’de Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Fiyatların istikrarlı olması; fiyatların hiç değişmemesi değil, genel seviyesindeki uzun süren artış (enflasyon) veya düşüş (deflasyon) eğiliminin önlenmesi anlamına gelir. Bu sayede, Türk lirasının satın alım gücü, dolayısıyla bir para birimi olarak güvenilirliği korunur.” Bütün bunları okuduktan sonra aklımıza birkaç soru geldi:

– Madem amacınız fiyat istikrarını sağlamak, peki sağlayabiliyor musunuz?

-Sağlayamıyorsanız, ki sağlayamıyorsunuz, hata (şimdilik) Ankara Ulus’ta bulunan başkanlık binasının önünden geçen otobüsün şoföründe mi?

– Sizin şu duruma gelinmesinden dolayı hiç mi sorumluluğunuz yok? Hiç rahatsız olmuyor musunuz?

“Web sayfamıza bunları yazmışız ama yazdıklarımızın gereğini yerine getiremiyoruz” diye düşündüğünüz oluyor mu?

– Adınızın niye Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası değil de, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olduğunu arada bir de olsa aklınıza getirip bu ayrıntının gereğine uygun hareket etmemekten ötürü rahatsızlık duyuyor musunuz?

-PPK açıklamalarına bir dönem “Faiz enflasyonun altında kalmayacak”, daha sonra “Faiz çekirdek enflasyonun altında kalmayacak” yazıp ardından enflasyon yüzde 70’i bulmuşken faizi yüzde 14’te tutmayı bir çelişki olarak görüyor musunuz?

– PPK açıklamalarına hala yıllık enflasyon hedefi olarak artık aylık gerçekleşme için bile düşük sayılan yüzde 5’i yazmaktan vazgeçmeyi düşünüyor musunuz?

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN.